Osman ÜRPER | Bozkırda Açan Kaktüsler: Türkiye’de Fotoğraf Yayınları ve Yayıncılığı (33. Sayı)

Fotoğrafa yeni başladığım 1990’lı yılların başlarında AFSAD’ın Fotograf dergisine bir yıllık abone olmama rağmen, derginin bir daha yayımlanamaması üzerine, maalesef bir sayısı bile elime geçmemişti. Sonraki dönemde FSK’nın talihsizce ancak bir sayı yayımlanabilen Fotoğraf Dünyası dergisinde ve internette yayımlanan ilk fotoğraf dergisi olan Fotografya’nın yayımlanma sürecinde yaşadıklarım Yüksek Lisans eğitimim sonrasında hazırlayacağım tez konusunu belirlememde çok önemli bir etken oldu. “1960-2000 Yılları Arası Türkiye’de Fotoğraf Yayınları ve Yayıncılığı” başlıklı tez çalışması ile Türkiye Fotoğrafının önemli bir problemi olan fotoğraf yayınları ve yayıncılığının tarihsel süreç içerisindeki gelişimini araştırarak, bu alanda yaşanan sorunların tespit edilmesini ve çözüm önerileri geliştirmeyi hedeflemiştim. Bu konuda ilgi çekici bir çok bilgiye ulaştım. İkinci bir hedefim de bu çalışmanın bir yayın olarak basılarak fotoğraf literatürüne katkı sağlamaktı. Ancak aradan geçen on küsur yıla rağmen satış kaygıları nedeniyle yayınevlerinin böyle bir kitabı basmaya yanaşmamaları da ülkemizde fotoğraf yayınlarına verilen önemin bir göstergesi olarak ortada durmaktadır.

Okumakta olduğunuz yazıda; daha çok Türkiye’nin fotoğraf yayınlarının tarihsel süreciyle ilgili olarak, bu araştırmada elde edilen saptamalar ve bunlara ilişkin geliştirilen öneriler bulunmaktadır. Her ne kadar bu araştırma sonrasında Türkiye’de fotoğraf yayınları konusunda cılız bir kıpırdanma olsa da değişen çok da fazla bir şeyin olmadığı gözlenmeye devam etmektedir.

Yazılı kültür ürünleri, bir ülkenin gelişmişlik göstergelerinin içerisinde önemli bir yere sahiptir. Bir ülkede yayımlanmış eserlerin sayısı ve niteliği o ülkenin sosyokültürel yapısı hakkında bilgiler verir. Türkiye, farklı sosyolojik verilere göre “gelişmekte olan ülke” olarak kabul edilmektedir. Cumhuriyetin ilanından günümüze değin yayımlanmış eser sayısına bakıldığı takdirde “gelişmekte olan ülke” konumundan pek de ileri gidilemediği görülecektir. Türkiye’nin nüfus ve eğitim düzeyinde ciddi bir artış olmasına karşın, yayımlanan kitap sayılarında ve tirajlarında aynı oranda önemli bir artış gözlenememektedir. Türkiye’nin, kitap okuma oranı, gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında arada büyük bir fark olduğu görülmektedir. Eğitim düzeyinin yükselmesine karşın, Türkiye genel olarak yazılı kültür ürünleri yerine, sözlü kültür ürünlerinin daha fazla tüketildiği bir toplum görüntüsündedir. Bu konuda yapılan araştırmalar da durumu gözler önüne sermektedir. [1]

Bir ülkenin kültür yaşamını doğrudan etkileyen bir unsur olarak yayınların ve yayıncılık kuruluşlarının da güçlü bir temele oturması gerekmektedir. Böyle bir ortamın gerekliliklerini Alpay Kabacalı şöyle açıklamaktadır: “Yayıncılık, hedefine dağıtımcı, ilan-reklam, tanıtma-eleştiri, kitapçı halkalarıyla eklemlenerek ulaşır. Bu halkalar güçlendirilmediği sürece, yayıncılık güçlü bir kuruluş olamayacaktır.” [2]

Yazılı kültürün özel bir alanı olarak kabul edebileceğimiz fotoğraf yayınlarının da bu tablodan oldukça etkilendiği görülmektedir. Türkiye’nin sosyoekonomik ve kültürel yapısı, yayıncılık ve matbaacılık alanındaki teknik gelişmeler ve fotoğraf alanındaki gelişmeler, fotoğraf yayınlarının gelişimini önemli ölçüde etkilemiştir. Doğal olarak fotoğraf yayınları nicelik ve nitelik açısından incelendiğinde, Türkiye’nin sosyolojik gerçekleriyle paralel olarak “az gelişmişlik” düzeyindedir. Osmanlı döneminden 2000’li yıllara Türkiye’de yayımlanan fotoğraf yayınlarında tür ve nitelik bakımından bir gelişme gözlenmektedir. Ancak bu gelişimin ideal bir gelişmişlik düzeyinde olduğundan söz edilemez. Söz konusu dönemdeki önemli gelişmeleri özetlemekte fayda bulunmaktadır.

Osmanlı Döneminden 1960’lı Yıllara Fotoğraf Yayınları:

Dünya basım tarihinde ilk eğitici fotoğraf yayını, 1839 yılında Daguerre’nin otuz baskı yapan bütün Avrupa dillerine de çevrilen cep kitabıdır. Ceride-i Havadis’in 15 Ağustos 1841 tarihli sayısındaki haberde Daguerre’nin bu kitabının İstanbul’a getirildiği ve tercüme edildiği yazmaktadır. [3] Ne yazık ki bu kitaptan herhangi bir ize rastlanamamaktadır. O dönemdeki iletişim araçlarının yetersizliği ve sonraki dönemlerde fotoğrafın Osmanlı’da kabulü uzun sürse de, dönemin koşulları altında bu kitabın Türkçe’ye çevrilmiş olması da ilginçtir.

