Tansel TÜRKDOĞAN | Güncel Sanat Eğitimi İçerisinde Yeni Teknik Olanaklarıyla Güncel Sanat Yapıtı Olarak Fotoğraf (35. Sayı)

Aşk ve Diğer Meseleler, 2012 f: Servet KOÇYİĞİT

Sanatın oluşturulması süreçleri, özellikle günümüzde çok hızlı bir biçimde değişime-dönüşüme uğramış gözükmektedir. Bu dönüşüm, sanatsal üretimde teknik ve taktik olarak ciddi farklılıklar oluşturması yanında, sanatın piyasasından eğitimine, eğitimden sunuma değin kesin ve direnilmesi zor bir dayatmayı da beraberinde getirmiştir. Bu süreçler gerçekleşirken sanatın ne olduğu ve nasıl üretildiğine ilişkin bilgi ve uygulamayı sorgulayan kurumlarda da ciddi bir sıkıntı yaşanmaktadır. Değişim her zaman sancılı olmakla birlikte, sanatın tarihindeki en belirgin dönemeçler bile postmodern durumun yarattığı travmalar kadar büyük kırılganlıklar yaratmamıştır.

Modernizm süresince özellikle Türkiye örneğinde avangardın da içinden çıktığı akademiler, bugün daha konservatif bir yerde durmaktadırlar. “Güncel Sanat” tanımı ile yeni bir varlık alanı oluşturan kuşaklar ise akademilerin bu kulvarı keşfetmesini beklemediler. Özellikle 80’lerden sonra, ancak 90’ların ikinci yarısından sonra bu yeni eğilim genç sanatçıların pratikleri ile büyük bir ivme kazandı ve bugün bu ivme artarak devam ediyor.

Sanata doğrudan yön verebilme kabiliyetindeki yeni aktörlerin de devreye girmesiyle, süreç, sanılandan daha hızlı bir gelişim kazanmıştır. Bu yeni aktörler modernist dönemin dinamiklerinden farklı kanallardan ilerledikleri için modernist formatın bu yeni yapıyı okuması da oldukça zor görünüyor. İşte tam bu noktada sanatın eğitimini veren kurumlar ve modernist öğreti ezberi yapan kurum-kuruluş ve insanlar ne yapıyorlar? Veya acaba bu kurumlar sanatın yeni gramerini algılayabiliyorlar /anlayabiliyorlar mı?

From the Suburbia series, 1999 , Documenta 11 f: Kendell GEERS

Sanatın üretim biçimlerinin çeşitlenmesi yeteneğin ve malzemenin kutsanması meselesinin önemini kaybetmesi, sanat alanını da yeniden organize etmeye ve değiştirmeye başladı . Bienaller ve yeni eğilim sergileri gibi 80 ve 90’ların yeni sanat oluşumları tüm kurumları da etkiledi. Sanatın neyle değil nasıl yapıldığına ilişkin bu yeni tavır, bağlamı öne çıkardı ve modernizmin geleneğinden hareket eden kurum, kuruluş ve sanatçıları da değişime zorladı. Kimi sanatçı bu yeni kulvarları başlangıçta oldukça sert bir şekilde eleştirirken, daha sonra biraz yumuşamakla birlikte, büyük bir çoğunluk algılayamadığı veya okuyamadığı bu yeni grameri reddetmeye devam ediyor. Modernist bir estetik ve gramerle bunu yapmak da oldukça zor aslında.

Fotoğraf, bu toz duman ortamda yepyeni bir okuma ile güncel sanat üretiminde oldukça prestijli bir yere oturmakla birlikte, kimyasal fotoğraf geleneği ve onun devamında teknolojik alanı kullanan konvansiyonel fotoğrafçılarla, güncel sanat pratisyenlerinin arası hiç iyi olamadı. Bu aslında temelde teknik bir konudan çok daha fazlasını içeren bir durum. Bu, sanatın ne olduğuna ilişkin temel bir problem alanı. Güncel sanat, fotoğrafı konvansiyonel fotoğrafçıların kullandığı ortak malzeme ile yapsa da, yepyeni bir bağlam ile teknik ve taktik manipülasyonlar yapıyor, böylece fotoğrafı fotoğraf olmaktan çıkarıyor. Temel sorun da burada başlıyor. Kadrajın bozulması, kompozisyon manipülasyonları gibi geleneksel öğretilerin baş aşağı edildiği uygulamalar, fotoğrafçıların zamanında kimyasal ve dijital için yaptıkları tartışmaların çok ötesinde, daha büyük bir tartışma alanı yaratmıştır. Bu yukarıda da belirttiğim gibi sanatın ne olduğu ve güncel sanatın buna verdiği yanıtta gizli bir durumdur.

Yedi Kere Döndürme, İstanbul Bienali 2011 f: Dora MAURER

Walter Benjamin yeni teknik olanakların üretim biçimleri ve onun sanata eklemlediği durumu ve yeni önermeleri incelediği çalışmasında (bkz; “work of art in the age of mechanical reproduction”, “tekniğin olanaklarıyla yeniden üretilebildiği çağda sanat yapıtı”) mekanik üretimin sanat eserini “aura”sından uzaklaştırdığını, sanat eserinin tarihi kanıtlarını ve dolayısıyla otoritesini tehlikeye attığını belirtir. Bu modernizmin sanat eseri ve sanatsal yaratı süreçlerine ve onun nitelik sorunlarını gündeme getiren bir saptamadır. Yani sanat nesnesi konvansiyonel öğretinin yolundan giderek kendi var oluşunu gerçekleştirmektedir. Oysa postmodern gardrobu kullanan güncel sanat bu yaklaşımı tamamen dışlayarak sanat nesnesini “üretirken” konvansiyonel veya güncel her türlü üretim biçimine, malzemesine ve disiplinine açık olduğu gibi, sanat eserinin niteliğini de normsuz bir yere taşımıştır. Güncel Sanat, Modernizm’in üvey evladı fotoğrafı ve onu üretme biçimlerini yeni bir içerikle sanat, sanat eseri ve izleyici kavramı ile yeniden buluşturan bir bağlamda ele almıştır.

Şüphesiz fotoğraf artık Benjamin’in öngörüsündeki yeni yerin çok ötesinde, sayısal teknolojilerinde katkıları ile güncel sanat projelerinin temel malzemelerinden birisi haline gelmiştir. Burada önemli olan ise, bugün fotoğrafın hangi bağlamlarda değer bulduğu ve sergilendiğidir. Bugün teknik çözümlemeler güncel sanat projelerinin temel derdi değildir. Bugünün sanatının, her ne teknik kullanılırsa kullanılsın en temel sorunu “bağlam”dır. Bağlam ile işi kurgulayabilir ve işi oluşturabilir, belki de işi tamamlamadan süreci gözler önüne serebilirsiniz hatta projeyi düşünce sürecinde bırakarak var edersiniz, burada teknik manipülasyon yine sizin seçiminizdir.

Sonuçta, bu transformasyonun yaşandığı döneme ilişkin olarak yaşanan tartışmaların en azından bir süre daha devam edeceğini söylemek sanırım kahin olmayı gerektirmiyor.

Kontrast Sayı 35, Mayıs-Haziran 2013

Bizi paylaşın..