Mustafa ERTEKİN | Dernekler ve Fotoğraf Eğitimi (35. Sayı)

Bilirsiniz, Kutsal Kitaplarda şöyle yazar ‘ Başlangıçta Kelam vardı.’
Hiç de değil!
Başlangıçta duygu vardı. Kelam duygunun yerini almak üzere ondan sonra geldi, tıpkı tırıs gitmenin dörtnala gitmenin yerini almasında olduğu gibi, oysa atın yasası dörtnala gitmektir; ata tırıs gitmeyi öğrettiler.
~ Louis-Ferdinand Celine

f: Faruk AKBAŞ

“Eğitim” sözcüğü empoze etmek, yönlendirmek, kalıba sokmak, inceltmek, öğretmek gibi sözcükleri çağrıştırmaktadır. “Sanat” sa yaratıcılık, kalıpların kırılması, aykırılık, özgürlük sözcükleriyle yan yana anılmaktadır. Eğitim ve sanat sözcüklerini birlikte telaffuz ederken çağrışımlardaki çelişkilerin ön kabulüyle konuya yaklaşmak durumunda olduğumuzu baştan belirtelim.

“Fotoğraf-Fotoğraf Sanatı Eğitimi” söz konusu olduğunda birçok değişken peş peşe sahne alır. Fotoğrafın hangi yönüne, hangi ihtiyaca göre, kimler ya da hangi kurumlar tarafından eğitim? Fotoğraf eğitimi çok katmanlı bir alandır. Fotoğrafın toplum içinde hem çok geniş bir kullanım ve etki alanının olması hem de çok geniş bir yelpazede üretici profilinin olması her bir katmanın ayrı ayrı ele alınmasını da zorluyor.

Ne ki, yazının kapsamı gereği, ancak fotoğraf dernekleri fotoğraf eğitimi bağlamında kısa kısa değinmek durumunda kalacağız.

Fotoğrafın da ister günlük konuşmayı içeren, isterse edebi bir yapıyı içeren herhangi bir dil gibi, iletişimi farklı biçimlerde sağlama becerisine sahip olduğunu hatırlayalım. Kimi kullanıcı fotoğrafları bellek aracı olarak kullanırken kimisi de duygularının dışavurumu olarak kullanır. Her ne amaçla kullanırsak kullanalım, dilin gramerini fotoğraf çeken-yapan herkes öğrenmek durumundadır. Temel eğitim diyebileceğimiz bu aşama neredeyse yalnızca boyayı fırçayı, kullanılan malzemeleri öğretmeyi amaçlar. Görüntünün nasıl oluşturulacağı sorusunun yanıtlarını içerir çoğu kez, fotoğraf makinası ve ekipmanlarıyla şiir de yazılabileceği hissettirilse bile…

Bu eğitimi kim vermeli, kimler veriyor?

Doğrusu, bu, derneklerin görevi olmamalı.. Bugün nasıl ki ilköğretim ve orta öğretimde resim-müzik eğitimi seçmeli olarak okullarda veriliyor, aynı şekilde temel fotoğraf da daha küçük yaşlarda okullarda öğretilmeli. Bu kadar yaygın bir uğraş bunu hak ediyor. Belki de emeklilikte uğraşılan bir hobi gözüyle bakılmasının da önü alınmış olur böylece. Genç yaşta ele alınan bir fotoğraf makinası, çevresine daha etkin bakan bireyleri de yetiştirir. Fotoğraf alanında faaliyet yürüten bir sivil toplum örgütünün temel sorumluluklarından biri de, fotoğraf’ın okul müfredatlarına konulmasını sağlamaktır.

Bugün fotoğraf temel eğitimi, çoğunlukla fotoğraf dernekleri tarafından verilmektedir. 3-5 köklü dernek dışında da, eğitim temel eğitimin ötesine geçememektedir. Temel eğitimler çoğu kez, dernekte öne çıkan gönüllü eğitmenler tarafından verilmektedir. Özellikle fotoğrafla ve derneklerle ilk tanışan öğrencinin pedagojik formasyonla yüklenmiş eğiticiyle karşılaşması gerekirken, çoğu dernek bunlardan mahrumdur. Bütün bunlara temel eğitimi alıp sanatçı olacağını sanan öğrenciler de eklenince, kısa sürede adının sonuna “photography” ekleyen sanatçılar üretmektedir temel eğitimler.

AFSAD temel eğitimleri, yıllardır birçok kişiyi fotoğrafla, fotoğraf sanatıyla buluşturmuştur. Nice ustalar bu eğitimde eğitmenlik yapmıştır. AFSAD’da son yıllarda temel eğitim 3 basamakta ele alınmaktadır. 1. basamak fotoğrafın temel malzemeleri ve görüntü oluşumunun öğrenilmesini içerirken, 2.basamak temel düzeyde karanlık oda ya da aydınlık odayı içerir. 3.basamak ise, fotoğrafçaya genel bir bakış, fotoğrafla sanatta yapılabileceğinin mesajlarının verildiği yerdir.

İyi tatil fotoğrafları peşinde olanların, ailesinin daha güzel fotoğraflarını çekmek isteyenlerin, etrafına biraz daha dikkatli bakmak isteyenlerin, dolayısıyla herkesin alması gereken temel fotoğraf eğitimidir. Bu yüzden de ilkokul ve orta öğretimde seçmeli ders olarak okutulmalı…

Fotoğraf derneklerine gelince, “fotoğraf eğitimi” denildiğinde “fotoğraf sanatı” eğitimi gelmeli akla. Hem sanat olarak hem de fotoğraf sanatının kendine özgü yapı taşlarının kavranması olarak.. Burada dilin, Fotoğrafça’nın günlük yanı değil Sanat yanı gündemdedir. Yaratıcı düşünme, yaratıcı fikir, yaratıcı uygulama eğitimin temel hedefidir. Sınırlayan, kalıplara sokan değil, ‘bilgi’lendiren, haberdar eden bir eğitim…

Nitekim AFSAD, yıllardır üyeleri ve fotoğraf dostlarının farklı fotoğraf anlayışlarıyla karşılaşması buluşması için seminer, atölye, çalışma grupları, sempozyum, söyleşi, fotoğraf yayını ve ayın fotoğrafı etkinlikleriyle platform hazırlamaktadır. Bu eğitimlere vesile olan insanlar farklı duruşları ve fotoğraf anlayışlarıyla, birikimleriyle ülke fotoğrafında ayrı birer melodi oluşturan insanlardır.

Kimi zaman yıllarını fotoğrafa vermiş, kimi zaman da üniversitelerde fotoğrafın eğitimini almış donanımlı insanlardan seçilmişlerdir. Derneklerin sorumluluğu bu insanlar her neredeyse bulup üyesinin karşısına çıkarmaktır.

Hiç kuşkusuz bu eğitim bir Fotoğraf Akademisinde de verilebilir, verilmelidir. Önemli olan eğitimi kimin verdiği değil, ortalıkta donanımlı fotoğrafçıların dolaşmasıdır. Dernekler bünyelerinde fotoğraf akademisi oluşturabilirler, ama akademiye dönüşmemelidirler. Akademi bir eğitim yeridir. Derneklerse, fotoğraf alanında bir sivil toplum örgütüdür, eğitim dışında temel işlevleri vardır. Ve fotoğraf dernekleri eğitimleri gelir kaynağı olarak değil, üyelerinin donanımlarını artırmanın bir aracı olarak görmelidir…

Mustafa ERTEKİN
Fotoğrafçı, AFSAD

Kontrast Sayı 35, Mayıs-Haziran 2013

Bizi paylaşın..