S. Ali Ak ve Alberto Modiano’nun hazırlamış oldukları Türkçe Fotoğraf Yayınları Kataloğu’nda Osmanlı Döneminde eski harflerle yayımlanmış 50 adet eser bulunmaktadır. Bu kitapların büyük bir çoğunluğunu fotoğrafın kimyasal, teorik ve pratik yönüne ilişkin eserler oluşturmaktadır. Eski harflerle yazılmış kitapların önemli bir bölümü ressam subaylarca yazılmıştır. 1871’de Yüzbaşı Hüsnü yurt dışında edindiği deneyimlerini bir araya getirerek ilk Türkçe telif fotoğraf kitabı olan Risale-i Fotoğrafya’yı hazırlamıştır. Subay yazarlarımızdan fotoğrafla ilgili en çok yayını olan Sadullah İzzet’tir. Askeri matbaada çalışmış olan Sadullah İzzet fotoğrafın kimyası, renklendirilmesi ve pratiğiyle ilgili beş eserin yazarıdır.

Sol: Ameli Fotografya, A.Nezihi, Mesai Matbaası. 1331, İstanbul, 52 Sayfa. Sağ: Fotoğrafçılık Rehberi, Selanik Bon Marşesi. 1333 (1917) 126 Sayfa

Cumhuriyetin kuruluşu ve sonrasında Latin alfabeye geçilmesinin yanısıra matbaa ve yayıncılık alanında da önemli gelişmeler yaşanırken, fotoğraf yayınlarında çok fazla artış sağlanamamıştır. Türkçe Fotoğraf Yayınları Kataloğu’nda 1928-1960 yıllarında fotoğraf üzerine toplam yirmi beş adet kitap bulunmaktadır. Yayınların önemli bir bölümü resmi kurumların havacılık, polislik, tarım, orman gibi mesleki alanlarda fotoğrafın kullanımına yönelik teknik kitaplardan oluşmaktadır.

Cumhuriyet sonrası ilk dönemde fotoğraf yayınları açısından dikkat çeken isim Şinasi Barutçu’dur. Barutçu Türkiye’de fotoğrafın yaygınlaşması için örgütleşme ve eğitim gibi alanlardaki çabalarının yanısıra fotoğraf yayınlarına da büyük önem vermiştir. İlk Öğretim Gazetesi’nde çıkan yazıları daha sonra Foto Konuşmaları adı altında toplanıp kitap haline getirilmiştir. Barutçu’nun eğitici kimliğiyle bütünleşmiş yazılarından oluşan başka kitapları da bu dönem içerisinde yayımlanmıştır. Öğretici Filmler Merkezi, Kılavuz Kitaplar serisinde, 1954 yılında Şinasi Barutçu’nun hazırladığı Diya, Film, Kısa Notlar’ı üç ayrı kitap olarak yayımlamıştır. Şinasi Barutçu, Safder Sürel’le birlikte 1945 yılında Türkiye’nin ilk fotoğraf dergisi olan, “Profesyonel ve Amatörün Dergisi” Foto’yu yayımlamıştır. Suat Fenik’in hazırladığı İstanbul (1940) isimli albüm de bu dönem içinde yayımlanan ilk ve tek fotoğraf albümü olarak önem taşımaktadır.

1960-2000 Dönemi:

1960-1970 Döneminde Türkiye’de fotoğraf üretenlerin ve sanatsal söylemleri benimseyenlerin sayısında belirli bir artış gözlenmektedir. Hatta bu dönemdeki çalışmalarıyla öne çıkan isimler, fotoğrafımızda 1960 kuşağının temsilcileri olarak görülürken, aynı hareketlilik fotoğraf yayınlarında görülmemektedir.

Türkçe Fotoğraf Yayınları Kataloğu’nda 1960-1970 yılları arasında oniki adet yayın görülmektedir. Bu yayınların genel özelliği fotoğrafın tekniğini öğretmeyi amaçlayan yayınlar olmalarıdır. Bu kitapların bir bölümü yabancı kaynaklardan çeviri yapılarak dilimize kazandırılmış, bir kısmı da telif olarak yazılmış eserlerdir. Bu yıllarda yayımlanan eserlerin çoğunlukla dış yayınlardan çeviri yapılarak dilimize kazandırılması, fotoğraf tekniğinde bilgi birikimine sahip, yetkin bir kadronun henüz tam olarak oluşmamasından kaynaklanmaktadır. Bu birikime sahip kişiler varsa bile bunun yayınlara yansıması az olmuştur.

Türkiye içinde yaşanan siyasi ve ekonomik sorunlar, 1970’li yıllarda ülkede fotoğrafın gelişmesini önemli ölçüde olumsuz olarak etkilemişse de fotoğraf adına birçok önemli gelişme de olmuştur. Sami Güner’in benzetmesiyle “Bebek doğmuş ve gelişmeye başlamıştır.” 1970’li yıllar fotoğraf üzerine olumlu ya da olumsuz birçok sorgulama yapılmış ve yapılmaktadır. Bununla birlikte kurumsal örgütlenmenin artması, Fotoğraf Enstitüsü’nün açılması, çok sayıda fotoğraf etkinliğinin yapılması ve fotoğrafın daha geniş kitlelere benimsetilmesi yönünde önemli çabalar gösterilmiştir. 60’lı yıllardan gelen kuşağa bu dönemde de nitelikli çalışmalarıyla birçok yeni isim katılmıştır.

