Gültekin ÇİZGEN | Ülkemizdeki Fotoğraf Yayıncılığı (33. Sayı)

Sanal ortamda da yayınlanan çokça bilgi olmasına rağmen neden basılı yayın?

Sanal ortam ismi üstünde sanaldır. Çağdaş bir teknoloji yapısıdır. Ancak ak kâğıt üzerine basılı yapı, uygarlığımızın temel yapısıdır ve kalıcıdır. Kitaplıklar, kütüphaneler uygarlığın bilinç mabetleridir. Nitekim sanal ortamda da birçok belge sonradan basılı hale getirilip, yaşama geçer.

Bir fotoğraf kitap veya dergisinin içeriği sizce nasıl olmalı?

Bu sorunun çok değişik cevapları olabilir. Stratejik soru, “nasıl bir fotoğraf dergisi ve kitabı?” olmalıdır. Gereksinim nedir? Bu da fotoğraf kültürünün entelektüel içeriğiyle bağlantılıdır. Yayıncılığın bir tarihi var. Bir dünü var ve bugünü var. 50 yılı aşan kariyerimin içinde, fotoğraf alanında neredeyse hiçbir albüm ve kuramsal kitap yokken ben sanat yazarlığına işbaşı yapmıştım. Sanırım ilk çağdaş sanat fotoğrafı albümü ile deneme kitabı benim emeklerimle yayınlandı. Artık ülkemizde fotoğraf külliyatı olarak pek çok sanatçının yayınlanmış albümü var. Bu alanla ciddi olarak uğraşanların temel hedefi portfolyolarını albümleştirmektir. Herkes bu alanda haklı olarak ciddi gayret gösteriyor. Bir de fotoğraf dergileri var. Şimdiye kadar yayınlanmış 10 ayrı ismin yanında halen yayınlanmakta olan dergilerin sayısı 7’dir. İsimlerini sıralayalım. Photo World, Fotoğraf, İz, Atlas Fotoğraf Dergisi, İFSAK Dergisi, Foto Line ve AFSAD’ın Kontrast Dergisi. Bunun, fotoğraf yayıncılığında hiç de küçümsenmeyecek önemli bir gayret olduğunu söylemeliyiz. Tüm bunların hepsine fotoğraf yazıları yazmaktayım. Oradan detaylı olarak yapıyı tanıyorum.

Elbette yapılmış, yapılmıştır. Konu, yeni ufuklar için neyin daha farklı ve iyi olabileceğini düşünmektir. Artık fotoğrafın pek çok alanı üzerine yayın yapılmıştır. Yapılması gereken varolan durumu değerlendirmek ve yarına ufuk açmaktır. Bu bağlamda bazı dosya başlıklarını teklif edebilirim. Fotoğraf Eğitimi, Fotoğraf Sanatçısının Yapısı, Müze ve Koleksiyonlar gibi fotoğraf kültürüne, birikimine katkıları olacak konular ele alınmalıdır.

Yayınların, ülkemizdeki fotoğraf üretiminin gelişmesine daha güçlü katkıları olması gerek. Unutmayalım ki fotoğraf, görsel sanatlar içinde ülkemizdeki en yaygın alandır. Bu çaba güçlenerek sürmelidir. Fotoğraf rüzgarı herkesi sarıp, sarmalamalıdır.

Kongre Kitaplığı standartlarına göre sınıflanmış, çoğunluğu sanat kitabı olan, 7.000’i aşkın kitabı kapsayan kütüphanemde bugün yerli pek çok fotoğraf albümü ve kitabı var. Hedef, fotoğraf sanatını topluma mal etmek olmalıdır. Kendi payıma bu alanda bir hayli çalışkan davrandım. 2012 itibariyle, yayın alanında yapıp etmelerimin muhasebesi şöyle, 22 adet fotoğraf albümü, 12 adet fotoğraf ve sanat üzerine deneme kitapları, 8 adet fotoğrafın tekniği ve estetiği, 3 adet anı, 2 adet gezi, 16 adet “Fotoğraf Geçidi 2010” küratörlüğü, albüm ve fotoğraf okumaları, 10 cilt Yeni Fotoğraf Dergisi, 21 adet resim tekniği ve sanatsal cam üzerine katalog olmak üzere, yalnız fotoğraf alanında 94 adet telif yayını. Bir de fotoğraf sanatına katkılar var. İçeride ve dışarıda yayınlanan pek çok yazı ve fotoğraf. 50. sanat yılımdaki bilanço kabaca bu. İşte bu bilançoya yaslanarak yayın alanında bazı düşüncelerimin olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Basılı yayın çıkartmanın zorlukları (maddi-emek) konusunda neler söylemek istersiniz?

