Sibel ACAR | Jaroslav Rössler (34. Sayı)

Özportre

Jaroslav Rössler (1902-1990) fotoğraf sanatına önemli katkıda bulunmuş Çek fotoğrafçıdır. Çalışmalarında konstrüktivizm, fütürizm ve soyut sanattan etkilenmiştir. Yetmiş yılı aşkın bir süre fotoğrafla uğraşmasına rağmen, özellikle iki dünya savaşı arasındaki yıllarda yapmış olduğu çalışmalarıyla dikkat çekmiştir. Profesyonel fotoğrafçı olarak hayatını kazanırken bir yandan da amatör bir ruhla kendi için fotoğraflar çekmiş, fotoğrafı çizimle ve resimle birleştiren avangart eserler vermiştir.

Rössler, 1917 yılında, on beş yaşında iken derslerindeki ısrarlı başarısızlığı nedeniyle okumasından ümidini kesen ailesi tarafından Prag’da bir fotoğraf stüdyosuna çırak olarak verilir. Rössler, Prag’ın o dönemde isim yapmış usta fotoğrafçısı Frantisek Drtikol’un yanında çalışmaya başlar. Burada önce çırak sonra Drtikol’un asistanı olarak çalıştığı yıllar onu derinden etkiler. Drtikol stüdyo portre çekimleriyle ünlenmiştir. Bunun yanısıra resim, heykel ve sanat olarak fotoğraf ile ilgilenmiş, Art Nouveau tarzı nü çalışmalar, empresyonist manzaralar ve belgesel fotoğraf serileri de üretmiştir. Rössler, laboratuvar teknisyeni olarak sekiz yıl kadar çalıştığı bu stüdyoda, hem karanlık oda ve çekim tekniklerinde ustalaşır hem de stüdyoda bulunan kitaplar ve yabancı fotoğraf dergileri sayesinde çağdaş fotoğraf akımları hakkında fikir edinme fırsatı bulur. Ayrıca stüdyonun baskı odasında kalmakta ve Drtikol’un alicenaplığı sayesinde makinaları ve laboratuvarı kullanarak kendi denemelerini yapabilmektedir.

Rössler, Çek avangart fotoğrafının erken örneklerini vermiştir. 1919 yılında ürettiği Opus I isimli çalışması prizmatik bir şişe ve arka planda üçgen kartonlardan oluşan geometrik bir kompozisyondur. Sanat tarihçileri tarafından tam olarak konstrüktivizm akımı içinde konumlandırılmasa da bu erken çalışma Rössler’in fotoğraflarını hali hazırda var olan gerçeklikten almak yerine inşa edeceğini işaret etmektedir. İlerleyen zamanda yaptığı çalışmalarında açıkça görülmektedir ki, Kübizm ve Fütürizm’den de çok etkilenmiştir.

Rössler’in etkilendiği bir başka akım da Soyut sanattır. Rössler, fotoğrafta figüratif imgeyi reddeden akımın öncülerinden sayılmasa da, soyut fotoğrafa çok önemli katkıları olmuştur. 1923-1925 yıllarında ışığı konu edindiği fotoğraflar üretir. Kasıtlı olarak odağı hatalı bir objektif, büyük format bir makina ve uzun poz süreleri kullanarak siyah arka plan üzerinde hareketli spot ışıklarını kaydettiği bir dizi çalışma yapar. Fotoğraflarındaki bulanık halkalar, eğriler ve ışık konilerinden oluşan, fotogramı anımsatan görüntüler duygusal olarak çok etkilidir. Rössler için ışık, fotoğrafın aracı değil başlı başına fotoğrafın objesidir. Bu çalışmalarının yanısıra fotogramlar da üretir.

Fotogramları, Çek avangart hareketi Devetsil’in periyodik yayını olan ReD (Revue Devetsilu)’de yayınlanır. Rössler’in fotogramları ReD’in editörü fotoğrafçı ve sanatçı Karel Teige’e göre Man Ray’den bile iyidir. Aynı yıllarda ışık, gölge, geometrik şekiller ve basit objelerden oluşturduğu minimal motifli kompozisyonlarla da çalışmaktadır. Pek çok fotoğrafında objenin üç boyutluluğu ve arka planının iki boyutluluğunun yarattığı kontrastı kullanır. Kimi zaman fotoğrafları kasıtlı olarak fludur. Elde ettiği fotoğrafları kolajlarında da kullanır.

1924 yılında ilk defa bir sergiye katılır. Fransız Fotoğraf Derneği tarafından Paris’te düzenlenen uluslararası sergiye üç fotoğrafı kabul edilir. Rössler, 1923 yılında Teige’in daveti üzerine Devetstil’e üye olmuştur ama toplantılarına, tartışmalara ve sergilere katılmaz. Çalışmaları Teige tarafından Moholy-Nagy, Man-Ray, El-Lissitzky ve Paul Strand gibi uluslararası üne sahip sanatçılarla yan yana yayınlanmasına rağmen, 1926 yılında 3. Devetsil sergisine Teige tarafından dahil edilene kadar sergilenmemiştir. Teige bazen de Rössler’e haber vermeden çalışmalarını sergilere dahil eder.

1925 yılında gelecekteki eşi Gertruda Fischerova ile birlikte Paris’e gider. Büyük bir fotoğraf stüdyosunda rötuşçu olarak işe girer. Buranın işletme müdürü ve aynı zamanda fotoğrafçı olan Lucien Lorelle ile tanışır. Lorelle’in sürrealist çalışmaları bugün bazı önemli koleksiyonlarda yer almaktadır. 1927 yılında Lorelle, yeni açtığı stüdyosunda kendisiyle birlikte çalışmasını teklif eder. Lorelle’in stüdyosu portre ve reklam çekimleri yapmakta, kartpostal üretimi ve sinema alanında da faaliyette bulunmaktadır. Rössler, Paris yıllarında ürettiği etkili reklam fotoğraflarının yanısıra kendisi için de bulvarları, köprüleri, çelik konstrüksiyonları, özellikle Eyfel Kulesini, teknolojik ürünleri ve onların detaylarını fotoğraflar, üst üste baskılar ve kolajlar yapar. 1934-1935 yılları arasında, üç farklı renkte negatifin birleştirilmesiyle renkli fotoğraf üretme tekniği olan, oldukça karmaşık “Carbro process” tekniğiyle renkli fotoğraflar da üretir.

1935 yılında, rastlantıyla tanık olduğu bir gösteriyi fotoğrafladığı için tutuklanır, hüküm giyer ve Fransa vatandaşlığı almasına aylar kala sınır dışı edilir. Prag’a döner, küçük bir stüdyo açar. Zaten çekingen ve içe kapanık bir kişilikte olan Rössler bu olayla derinden sarsılmıştır, sonraki yıllarda çok fazla etkinlik göstermez.

Kaynakça: Vladamir Birgus. “Rössler’s Art Photography, 1919-1935.” Vladamir Birgus, Jan Mlcoch Jaroslav Rössler. Czech Avant-Garde Photographer. The MIT Press, London, 2004.

Sibel ACAR

Kontrast Sayı 34, Mart-Nisan 2013

Bizi paylaşın..