1971-1980 Döneminde, Türkiye’nin her alanında görülen hareketlilik gibi, fotoğraf yayınlarında da geçmiş yıllara nazaran gelişmeler olmuştur. Türkçe Fotoğraf Yayınları Kataloğu’nda bu dönemde yayımlanan 19’u teknik yayın, 13’ü albüm olmak üzere toplam 32 eser bulunmaktadır. Yine bu dönemde üç fotoğraf dergisi de yayımlanmıştır. Bu yayınların çoğunluğunun ortak özelliği yine fotoğraf tekniği üzerine olmalarıdır. Temel olarak fotoğrafçılığı öğretme düşüncesine dayanan bu yayınların önemli bir kısmını yabancı kaynaklardan yapılan çeviriler oluştururken, telif eserlerde geçmiş döneme nazaran bir artış olmuştur. Bu dönemde yayımlanan bazı yayınların baskıları daha sonraki yıllarda tekrarlanmıştır. Aydemir Gökgöz’ün Bütün Yönleriyle Fotoğrafçılık Siyah-Beyaz, Renkli kitabı 1977 ve 1980’de 5000’er adet basılmış, 1985 yılında ise basımı 3. kez tekrarlanmıştır. Aydemir Gökgöz’ün bu kitabına bu kadar ilgi duyulmasının nedeni, kitapta fotoğrafın tüm teknik süreçlerinin ayrıntılı olarak işlenmesi ve fotoğrafın her düzeyindeki bilgi gereksiniminin karşılanabilmesidir.

Gültekin Çizgen ve Engin (Çizgen) Özendes tarafından 1976’da ilk sayısı yayınlanan Yeni Fotoğraf dergisi Türkiye’de fotoğrafın gelişmesi ve genişlemesi adına önemli bir adım olmuştur. Yeni Fotoğraf, bir süreli yayın olma özelliğinin dışında, pek çok başarılı projelere imza atmıştır. Yeni Fotoğraf dergisinin başarılı çizgisi yeni fotoğraf yayınlarını da beraberinde getirmiştir. Yayıncılık alanında dergi ve Fotoğraf Yıllıkları ile elde edilen başarı sonucunda, farklı konu ve düzeyde yeni fotoğraf yayınlarının yayımlanması yönündeki düşüncelerle kurulan Fotoğraf Yayınları, Türkiye’de sadece fotoğraf yayınları yayımlayan ilk profesyonel yayınevi olmuştur. Fotoğraf Yayınları Teknik ve Teorik Dizisi içinde, Gültekin Çizgen’in hazırladığı Fotoğrafçılık ve Karanlık Oda Bilgisi, Rauf Miski’nin hazırladığı Fotoğraf Okulu, Sabit Kalfagil’in hazırladığı Fotoğraf Sanatında Kompozisyon kitapları yayımlanmıştır. Bu kitapların dışında Red-House Yayınevi adına Çocuklarımız albümü de Yeni Fotoğraf organizasyonu ile hazırlanmıştır. Yeni Fotoğraf’ı Türk fotoğrafı ile bütünleştiren iki çalışma 1978 ve 1980’de yayımlanan Türk Fotoğrafı Yıllıkları’dır. 1978 yıllığı dört dilde, 1980 yıllığı ise iki dilde yayımlanmıştır. Bu iki çalışma “yıllık” anlayışı içerisinde yayımlanmış ilk çalışmalar olması nedeniyle Türkiye fotoğraf sanatı ve fotoğrafçıları için önem taşımaktadır. Ayrıca yıllıklar yabancı dillerde de yayımlanması nedeniyle Türk fotoğrafının dışa açılan penceresi olmuştur.

1970’li yılların sonlarına doğru teknik kitap ve dergilerin dışında Albüm ve katalogların da yayımlanmaya başladığı görülmektedir. Türkçe Fotoğraf Yayınları Kataloğu’nda bu dönemde yayımlanmış 11 adet albüm bulunmaktadır. Bu yayınların fotoğraf yayınlarımızda belirgin bir artış ve canlılık getirdiği söylenebilir. Yine bu dönemde faaliyet gösteren Umut Poster Yayıncılık ve Milliyet Yayınları ikişer albüm çalışmaları ile bu alana kurumsal olarak destekte bulunmuşlardır.

1970’li yıllarda fotoğraf yayınlarında sayıca çok olmasa da geçmişe göre belli bir artış olmasının nedeni, bu dönemde çeşitli şehirlerde açılmaya başlayan fotoğraf dernekleriyle birlikte, bu derneklerin fotoğrafa olan ilginin artmasına katkı sağlamış olmasıdır. Bu dönemde yayımlanan kitapların bir kısmı siyah beyaz fotoğraf tekniğinin yanında, artık daha fazla kullanılmaya başlanan renkli fotoğraf tekniğini de kapsamaktadır. Bazı kitapların tüketilmesiyle birlikte tekrar baskıya girmeleri de fotoğraf yayınlarına ihtiyacın giderek arttığını göstermektedir. Bu dönemde fotoğrafı bir fikir ürünü olarak savunanların sayısı belirgin bir biçimde artarken, bunun yayınlara yansıması pek gözlenmemektedir. Fotoğraf kavramını sorgulayan düşünsel yayınlar ortaya çıkarılamamıştır. Bu konuda üretilen bazı yazılar ancak kültür sanat dergilerinin sayfalarıyla sınırlı kalmıştır.

