İlker MAGA | Fotoğrafta Çekim Merkezi (26. Sayı)

Dünya Karl Marx gibi bir yaratıcıyı bir daha tanımayacak. Platon, Aristo gibi geniş bir alanda ürünler veren felsefeciler de bir daha gelmeyecek. Günümüz insanlarının daha az zeki olduğunu söylemek istemiyorum. Dünyamız yaşlanıyor. Hemen her yıl insanlığın büyük bir ismi yüzüncü, iki yüzüncü doğum ya da ölüm yılında anılıyor. Birkaç yüzyıl önce zaman kavramı üzerine bir deneme yazmak isteyen bir felsefecinin okumak, en azından taramak zorunda olduğu kitap sayısı onu bulmazken, bugün aynı alanda ortalama bir çalışma yapmak isteyen birinin okumak zorunda olduğu eserler en az yüzü buluyor. Daha önce insanlığı ilgilendiren pek çok alan sadece felsefecilerin sahasına girerken, günümüzde bu başlıklar felsefeden başka disiplinlerin ilgi alanına giriyor. Yarım yüzyıl önceye kadar, meselâ, sadece felsefeyi ilgilendiren dostluk kavramına ilişkin yeni araştırmalar daha çok psikoloji ve sosyoloji alanlarında gerçekleştiriliyor. “Artistik felsefe” yerini “pratik felsefe”ye bırakıyor, pratik felsefe de yetmiyor, bu alandaki pek çok konunun biyolojik temelini açıklama işi başka disiplinlere kalıyor.

Marx, bir çekim merkeziydi. Marx, Platon ya da Aristo hâlâ birer çekim merkezi. Yaşlanan, birikimi artan, birikimi arttığı oranda parçalara ayrılan dünyada çekim merkezi yaratmak zorlaşıyor. Henüz birkaç on yıl önceye kadar bir derginin o ülkenin politik ve kültür ortamına damga vurması mümkündü. Etkili bir gazetenin kullandığı dilin kamusal dili etkileyebildiğini de örneklerle gördük. Yine henüz birkaç yıl önceye kadar uluslararası politikada ve kültür alanında ancak bir iki merkezden söz etmek mümkündü. Bugün ise bir, iki değil, daha çok sayıda merkezden söz edilebilir. İster ekonomi, isterse kültür, hangi alana bakılırsa bakılsın dünyada tek bir merkezden söz edilemiyor.

Nadar, August Sander, Henri Cartier Bresson, Ansel Adams birer öncü olduklarından birer çekim merkezi yarattılar. Bunlar hâlâ birer çekim merkezi. Ancak aynı çekim merkezlerinin oluşmasını günümüzde düşünebilmek zor. Dünyamız gibi fotograf dünyası da yaşlandı. Bir yanda her geçen yıl artan birikim ve buna paralel her birikimin kendi içinde yarattığı merkez, diğer yanda iletişim araçlarındaki artış tek bir merkezin oluşmasına imkân tanımıyor. Önceleri pasif bir gazete okurundan söz edebilirdik. Günümüz koşullarında pasif okuyucu, yarı “aktif okuyucu” yarı “yazar” rolünü üstlenmiş durumda. Elektronik ortamda okuduğu gazeteye, aynı alana, yazılı müdahale etme imkânına sahip. Bu yarı aktif, yarı pasif okur tipi önümüzdeki yıllarda daha çok gelişecek. Fotografta da durum benzer: Daha önceleri sadece fotograf algılayıcısından söz edebilirdik, bugün sergileri gezen, fotograf kitaplarını ve dergilerini takip eden fotograf izleyicisi de artık yarı “algılayıcı” yarı “aktif fotografçı”. Sergiyi izleyen birinin güzel bir fotograf dizisini çantasından çıkarıp masa üstüne koyması sürpriz değil.

Henri Cartier Bresson, özellikle kendi kuşağını ve arkadan gelen en az birkaç kuşağı etkileyen bir merkezdi. Günümüz fotografçısı ne kadar birikimli ve yaratıcı da olsa, böyle bir merkez oluşturma şansına sahip değil artık. Çünkü merkez oluşturabilmek için fizikî şartlara sahip değil.

Gazete okurunun artık yarı aktif yazar, fotograf izleyicisinin de yarı aktif fotografçı olduğu günümüz koşullarında, fotografı kendini ifade etmenin ana aracı seçen fotografçıların işinin hiç de kolay olmadığı açık. Sözü olan fotografçının sesini duyurması, etki çemberini genişletmesi, üstelik popüler olmayan alanları konu seçmişse, zor. Herkesin fotografçı olduğu günümüzde, fotografı merkez alan yaratıcısının, en başta ne aradığını bilmesi, konularını titizlikle seçip onlar üzerinde yoğunlaşması ve bunun için gerekli donanıma sahip olması şart. Buna paralel olarak, sabır gerektiren, çok daha uzun bir yolda yürüdüğünü bilmesi şart.

Fotograf ölmedi. Fotograf büyüyor. Büyüdüğü oranda sorunlar ortaya çıkıyor, zorlaşıyor. Fotografta merkez yaratma sorunu bu zorluklardan biri. Bu zorluk bir test sahası olarak görülebilir. Bu zorlu test; öncesi ve sonrası diye ikiye ayrılabilir. Test başarıyla aşılsa bile yaratılacak merkez, merkezlerden sadece biri olabilecektir. Benzer bir durumu, müzik ve resim dâhil diğer disiplinlerin hepsinde görebiliyoruz.


İlker MAGA

Kontrast Sayı 26, Kasım-Aralık 2011

Bizi paylaşın..