Alper GÜLDEMET | Geniş Bakış – Sinema (51. Sayı)

“Everlasting Moments”

(Ölümsüz Anlar, 2008, Almanya, Danimarka, Finlandiya, İsveç, Norveç Ortak Yapımı, 131 Dak., Tür: Biyografi, Dram, Y:Jon Troell GY:Jon Troell, Mischa Gavrjusjov)

Jan Troell’in yedi yıllık bir aradan sonra çektiği 5 ülkeden 26 organizasyonun desteği ile hayat bulan ve İsveç’in 2009 Oscar adayı olan bu şiirsel film, sanayileşme ve kentleşmenin yanı sıra sosyalist ve *evanjelist hareketleri de ele alırken kültürel değişimleri de bir ev hanımı olan Maria Larsson’un gerçek hikâyesine dayandırarak ailesi aracılığıyla irdeliyor.

1900’lerin başlarında İsveç’te, emekçi sınıfından genç bir kadın olan Maria, çekilişten bir fotoğraf makinesi kazanır ve hayatı tamamen değişir. Maria dünyayı yeni gözlerle görmeye başlar; aynı makine alkolik kocası için bir tehdit unsuru, hikâyeyi anlatan kızı için ise ilham kaynağıdır…

Maria az eğitimli çok da sofistike olmayan fakat yaratıcı olduğu kadar doğuştan fotoğraf yeteneği olan biri.

Filmde Maria’nın bir ölü kızı fotoğrafladığı ve bu sahneyi seyredenlerin yarattığı atmosfer gibi birçok sahnede de aynı hava yaratılmış. Bu da film içindeki diyaloglar kadar filmin dram yapısına büyük katkı sağlarken, fotoğraf ile ilgili düşüncelerimizi de değerlendirmemizi, sorgulamamızı ister niteliktedir;

– Kamerada ne görüyorsun Maria?

Korumak ve açıklamak için keşfedilmeyi bekleyen bir dünya

-Bu sadece gerçek bir fotoğraf çekmeden önce çektiğim bir fotoğraf

Film, Guldbagge Award’da en iyi film ödülünü alırken, 66. Golden Globe’da ise, en iyi yabancı film adayı olmuştur. Ayrıca Valladolid International Film Festivali’nde en iyi görüntü yönetmeni ödülünü de almıştır.

Doğrusunu isterseniz bu İsveç filmlerinin soğuk, donuk havaları altında çok güçlü yansımalar oluyor; seyrederken de, filmi parça parça çözerken de büyük keyif alıyorsunuz.

* Evanjelist kelimesi Yunanca “evangelicel“, yani “iyi haberleri paylaşan kimse” anlamına geliyor. Evanjelist ve Evanjelik kelimeleri farklı anlamlara gelse de en basit anlamıyla “Hristiyanlık bildirisini vaaz eden, yayan kişi” anlamına gelir.

“The Photo Man”

(2013, ABD, 7 Dak., İngilizce, Y:Ben Kitnick) (Kısa Metraj Belgesel)

Los Angeles’ta yaşayan “The Photo Man” Mark Kologi’nin hayatından küçük bir kesit sunan belgesel tarzı bir kısa film. Bulduğu fotoğrafları hiçbir değişikliğe uğratmadan kendi küçük dükkânında satan Kologi, yıllar içinde milyonlarca fotoğraf satmış.

Kologi, eskici dükkânı havasındaki bu dükkânını her sabah erken saatlerde açıp, bulduğu fotoğrafları, tek tek ayırıp kendi sistemine göre arşivliyor. Kologi’nin buluntu fotoğraflarla, hiçbir sanat çabası olmadan uğraşısına rağmen, bunların insanlar tarafından alınıp kullanılması da bir o kadar ilginç.

“Guest of Cindy Sherman”

(2008, ABD, 88 Dak., Tür: Belgesel, Y: Tom Donahue, Paul Hasegawa-Overacker)

Filmin yönetmenliğini de üstlenen ve kablo TV’deki Gallery Beat Tv şovuyla tanınan, Hasegawa-Overacker ile enigmatik fotoğrafçı Cindy Sherman arasındaki ilişkiyi anlatan belgeselde, kendisi ile beraber, Danny DeVito, Jeanne Tripplehorn gibi ünlüler de yer almış. Sinema yapımcısı Paul Hasegawa-Overacker, fotoğraf sanatçısı Cindy Sherman ile bir röportaj yapmaya davet edilir. Bir kaç görüşme sonunda sinema yapımcısı ve fotoğrafçı birbirlerine aşık olurlar. İşte bu film kameralardan kaçan sanatçının hikâyesini Overacker’ın gözünden izleyiciye sunuyor.

Fotoğraflarına nazaran oyunculuğu sinema eleştirmenlerinde hayal kırıklığı yaratsa da, yaşayan en önemli 10 sanatçıdan biri kabul edilen New York Postmodernisti Sherman’ın hayatından kesitler seyretmek de ilginizi çekecektir.

Film, Tribeca, Rhode Island, Woodstock, Starz Denver, Dok Leipzig, Melbourne Film Festivallerinde Resmi Seçkisinde yer almıştır.

“The Mexican Suitcase”

(2011, Meksika, İspanya, ABD, 86 Dak., Tür: Belgesel, Y: Trisha Ziff)*

Bu ilginç konu 2011 yılında Trisha Ziff yönetmenliğinde, bir proje olarak belgesel haline getiriliyor. Hem Robert Capa’yı sevenler hem de bu ilginç olayın hikayesi için bu filmi kaçırmamanız gerekiyor. Ziff, negatifleri ilk gördüğünde büyük bir heyecana kapılmış ve onları kalbi kadar yakın hissetmiş kendine.

