Şule TÜZÜL | Yorum: Veda (18. Sayı)

VEDA

“Beni sevmediğin zamanlarda alıştım susmaya”
Emre Aydın

Oysa sözcükler tam da bir kedi mırıltısının içinden çıkıp geliyor gibiydi. Eskiden de böyle miydi hatırlamıyorum; yani belki de sadece kedilere güveniyordum o zamanlarda da. Ama aslında her şeyi şimdi farketmiş gibiyim…

Şimdi? Önceyi ve sonrayı bir daha asla biraraya gelmeyecek gibi kesen kaç –şimdi- yaşar insan?

İki kere ikinin dört ettiği yaşamlarda önce ve sonra yoktur. Şimdi de olmaz… Çünkü iki kere iki hep dört eder. İki kere ikinin dört etmediği yaşamlara aittir şimdi…

Nasıl kendim olmaktan vazgeçtiğimi şimdi hatırladım…

Biriktirdiklerin bir gün mutlaka terk eder seni.

Her sonun yeni bir başlangıcı vardır gibi kandırmacaları vardır ya yaşamın…

Önce sözcükler… Önce hep onlar terk eder…

Sonra fotoğraflar… Sonra dostlar birer birer… Sandıkların ve sanrıların…

Arabesk bir hikâyenin, tam ortasına düşmenin vehameti gibidir kabullenilmeyen sızlanmalar… Ama şimdi sızlanma da yok…

Biraz önce bir kapı çaldı. Açtım. “Pardon tanıyamadım.”

Yüzüme baktı, “Şefkat?” dedi.
İçimden bir ses “Sadece kedilere…” dedi.
Duyulmadı… Yahut anlaşılmadı…

Vedalar başlangıçlara ihtiyaç duyar.
Başlamamış bir hikâyeye veda edemezsin.

Ve hikâyeler sadece ŞİMDİ başlar…

Şimdi… Kendimi hatırladım…

Belki bir kedi duyar diye “Merhaba” dedim… Merhaba…

Yorum: Şule TÜZÜL
Fotoğraf: Füsun SAKA

Kontrast Sayı 18, Temmuz-Ağustos 2010

Bizi paylaşın..