Her yayının içeriği ve biçim yapısı vardır. Teknik de ayrı bir sorun. Her şey birikime ve maddi güce de bağlıdır. Fotoğraf yayını zor bir yapıdır. Yeni Fotoğraf Dergisi’ni çıkardığımız yıllarda, yayıncılıkta kâğıttan mürekkebe kadar büyük yokluklar yaşanırdı. Gayretimiz neredeyse pirinçsiz pilav yapmak gibi bir şeydi. Ancak söyleyecek sözümüz ve enerjimiz vardı. Bundan dolayı yayın alanında özel bir duruşu ve etkisi olan dergiyi yıllarca çıkarabildik. Bugünkü ortam neredeyse bir cennet.

Fotoğraf, özel matbaa yapısı ve bilgisi gerektiren bir altyapı ister. Yıllar önce İsviçre’de Picasso’nun albümlerini basan çok önemli bir matbaayı ziyaret etmiştim. Bizim övünç duyduğumuz Yeni Fotoğraf Dergisi’ni önlerine koyduğumuz zaman bizimle ilgilenen teknik müdür dergiyi karıştırmadan önce lup’u çıkarıp tramlara bakmıştı. Matbaacılık teknik bir yapıdır. Uzmanlık işidir.

Bugün ülkemizde fotoğraf albümleri konusunda uzmanlaşmış başta Mas Matbaa, Bilnet, Still gibi birikimli, güçlü kuruluşlar var. Dijital devrimden ve dört renk ünitesi olan baskı makinelerinin yaygınlaşmasından sonra fotoğrafta baskı kalitesi çok arttı. Bu, fotoğraf yayıncılığımızın bir kazanımıdır.

Bu zorlukların aşılması konusunda önerileriniz nelerdir?

Bu bir yayıncılık sorunudur. Bağlı olarak arz ve talep sorunudur. Ülkemizde talep yapısı gelişmedikçe yayın da arzu edilen noktalara kolayca gelemeyecektir. Her yıl milyon adetten fazla kitap yayınlayan çok büyük bir yayın kuruluşunun yönetim kurulu başkanının fotoğraf yayınları konusunda geçen yıl söylediği bir cümle bizi aydınlatabilir. “Bizim iki tür kitap basmamız çok zor, hatta yasak. Çünkü satılmıyor. Biri fotoğraf diğeri karikatür” demişti. 2012 rakamlarına göre, bu yıl 100 bin ayrı konuda kitap yayınlanmış. Aman ne kadar güzel diyorsunuz. Ancak yine aynı büyük yayınevinin genel müdürü daha geçenlerde bana “ülkemizde şiir yazanların sayısı galiba şiir okuyanlardan daha fazla” dedi. Böylece o da esprili bir dille, şiir kitaplarının ne kadar az sattığına değindi. Maalesef talep bu.

Bunu aşmak için artık sayıları yüze yaklaşan ülkemizdeki fotoğraf derneklerinin kampanyalarla, yalnız kendi merkezlerinde değil, üyelerine de özel fotoğraf kitaplıkları kurdurması lazım. Çünkü bilgi kuvvettir. Bunu doğru tanımlayıp, anlamayanlar fotoğrafı başaramazlar. Bu da ancak yayın üzerinden gelişir.

Ülkemizdeki ve dünyadaki fotoğraf yayıncılığı konusunda ne söylemek istersiniz?

Dünyada fotoğraf yayıncılığı genel anlamda gelişmiş, çeşitlenmiş, kurumlaşmış bir yapıdır. İyi fotoğrafın yaygın zemini basılı fotoğraftır, yayındır. Fotoğraf yayıncılığı dolaylı olarak görsel kültürümüzün gelişmesinin temelidir. Eğer gelişmiş uygarlığın yaygın kanıtı olarak insan varlığına saygı, fiziksel çevrede estetik duyarlılık ve fotoğraf sanat yapıtlarının üretilmesiyse eğer, bu insan malzememizin gelişmesiyle doğru orantılıdır. Buna fotoğrafın çok güçlü katkısı olduğunu düşünüyorum.

Çıkardığınız derginin yeterince fotoğraf severe ulaştığını düşünüyor musunuz ya da ulaşması konusundaki önerileriniz.

Dergiyi yöneten ben olmadığım için bu alandaki sayısal bilgilerin uzağındayım. Ancak her dergi elbette daha çok yere, çok noktaya ulaşmalı. Buna Kültür Bakanlığı’nın katkısı elbette olmalı. Ülkemizde çok sayıda, hatırladığım kadar 800 civarında kütüphane var. Bunlara abonelik pek çok yayın yapısını güçlendirebilir. Yeni Fotoğraf Dergisi’ni yayınladığım yıllarda iyi sayılan bu ilişkilerin bugün nasıl olduğu hakkında bir bilgim yok. Kültür Bakanlığı kapıları zorlanmalı.

Kontrast Sayı 33, Ocak-Şubat 2013

Bizi paylaşın..