Robert Capa, Gerda Taro ve yakın arkadaşı, birlikte Magnum fotoğraf ajansını kurduğu, David Seymour’un İspanya İç Savaşı sırasında çektiği, 4.800 adet negatifinin içinde bulunduğu “kayıp bavul”, 2008 yılında kamuoyuna yapılan açıklamaya göre, bir dolap içinde bulunmuş ve bir general sayesinde Mexico City’e getirilmiş.
(Konu ile ilgili daha fazla bilgi için bkz. Dosya Konusu)

“Finding Vivian Maier”

(2014, ABD, 83 Dak., Tür: Belgesel, Biyografi Y: Charlie Siskel, John Maloof)

1951 yılında 25 yaşındayken Fransa’dan ayrılıp Amerika’ya giden ve New York ve Chicago’da bakıcılıkla geçinen sırlarla dolu bir fotoğrafçının hikâyesi “Finding Vivian Maier”. Maloof, Maier’ı keşfetme serüvenini anlatırken, hayatı boyunca çocuk bakıcılığı yapmış fotoğrafçının izini sürüyor; bakıcılığını yaptığı insanlarla konuşan, hatta onun Fransa’daki akrabalarını bulan Maloof, bu gizemli kadının üstündeki sır perdesini araladıkça yeni sorularla karşılaşıyor. Bir yandan tatlı ve sevecen olarak anlatılan Maier, diğer yandan huysuz, zor ve hatta karanlık tarafları olan biri olarak beliriyor. Arkasında 100 bini aşkın, çoğunu kendisinin bile görmediği negatif bırakan Maier’ı tanımak çok keyifli.

Babasının küçük yaşta terk ettiği Maier, fotoğrafçılığı kendisine sonsuz destek veren annesine borçluymuş.

Hayatından ve fotoğraflarından kesitler sunulduğu 12 dakikalık “The Photographer”, “Ben Kimim?” “Ben kimim bilmiyorum” diye başlıyor ve Vivan kendini sorguluyor. Aslında bir çok fotoğrafında kendisinin olması da bu sorunun yanıtını arar gibi.

Peki, bu Vivian Maier kim? Gazeteci mi? Sanatçı mı? Ajan mı? Kim bu kadın? Dadılığını yaptığı çocuklar ve çocukların aileleri bile onun fotoğraflarını bilmiyor; hepsi John Maloof’un belgesel çekimlerinde öğreniyor. Vivian kendini herkesten soyutlamış nedense. Aslen Fransız olan Vivian kendini insanlara hiç açmamış. Fotoğraflarını kimseye göstermemiş, kimi zaman adını bile doğru vermemiş. Gizli bir hayat sürüp Amerika sokaklarında ve çıktığı dünya turunda muhteşem fotoğraflar çekmiş.

Bir gün 2007 senesinde müzayede de rastgele bir koli açan Chicago’lu tarihçi John Maloof, eğer o gün o kutuyu açmasaydı, Vivian Maier’ı asla tanıyamayacaktık. John Maloof’un kutuda bulduğu negatifler gerçekten üst düzeyde iyiler. Vivian Maier bir haberci gibi sokaklarda Rolleiflex kamerası ile gezmiş, muhteşem görüntüler yakalamış. İnsanları gizlice çekip doğal hallerini kadrajlamış, enteresan olaylara şahit olmuş, farklı açılardan çektiği fotoğraflar ile ortaya değişik manzaralar çıkarmış.

İstanbul Film Festivali’nde de gösterilen “Finding Vivian Maier”, 1 Oscar adaylığı ve 11 ödülün yanında pek çok kez en iyi filme aday gösterilmiş. “Galiba hiçbir şey sonsuza kadar sürmüyor. Başka insanlara da yer açmamız lazım. Bir çark gibi. Biniyorsunuz ve sonuna kadar gitmek zorundasınız. Sonra başka birisi de aynı fırsata sahip olacak ve o da sonuna kadar gidecek, bu böyle devam edecek.” Vivian Maier

“The Warsaw Uprising”

(2014, 87 Dak., Tür: Belgesel,Dram Y: Jan Komasa, Wlddyskaw Pasikowski)

Dünyanın orijinal arşiv malzemeleri kullanılarak yapılan ilk belgesel filmi. 200.000 hayata mal olan 1944 Varşova ayaklanmasının hikâyesi 87 dakika “gerçek” gerçeklikle anlatılıyor. Hikâye, Nazi Stalag kampından kaçan Amerikalı bir pilot ve Polonya Ordusuna bağlı Enformasyon ve Propaganda Bürosunda çalışan iki kameramanın gözüyle anlatılıyor.

1944 yılında şehri işgal eden Alman Ordusuna karşı isyan tam 63 gün sürmüştü. 200.000 Polonya Halk Ordusu mensubu, çeşitli partizan grupları ve Varşova halkının katıldığı ayaklanma, Sovyet Ordusu’nun Varşova yakınlarında durmasıyla toparlanan Almanlar tarafından kanlı bir şekilde bastırılmıştı.

63 gün süren ayaklanma sonucu yüz binlerce kişi öldü. Fakat bu ayaklanma Almanlara ağır kayıplar verdirerek Polonya’dan çekilmelerini çabuklaştırdı. Ayaklanmalar sırasında çekilen görüntüler, renklendirildi, kurgulandı, belgesel haline getirildi. Film için tamir edilen, renklendirilen ve düzeltilen 22 milyon megabaytın üzerinde bir data oluşmuş.

Alper GÜLDEMET

Kontrast Sayı 51, Güz 2016

Bizi paylaşın..