Meral NALÇAKAN | Fotoğraf ve Estetik Kavramlarına Mimarca Değinmeler… (25. Sayı)

Var olanı anlamak ve anlamlandırmak, onu yeniden ele almak, geçmiş, şimdi ve gelecek bağlamında mekânlar arası, insanlar arası yeni ilişkiler kurmak mekân tasarımının en temel uğraşıdır. Bir mimar için ilişkilerin bilgisi, “şeylerin” bilgisinden daha önemlidir. Tasarımda bunu öne çıkaran bütüncül yaklaşım mekâna değer ve anlam katarak, mekânın yani boşluğun potansiyellerini ortaya çıkarır ve tasarlanan mekânı “o yer” haline getirir. Aynı sanat yapıtı gibi o da bir yanıyla gerçeğe dayanırken, diğer yanıyla bir anlam varlığıdır ve onu estetik bir obje olarak görmemizi sağlayan barındırdığı ifade ve anlamlardır. Sanat yapıtına tasvir edilen olarak baktığımızda, o varlığı aşar ve bu aşkınlık, bizim ona bir anlam yüklememize olanak tanır.

Sanat yapıtının içeriğiyle ilgi kuracak, onu estetik olarak algılayacak bilincin olmayışı onun anlaşılmadan kalması anlamına geleceği gibi, onunla ilgi kuranın kendi birikimine ve bakış açısına bağlı olarak farklı, yeni anlamlar yüklenmesi de mümkündür. Her sanatçının amacı kendi yapıtının başka içsel dünyalarda anlam ve yankı bulmasıdır. Ziya Osman Saba’nın “Sizler İçin” şiirini Tunalı, bu isteği ortaya koyan bir sanat yapıtı olarak vurgular.

“Sizler okuyasınız diye bütün bu yazdıklarım,
Bu kelimeleri yan yana
Satırları alt alta getirmem;
Geçip karşısına sonra
Ya kahrolmam, ya sevinmem,
Sizler için bütün didinmem…
Sizler garip şiirimi okuyanlar,
Duyduklarımı duyanlar;
Sözüm yok ölmüşlere ama…”

Evet, bu metni bir mimar yazsaydı birkaç sözcük dışında bir şey değişir miydi acaba! Mimarlıkta da sözcüklerin yerini yan yana ya da üst üste gelen mekânlar alacaktı. Kaçınılmaz olarak bir de zaman boyutu eklenecek, içinde yaşayan, dolaşan herkesin kendi şiiri olarak da ele alınabilecek “kentler” söz konusu olduğunda, ilişkiler daha da derinleşip, katmanlaşacak fakat varlık bulabilmesi için kaçınılmaz olarak bir üçüncü varlığa gereksinim duyacaktır.

Mimar için birden fazla anlam ve fonksiyon içeren fotoğraf, mimari bir yapıtı konu alıyorsa, bunun üzerinden okunabilecek, anlamlandırılabilecek neler olabilir? Yapıtın fi ziksel gerçekliği, bakanın birikimine ve mimari yapıta bağlı olarak tarihi ve estetik boyutları, mekânın yakın çevresi ve diğer her şeyle ilişkisini okutabilir, daha da önemlisi sanat yapıtının potansiyeli ortaya çıkabilir. Aslında bu noktada, fotoğraf bir sanat yapıtı olarak, hem çeken açısından hem de ona bakan, seyreden açısından “kendi kendimizden, kendi etkinliğimizden haz duymamız için bir araçtır. Çünkü Lipps’e göre, “estetik haz, insanın kendi dışında bulunan bir objede kendi kendinden haz duymasıdır.” Yani aslında önemli olan sanat yapıtı değil, bizim duyduğumuz hazdır. Estetik; hazzın kendine özgülüğü, ruhsal bir durumdur ve bu kendimizi tatmin olmuş, özgür ve mutlu hissetmemizi sağlar. Bir sanat yapıtını kavramak demek, o sanat yapıtını bir duyumlar bütünü olarak algılamak demektir.

F: Meral Nalçakan, Frankfurt MyZeil

Böylece, derslerimde mekânsal ilişkileri ve detay çözümlerini örneklemek üzere çektiğim fotoğrafl ar, bu bütüncül yaklaşımla, aynı zamanda estetik obje potansiyelini gerçekleştirebilir. Croce’ye göre “estetiğin alanı tümel bir varlık alanı olan sezgidir.” Estetik gerçeklik kavram olarak nasıl sezgisel bir şey ise, onun sanat yapıtına aktarımı da çoğu kez sezgisel ve duyusal (sensitive), açık seçik olmayan bilgi yoluyla olur. Estetik biliminin kurucusu Baumgarten duygu bilgisi kavramını ortaya koymuştur. Estetik duygusal bilginin bilimidir. Mimar, estetik ve algı kavramlarına mesleki yatkınlığı ile fotoğraf sanatıyla buluşabilme şansına sahip olabilir.

Sonuç olarak; mimar, tasarıma farklı yaklaşımları ve duyarlılığıyla, bir kişiye veya nesneye şiirsel mekânını kazandıran, onun içsel mekânının genişlemesine zenginleşmesine, farklı anlamlar kazanmasına olanak sağlayan olmalıdır. Mimari, Victor Hugo’ya göre sadece fi ziksel bir gerçeklik değil, tüm sanatların kaynağı ve okunacak bir kitaptır. Fotoğraf da, tüm potansiyelleriyle, mimarın elinde hem bir araç hem de amaç haline gelebilir. Paylaşımı diğer sanat yapıtlarına göre daha kolay ve etkin olan fotoğraf, kendisi estetik bir obje, bir sanat yapıtı olarak bizi gündelik yaşantının kaygılarından, kendi küçük dünyamızdan alıp, ruhumuzu arındırıp, bilincimizi zenginleştiren estetik algı ve bütünlüğün parçası olmaktadır.

F: Meral Nalçakan, Santral İstanbul

Meral NALÇAKAN
*Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
İç Mimarlık Bölüm Başkanı, Eskişehir

Kontrast Sayı 25, Eylül-Ekim 2011

Bizi paylaşın..