Daha önceki dönemlere göre, 1980’lerde daha hızlı bir gelişim gösteren Türkiye’nin, kültürel alanında yaşanan değişim dikkat çekicidir. İletişim teknolojilerine yönelik yapılan yatırımların bu değişimin dinamiğine önemli katkıları olmuştur. 1970’li yıllarda başlayan televizyon yayınları, önce siyah-beyaz ve ardından renkli yayına geçilmesi, 1980’li yıllarda tek kanaldan iki kanala geçilmesi ile görsel yayıncılık Türkiye’de sosyal yaşamı en çok etkileyen etkenlerden biri olmuştur. Bu dönemin hemen başında yaşanan 12 Eylül 1980 darbesinden en çok etkilenen alanların başında basım ve yayım sektörü gelmektedir. Darbe sonrasında kapatılan basın ve yayın kuruluşları, tutuklanan yazar ve yayıncılar, toplatılan, yasaklanan ve imha edilen kitaplar darbenin bu alanda ne derece etki ettiğinin bir göstergesidir. Fotoğraf Yayınları Kataloğun’da bu dönemde 7 teknik kitap, 16 derleme yayın, 3 dergi ve 27 adet albüm kaydı bulunmaktadır.

1981-1990 yılları arasında yayımlanan fotoğraf yayınlarında içerik olarak yeni türlerin ve fotoğraf tarihimize ilişkin incelemelerin yayımlanmaya başladığı görülmektedir. Geçmiş dönemlerde olduğu gibi teknik ağırlıklı kitapların dışında, bu süreçte yeni tür yayınlar yer almaya başlamıştır. Bu yayınlar arasında; Seyit Ali Ak’ın araştırmacı kimliği ile bütünleşmiş eserleri, fotoğraf tarihimizi aydınlatan önemli çalışmalardır. Bu yayınlar içerisindeki ilk eser; 1982 yılında yayımlanan Türkçe Fotoğraf Yayınları Kataloğu’dur. Bu eserle Osmanlı döneminden 1982 yılına değin yayımlanan fotoğraf yayınları ciddi bir araştırma ile ortaya çıkarılmış, yayınlar türlere ayrılarak künyeleri ile birlikte fotoğraf araştırmacılarına kaynaklık edecek bir yayın olarak ortaya çıkarılmıştır. Bu yayının geliştirilmiş baskısı, güncellenerek Seyit Ali Ak-Alberto Modiano imzasıyla 1993 yılında tekrar yayımlanmıştır.

Türkiye’de fotoğraf yayınlarının en üretken kişilerinden biri olan Engin Özendes ise önemli araştırmalarıyla bu dönemde, fotoğrafta Osmanlı dönemini aydınlatan iki albüme imza atmıştır. Haşet Kitabevi tarafından yayımlanan albümlerin ilki 1987’de yayımlanan Osmanlı İmparatorluğunda Fotoğraf 1839-1919 olmuştur. 1989’da yayımlanan Fotoğrafçı Ali Sami isimli albümde, yine Osmanlı döneminin subay fotoğrafçılarından Ali Sami’nin yaşam öyküsü ve fotoğrafları, fotoğraf tarihimizin ilk döneminin önemli belgeleri olarak gün ışığına çıkarılmıştır. Engin Özendes, Seyit Ali Ak, Alberto Modiano gibi araştırmacıların Türkiye’nin fotoğraf tarihi ile ilgili incelemelerinin bu dönemde yayımlanması, fotoğraf tarihimizin aydınlatılması, bu yayınlarla kayıtlara geçirilmesi ve araştırmacılara kaynaklık edecek önemli eserlerin kazandırılması fotoğraf yayınları için de önemli gelişmelerdir. Bu dönemde yayımlanan teknik kitaplar, renkli baskı tekniklerinin yaygınlaşmasına karşın, maddi koşullar nedeniyle siyah beyaz olarak yayımlanabilmiştir.

1980-1990 yıllarında yayımlanan derleme yayınlarının hemen hepsinin altında İFSAK imzası bulunmaktadır. Türkiye’nin en eski fotoğraf derneği olmasının yanısıra İFSAK, yayımladığı eserlerle de bu konuda öncülük etmiş bir kuruluştur. İFSAK’ın bu tavrı fotoğraf yayıncılığının Türkiye’de gelişmemiş olması ve bu alanda oluşan boşluğu giderme çabasıdır. 1980 sonrasında Türkiye’de yayımlanan fotoğraf albümlerinin sayısının giderek arttığı, sayının yanında farklı anlayışlarla yayımlanan birçok albümün, baskı kaliteleriyle de olumlu yönde gelişmelerin olduğu dikkat çekmektedir. Türkçe Fotoğraf Yayınları Kataloğu’nda bu dönemde yayımlanmış 27 albüm bulunmaktadır. Bu albümlerin bir kısmı yayınevlerince yayımlanırken, önemli bir çoğunluğu da fotoğrafçıların kendi olanaklarıyla yayımladığı albümler olarak dikkat çekmektedir. Fotoğrafçıların albümlerini kendi olanaklarıyla yayımlamasının nedeni yayınevlerinin bu konuya, maliyetlerin yüksek, satışın ise az olması nedeniyle kaçınmaları ve genellikle isim yapmış fotoğrafçıların çalışmalarını yayımlama eğilimleridir. Buna karşılık fotoğrafçıların kendi kısıtlı olanaklarıyla yayımladıkları albümler birer özveri ürünü olarak kabul edilebilir. Bu dönemde yayımlanan 27 albümden 11 tanesi fotoğrafçıların kendilerinin yayımladıkları albümlerdir. Bunların bir kısmı sergi albümü niteliğinde, bir kısmı da farkı dönemlerde yapılmış çalışmaların bir araya getirildiği albümler olarak dikkat çekmektedir.

