KONTRAST 55 İNTERAKTİF PROJELER VE KAZANANLAR

BALKONA ÇIK, BALKONU ÇEK

Gündelik hayatımızdaki nesneler, insanlık halleri, küçük detaylar ve bunların şiirsel anlatımı çoğu zaman bize iyi geliyor. Tanıdık durumların sergilenen bir esere dönüşmesi onu anlamamızı sağlıyor ve duygumuzu çalıştırıyor.

Hem evin içi hem de dışı… Bazen depo, bazen hava alma, oturma yeri. Çiçekler, dolaplar, masa-sandalyeler, perdeler, çerçeveler ve daha bir sürü şey…

VESTİYER

Gündelik hayatın koşuşturmacası içindeki detaylar, bazen öyle bir şekilde önümüze gelir ki duygularımız harekete geçer, kendimizi başka yerlerde buluruz. Böylece sıradan nesneler bir sanat eserine dönüşür.

Bizi dış dünyaya, evimizin sakinliğinden sokağın karmaşasına yolculayan bir geçiş… Aynı zamanda evimize vardığımızda soluklandığımız bir durak.

Vestiyerler evden çıkmadan önce paltomuzu, ayakkabımızı giydiğimiz aynaya son bir bakış attığımız alanlardır. Eve döndüğümüzde bizi en sıcak haliyle karşılayan, tüm yüklerimizi bıraktığımız mekânlardır. Bazen duvarda sade bir askı, bazen de eşit aralıklarla dizilmiş raflarıyla misafirlerimizi karşılar, aynı içtenlikle onları uğurlar.”

BUZDOLABI KAPAKLARI

Mutfakların en vazgeçilmez eşyalarından biri… Kişinin buzdolabı kapağındaki objelere bakılarak hayatları hakkında fikir sahibi olabiliriz. Bir yaşanmışlık ve ‘’evim’’ duygusunu hissedebiliriz.

Buzdolabı kapağına iliştirilen nesneler ise adeta bir sergi alanı… Gidilen seyahatlerin hatırasını gösteren magnetler, fotoğraflar, komik anılar, kişisel beylik laflar, alıntılar, sucu, pizzacı gibi mühim sipariş telefonları, takvim, kalemli not defteri, yemek tarifleri, ‘‘aman kapağı açtığında yediklerine dikkat et’’ notları…

SALGINDA EV-OFİS’LER

Olağanüstü günlerden geçiyoruz. Oysa uzunca bir süredir Kontrast Dergisi olarak olağan gündelik hayatımıza bakıyorduk. Hiç planlanmayan bir şey oldu ve bir virüs salgını ile hepimizin etkilediği günleri yaşıyoruz. Salgının yayılmaması için toplumun büyük bir kısmının evde kalması gerekiyor. Hiç olmadığı kadar kendimizi etrafımızdaki diğer insanlardan izole etmeyi öğreniyoruz. Bu sürede hastalık anlaşılmaya, ilaçları bulunmaya çalışılıyor.

Temel ihtiyaçlarımız ile evimizin içinde yaşamak durumundayız. Birçok meslek, eğitim, toplantı evden yürütülmeye başladı. Evler hiç olmadığı kadar yaşama alanına döndü, adeta ev-ofise evrildi.

Artık birçok evin vazgeçilmez bir alanı daha var. Dışarıda yaptığımız şeylerin bir kısmını yapmaya çalıştığımız bu ofis/okul alanlarında öğrenciler eğitimlerini evden tamamlamaya çalışıyorlar, birçok toplantı bilgisayar üzerinden online yapılıyor, kurumlar yaptıkları hizmetleri evden çözmeye çalışıyorlar.

SALGINDA PENCERELER

Evlerimizin dışarıya açılan, bizi kapalı bir kutuda yaşamak hissinden uzaklaştıran, perdeleriyle, süsleriyle, eşiklerine koyduğumuz çiçekleriyle ve karşısında gördüğümüz sokak, mahalle, gökyüzü ile nefes aldığımız, dışarıyı seyrettiğimiz köşelerimiz.

DUVARA ASTIKLARIN SENİ ANLATIR

Resimler, fotoğraflar, unutma notları, şakalar, hediyelik işler, kumaşlar, kilimler… Kıymet verdiğimiz, hatırlamak istediğimiz bazen de dekoratif amaçlı eşyalar, evleri dört duvar kapalı kutu hissinden de uzaklaştıran, yaşanmışlık hissini veren birer panoya dönüştüren detaylar…

 

Bizi paylaşın..