Bu dönemde yayımlanan Tahir Ün’ün Düşlenmiş Manzaralar/Değişiklik Anları, Orhan Alptürk’ün 40 Öykü albümleri bu anlayışın tipik örneklerindendir. Bu albümlerin yayınlanış öykülerini Tahir Ün “Herkesin araba ve ev almak için tüketici kredisi aldığı dönemde biz albüm çıkarabilmek için tüketici kredisi kullandık. Baskı ve renk ayrımı maliyetlerini düşürmek ve pazarlık olanağı bulabilmek için birleşerek, iki ayrı albümü ortak yayımladık. 1000’er adet basılan albümler, basında, sanat dergileri ve kitap eklerinde tanıtılmasına karşın 2-3 yılda ancak tüketilebildi” şeklinde ifade etmektedir. [4]

Yayınevlerinin fotoğraf yayınlarına pek fazla rağbet etmemeleri nedeniyle bu dönemde Türkiye fotoğrafının kurumsallaşma çabalarına önemli hizmetlerde bulunan İFSAK ve AFSAD gibi iki fotoğraf derneği yayımladıkları dergi ve kitaplarla bu açığı kapatma çabasına girmişlerdir.

1991-2000 yılları arasında yayımlanan fotoğraf yayınlarının bir önceki döneme göre sayıca artmış ve farklı çizgide yeni yayınların olduğu gözlenmektedir. Bu dönem içerisinde fotoğraf tekniği ile ilgili temel ve üst düzeylere yönelik olarak yayımlanan 29 yayın bulunmaktadır. Bu dönemde fotoğraf üzerine derleme ve kuramsal kitapların sayısında da büyük bir artış olmuş, toplam 9 derleme, 29 adet de fotoğrafın yapısı ve felsefesi üzerine kuramsal kitap yayımlanmıştır. Albüm sayısında da büyük bir artış olmuş, 100 civarında albüm yayımlanmıştır. [5] Teknolojinin gelişimi ile birlikte CD -ROM ve İnternet dergileri gibi yeni yayınlar Türkiye’de de yayınlanır olmuştur.

Bu dönem içerisinde yayımlanan fotoğraf yayınları içerisinde 25 teknik kitabın 16 tanesini temel düzeydeki kitaplar, 6 tanesini ileri düzeye yönelik teknik kitaplar, 3 tanesini fotoğrafın farklı meslek dallarında kullanımına yönelik kitaplar oluşturmaktadır. Temel düzeye yönelik kitapların 10 tanesini telif eserler oluştururken, 6 tanesi de yabancı kaynaklardan yapılan çevirilerle dilimize kazandırılmıştır. Üniversitelerde fotoğraf programlarının konulmaya ve sayılarının giderek artmaya başlamasıyla birlikte, bu kurumların ve öğretim üyelerinin hazırlamış olduğu yayınlar, fotoğraf yayınlarının sayısının artmasına katkıda bulunmuştur. 1991 yılından itibaren derleme ve kuramsal yayınların hızla artmakta oldukları görülmektedir. Geçmiş dönemlerde yalnızca fotoğraf tekniğini öğreten yayınlar yayımlanırken, 1990’lı yıllarda yayımlanan kuramsal kitaplar, derleme ve kılavuzlar, fotoğraf yayınlarına büyük bir canlılık getirmiştir. Bu dönem içerisinde, İhsan Derman’ın hazırlamış olduğu Fotoğraf ve Gerçeklik adlı eserle başlayan ve fotoğraf kavramını sorgulayan, açıklayan birçok eser yayımlanmıştır. Fotoğraf ve Gerçeklik farklı yayınevleri tarafından üç kez yayımlanmıştır. İhsan Derman, Villem Flusser’in fotoğrafı sorgulayan kuramsal bir çalışma olan Bir Fotoğraf Felsefesine Doğru eserini de dilimize çevirmiştir.

Benzer biçimde fotoğraf kuramı üzerine iki yayın Reha Akçakaya’nın çevirileriyle dilimize kazandırılmıştır. Bu eserler, çağımızın önemli yazarlarından biri olan Roland Barthes’in Camera Lucida ve Susan Sontag’ın Fotoğraf Üzerine adlı çalışmalarıdır. Türkiye’de fotoğraf üzerine en çok yazı yazan ve düşünce üretenlerin başında gelen Gültekin Çizgen’in, bu dönemde farklı yayınevi ve dernekler tarafından birçok kitabı yayımlanmıştır. Çizgen’in bu dönemde İFSAK yayınlarından çıkan Fotoğrafın Yapısı ve Kimliği Üzerine Denemeler, 1993 yılında Varlık Yayınlarından çıkan Ve Fotoğraf, 1994 yılında Fotoğraf ve Yaşam Yokuşunda İlk 50, 1998 yılında Arkeoloji ve Sanat Yayınlarından çıkan Fotoğrafın Görsel Dili, Kelaynak Fotoğraf kuramsal dizisinden çıkan Işık Çağı-Fotoğraf Çağı ve 2000 yılında Om Yayınlarından çıkan Fotoğraf 2000 isimli kitapları yayımlanmıştır. 1991- 2000 yılları arasında Türkiye’de fotoğraf albümlerinin sayısında büyük bir artış olmuştur. Farklı boyut, biçim ve içeriklerle 100 civarında albüm yayımlanmıştır. [6]

Engin Özendes bu dönemde, 1998 yılında Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan Abdullah Freres, Osmanlı Sarayının Fotoğrafçıları ve 1999 yılında Sebah&Joaillier’den Foto Sabah’a Fotoğrafta Oryantalizm, Yapı Endüstri Yayınları tarafından yayımlanan Osmanlı’nın İlk Başkenti Bursa, Osmanlı’nın İkinci Başkenti Edirne, Osmanlı’nın Son Başkenti İstanbul, Tarih Vakfı ve Pamukbank tarafından yayımlanan Türkiye’de Fotoğraf, 2000 yılında Tarih Vakfı ve Pamukbank tarafından yayımlanan Merhaba Atina-Here İstanbul gibi pek çok başarılı yayın çalışmasına imza atmıştır. Engin Özendes’in albümlerinin önemli bir özelliği de, hazırladığı her albümün metinlerinin İngilizce çevirilerinin bulunmasıdır. İngilizce metinlerle albümlerin dışarıya yönelik satışlarının kolaylaştırılması düşüncesinin yanında, Türkiye fotoğrafının dışa yönelik tanıtımı da amaçlanmaktadır.

Ara Güler’in, geçmiş dönemler içerisinde Türkiye’de Fotoğraflar ve Ara Güler’in Sinemacıları adlı albümleri yayımlanmıştı. Küçük boyutlardaki bu iki albümün ardından, bu dönem içerisinde iki yayın şirketi tarafından Ara Güler’in dört büyük fotoğraf albümü yayımlanmıştır. Ana Yayıncılık tarafından 1994’te Bir Ömür Böyle Geçti Kalanlara Selam Olsun, 1995’de Yüzlerinde Yeryüzü; Dünya Yayınları tarafından 1994’te Eski İstanbul Anıları, 1995’de Yitirilmiş Renkler albümleri yayımlanmıştır. Dünya Yayınları tarafından yayımlanan albümler Türkçe ve İngilizce olarak ayrı ayrı yayımlanmıştır. Ara Güler’in Yitirilmiş Renkler ve Yüzlerinde Yeryüzü albümlerinde renkli, diğer iki albümde ise siyah beyaz çalışmaları yayımlanmıştır. Ara Güler’e Saygı ise 1998 yılında Probil tarafından doğumunun 70. yılına armağan olarak hazırlanmıştır.

1990’lı yıllarda bir devrim niteliğindeki bilgisayar alanındaki gelişmelerden hiç kuşkusuz yayıncılık alanı da etkilenmiştir. 1980’lerin ikinci yarısından itibaren özellikle büyük basım ve yayın kuruluşlarında, yayınların hazırlık aşamasında kullanılmaya başlanan bilgisayarlar daha sonraki yıllarda, özellikle 1990’lı yılların ikinci yarısında, yeni bir yayıncılık türü olarak elektronik yayınları ortaya çıkarmıştır. Elektronik yayınlar iki ayrı tür olarak gelişim göstermiştir. Birincisi internet yayınları, ikincisi CD-ROM’lardır. Türkiye’nin teknolojiyi yakından izlemesi nedeniyle, bu yeni yayın türlerinde yayınlar, Türkiye’de de yayımlanır olmuştur. Bu yayın türünün sağlamış olduğu büyük olanaklar elektronik fotoğraf yayınlarını da gündeme getirmiştir. Gelişen multimedya programlarının CD-ROM’lar üzerine video görüntüsü ses, yazı ve animasyon kaydı gibi değişik olanaklar tanımaya başlamasıyla, CD-ROM’lar aynı zamanda sunum aşamasında da kullanılmaya başladılar. Türkiye’de Arif Aşçı’nın İpek Yolunda Son Kervan, Coşkun Aral’ın Sözün Bittiği Yer albümlerine ek olarak verilen CD-ROM’larla ve İFSAK tarafından hazırlanan CD-ROM bu yeni yayın türünün öncü çalışmalarından olmuştur.

Yine bilgisayar teknolojisinin gelişiminin etkisiyle yeni bir yayıncılık türü olarak İnternet yayıncılığı gündeme gelmiş, Fotografya dergisi de bu yeni türün Türkiye’deki öncüsü olmuştur. Bu dönemde yayımlanan bütün fotoğraf yayınlarına bakıldığında yayınevlerinin yine fotoğraf yayınlarına mesafeli yaklaştıkları görülmektedir. Yayınevleri daha çok teknik ve teorik kitaplara yönelirken, genelde tanınmış fotoğrafçıların çalışmalarına yer veren az sayıda albümü de yayımlamışlardır.

Sonuç Yerine:

Fotoğraf yayınlarında ve yayıncılığında bazı temel sorunların henüz tam olarak çözülemediği açıktır. Türkiye’de fotoğraf yayınları, çoğunlukla kişisel özverilerle yayımlanmaya çalışılmaktadır. Türkiye’de profesyonel anlayışla fotoğraf yayıncılığı birkaç örnek dışında yapıl(a)mamıştır. Yayınevleri, fotoğraf yayınlarının maliyetlerinin yüksek, bunun yanında satışların da genel olarak düşük olması nedeniyle bu alana pek ilgi göstermemektedirler. Yayınevlerinin fotoğraf yayınlarına ilgisizliğinden doğan bu boşluk, konuya önem veren kişi ya da kuruluşların, kişisel çaba ve özverileriyle kapatılmaya çalışılmaktadır. Türkiye’de yayımlanmış birçok fotoğraf yayını bu koşullar altında iyi niyetlerle yayımlanmaya çalışılmıştır. Yayıncılık konusunda bilinç ve deneyim eksiklikleri, fotoğraf yayını konusunda çaba ve emek harcayan kişileri de zaman zaman maddi ve manevi olarak zor durumda bıraktıkları gibi bu yayınlar, yeterli tanıtımı yapılamadığı için de hedef kitleye kolay ulaşamamaktadır.

Yayınevleri dışında Türkiye’de “Fotoğraf Müzesi”, “Fotoğraf Federasyonu” gibi örgütlenmelerin yayınlar konusunda henüz beklenen katkıyı sağlayamamış olmaları, Kültür Bakanlığı ve üniversiteler gibi var olan kurumların da “ödenek yetersizliği” nedeniyle gereken ilgiyi göstermemeleri nedeniyle, fotoğraf yayınlarını yeterli düzeyde destekleyecek kurumlar yoktur. Fotoğraf dernekleri de maddi zorluklar nedeniyle bu konuya yeterince ilgi gösterememektedir. Türkiye’deki fotoğraf sektörü de son dönemlerde artış gösteren sponsorluk anlayışına karşın fotoğraf yayınlarına ilgisiz kalmaktadır.

Türkiye’de fotoğrafla ilgilenenlerin sayıları, geçen zaman içerisinde artış gösterse de, fotoğraf yayınlarına aynı oranda ilgi gösterilmemektedir. Fotoğraf yayınlarında arz-talep ilişkisi tam olarak gelişmemektedir. Yazar, yayıncı ve okuyucu üçgeninde tam bir ilişki bulunmamaktadır. Fotoğrafla ilgilenenlerin yayınlara ilgi göstermemeleri genel olarak iki nedene dayanmaktadır. Birincisi; genel okuma alışkanlığının olmaması, fotoğrafa ilgi duyan kişilerde, yayınların kendilerini geliştirebileceği bilincinin tam olarak oluşmamış olması gibi nedenlerdir. İkinci olarak; ekonomik etkenler de okuyucu ilgisini azaltmaktadır. Fotoğraf malzemelerinin ithal mallar olması nedeniyle sürekli döviz ve fiyat artışlarının olması ve fotoğrafın Türkiye’de giderek pahalı bir uğraş haline gelmesiyle yaşanan maddi sorunlar fotoğrafla uğraşanları olumsuz olarak etkilemektedir. Bunun yanında bazı yayınların fiyatlarının yüksekliği, ekonomik olarak zorlanan fotoğrafçıları etkileyebilmektedir.

Tez araştırması sırasında, fotoğraf dernekleri ve üniversitelerin fotoğraf bölümlerinde, yayımlanan fotoğraf yayınlarının topluca bulunabileceği gelişmiş bir alan kütüphanesinin bulunmadığı gözlenmiştir. Bu kuruluşlarda bulunan kütüphaneler de, ekonomik nedenler ya da bu konuya kayıtsız kalınmasıyla tam olarak geliştirilememektedir. Türkiye’de yayımlanan bütün kitaplardan en az iki tane gönderilme zorunluluğunun olduğu Milli Kütüphane’de bile, yayımlanan fotoğraf yayınlarının birçoğu bulunmamaktadır. [7] Ayrıca kütüphaneleri etkin bir şekilde kullanma alışkanlığının gelişmemiş olduğu da bir gerçektir.

Fotoğraf yayınlarında karşılaşılan bir başka sorun da baskı kalitesinde yaşanmaktadır. Fotoğraf yayınları belli bir baskı kalitesinin üzerinde olmalıdır. Son dönemlerde yayımlanan fotoğraf yayınlarında belli bir kaliteye ulaşılsa da, yayımlanan eserlerin baskılarında sorunlar yaşanmaktadır. Baskı tekniklerinin ve teknolojisinin gelişmiş olmasına karşın, özellikle matbaalar bu konuda yeterli titizliği göstermemektedirler. Fotoğraf yayınlarının okuyuculara daha kolay ulaşmasını sağlayacak yeterli düzeyde tanıtımları yapılamamaktadır. Tanıtımların yeterli düzeyde yapılması halinde, yayınların daha fazla sayıda kişiye ulaşabilmesi sağlanacaktır.

Fotoğraf yayınları, fotoğraf tekniğinin ve sanatının öğrenilmesinde ve ülke fotoğrafının kurumsal bir yapı içerisinde gelişimini sürdürebilmesinde, önemli bir işleve sahiptir. Fotoğraf yayınlarının gelişmesi ancak bu konuda yeterli bir bilinçlenme sağlandığında mümkün olacaktır. Bu bilinçlenmenin sağlanabilmesi için fotoğraf kuruluşlarına, yöneticilerine ve konuya duyarlı bireylere, yönlendiriciler olarak büyük iş düşmektedir. Yayınevlerinin, fotoğraf yayınlarına daha fazla ilgi gösterebilmeleri için öncelikle bu konuda arz-talep dengesinin yaratılması gerekmektedir. Fotoğrafa ilgi duyanların bu yönde talepleri artırılmalıdır. Yayınevleri, fotoğraf yayınlarına talebin yüksek olması durumunda konuya ilgi göstereceklerdir. Daha iyi fotoğraf yayınlarının yayımlanabilmesi için profesyonel ve deneyimli bir kadro oluşturulmalıdır. Yayınevleri, kendi bünyelerinde fotoğraf konusunda uzmanlaşmış kişi ya da kişilerin danışmanlığında fotoğraf konusunda ilgi uyandırabilecek konuları belirleyecek “Fotoğraf Dizisi” biçiminde birden fazla yayın hazırlayarak daha çok ilgi çekebilir. Fotoğraf konusunda yapılmış bilimsel çalışmalar ya da deneyimler böyle bir dizi içerisinde değerlendirilebilir. Fotoğraf sanatı ya da tekniği üzerine yapılan çalışmalar ve edinilen deneyimler, ileride yayımlanacak yayın projeleri olarak hazır hale getirilmelidir. Çalışmaları kitap ya da albüm haline getirme düşüncesi yaygınlaştırılmalıdır. Fotoğraf yayınları, kişisel özveri yerine, kurumsal desteklerle yayımlanmalıdır. (Günümüzde Say Yayınlarının fotoğraf dizisi, sadece fotoğraf yayınları basımı yapan Espas Yayınevinin çalışmaları ve Açıköğretim Fakültesi bünyesinde hazırlanan ders kitapları bu konuda olumlu örneklerdir.)

Fotoğraf etkinlikleri düzenlenen ortamlarda, yeni çıkan ya da daha önce yayımlanan kitapların sahipleri ile imza günü, söyleşi gibi etkinlikler daha düzenli biçimde gerçekleştirebilir. Küçük okuma grupları oluşturularak yayınlar üzerinde düşünsel tartışmalar yapılmasıyla yayınlara daha fazla ilgi duyulması sağlanabilir. Bu tür etkinlikler yayınlara olan duyarlılığı artıracaktır.

Yayınevleri ya da yayıncı kuruluşların, derneklere, fotoğraf eğitimi verilen okullara yayınlarından armağan etmeleri halinde, bu kuruluşların kütüphanelerini daha kolay geliştirebilmeleri sağlanacaktır. Ayrıca, fotoğraf kuruluşları sınırlı da olsa, bütçelerinden, yayınlara belirli bir pay ayırmalıdır. Fotoğraf yayınlarının baskı kalitelerinin artırılması için, konuya duyarlı, sanat yayını basımı yaptığının bilincinde matbaalarla çalışılmalı ya da çalışılan matbaalarla daha etkili bir diyalog kurularak gerekli hassasiyetin gösterilmesi sağlanmalıdır. Yayınların tanıtımına önem verilmeli, bu konuda daha etkin çalışmalar yapılmalıdır. Fotoğraf dergileri içeriklerinde yayın tanıtımlarına daha fazla yer ayırmalıdır. Yayınlar, daha fazla tanıtımının yapılabilmesi için yayımlanan eserlerden kütüphane lere olduğu gibi dergilere ya da tanıtıcı yazı yazan kişilere de gönderilmelidir.

Satış fiyatları çok yüksek olan büyük boyutlu, ciltli albümlerin yanı sıra, Türkiye dışında olduğu gibi, daha küçük boyutlarda ve karton kapaklı tıpkıbasımlarının yapılması ve daha ucuz fiyatlarla satışa sunulmasıyla, fotoğraf sanatı örneklerinin daha geniş kitlelere ulaşması sağlanabilecektir.

Fotoğraf yayınlarının gerek nicelik gerekse nitelik açısından çağdaş ölçülerde yayımlanıyor olması, Türkiye’de fotoğraf sanatını daha iyi düzeye getireceği gibi, Türkiye’nin çağdaş kültürel gelişim düzeyini yakaladığının da bir göstergesi olacaktır.


[1] Gül SILACI ve Reyhan TUTUMLU; “Türkiye’de Kitap Okunuyor Mu?”, E Aylık Kültür ve Edebiyat Dergisi, Ocak 2001, Sayı 22

[2] Alpay KABACALI; “1980 Sonrası Yayıncılık”, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, İletişim Yayınları, İstanbul 1995, Cilt 15, Sayfa 1470

[3] Şinasi BARUTÇU; “Foto Konuşmaları”, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Gazetesi Yayınları, Ankara 1947, Sayfa 14

[4] Tahir ÜN ile yapılan 30 Ağustos 2000 tarihli görüşme

[5] 1993 yılında yayımlanan “Türkçe Fotoğraf Yayınları Kataloğu 1871’den 1993’e” kitabını hazırlayan Alberto Modiano’nun yayınlanmamış notları

[6] “Türkçe Fotoğraf Yayınları Kataloğu”nu hazırlayan Alberto Modiano’nun yayınlanmamış notları

[7] 2527 Sayılı “Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu”na göre yayımlanan bütün eserler başta Milli Kütüphane olmak üzere Ankara, İstanbul, İzmir İl Kütüphanelerine gönderilmesi gerekir.


Kaynakça:

• AK Seyit Ali, MODİANO Alberto.. “Türkçe Fotoğraf Yayınları Katoloğu 1871’den 1993’e”, Ataol Yayıncılık, İstanbul 1993

• BARUTÇU Şinasi. “Foto Konuşmaları”, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Gazetesi Yayınları, Ankara 1947, Sayfa 14

• GÜNER Sami. “Bebek Ayağa Kalkıyor”, Hürriyet Gösteri Dergisi, Mayıs 1982

• KABACALI Alpay. “1980 Sonrası Yayıncılık”, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, İletişim Yayınları, İstanbul 1995, Cilt 15 Sayfa 1470

• MODİANO Alberto. Yayımlanmamış notları

• SILACI Gül, TUTUMLU Reyhan. “Türkiye’de Kitap Okunuyor Mu ?”, E Aylık Kültür ve Edebiyat Dergisi, Ocak 2001, Sayı 22

• ÜN Tahir. 30 Ağustos 2000 tarihli görüşme

• ÜRPER Osman. “1960-2000 Yılları Arasında Türkiye’de Fotoğraf Yayınları ve Yayıncılığı” Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Fotoğraf Ana Sanat Dalı Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.

• TCK 2527 Sayılı Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu

Osman ÜRPER


Kontrast Sayı 33, Ocak-Şubat 2013

Bizi paylaşın..