Gültekin ÇİZGEN | AFSAD’a Dair (32. Sayı)

Fotoğraf sanatı alanında faaliyet gösteren bir örgüt olarak AFSAD’ın Türkiye’deki fotoğraf örgütlenmesindeki yeri ve işlevi nelerdir?

Yaşamını fotoğrafa adamış, yılmadan, yorulmadan onun itibarı için 54 yıldır çalışan biri olarak, yöneltilen sorulara dolambaçsız, kavranabilir cevaplar vermeye çalışacağım.

Kontrast Dergisi’nin, AFSAD’ın 35. yılı özel sayısına yazı talebinizde, fotoğrafımızın ülke konumuna bir bakışınız var. Şöyle diyorsunuz. “Ülkede binlerce fotoğrafçı her gün on binlerce fotoğraf üretiyor; 80’e yakın fotoğraf oluşumu, sanal alemde fotoğraf paylaşımı yapan yüzlerce fotoğraf sitesi var.” Elbette bunlar tümü var ama önce asıl önemli olan diğer kazanımlardır. Hemen aklımıza gelenler, oldukça geniş bir fotoğraf yayıncılığı ile fotoğraf albümleri kütüphanesinin oluşmuş olmasıdır. Fotoğraf yayıncılığı ve kuramsal kitaplarımızın sayısı da artıyor. Bu alanla uğraşan dergiler, yayınevleri her gün yeni bir şey yayınlamaya gayret ediyorlar.

Ülke fotoğrafımızdaki en önemli kazanımlardan biri de müzeleşmedir. “İstanbul Fotoğraf Müzesi”, 1.100 m2 alanda, altı galerisindeki çeşitli sergileriyle, koleksiyonuyla, arşiviyle hizmet veren, önemli fotoğraf albümleri yayınlayan bir kuruluş oldu. Unutmayalım ki, bu, daha bir yılını doldurmayan kurum için, ülkemiz fotoğrafının önemli bir atılımıdır.

Fotoğraf koleksiyonculuğunun gelişmesi çok önemlidir. Fotoğraf galerileri, dış sergilerin ülkemize gelmesi gibi oluşumların da bu çerçeveye dahil edilmesi gerekir. Ve büyük fotoğrafa buradan bakınca, AFSAD’ın bu yapılanmadaki yeri nedir? diye düşünelim.

Kuşkusuz ki AFSAD kurulduğundan bu yana özverili, dinamik kadrolarıyla önemli pek çok işi başardı. Öncelikle aklıma gelen, fotoğrafımızın kuramsal yapısını güçlendiren AFSAD sempozyumlarıdır. Elbette çıkardığı dergilerin de önemi ortada. Sonunda mülkiyetiyle beraber düzenlediği dernek lokalinin yapılanması, fotoğraf eğitimine verdiği önem, ülkemiz fotoğrafına önemli katkılardır.

Bir sivil toplum örgütü olarak AFSAD’ın dünden bugüne toplumdaki yeri böylece olumlu olarak şekillenmektedir. Neticede AFSAD Ankara’da fotoğrafa gönül vermiş bir çevrenin odaklandığı merkezdir.

AFSAD’ı örgütlenme biçimi ve faaliyetleri hakkında neler düşünüyorsunuz? AFSAD’ın diğer fotoğraf oluşumlarıyla etkileşimini değerlendirir misiniz?

Şeklinde istenen sorulara gelirsek, kendimi bu iki noktada çok yeterli görmüyorum. Ayrıntılı bilgi eksikliği içindeyim. Haksızlık yapabilirim, o da yanlış olur. Bunlar derneğin kendi iç yapılanmasına bağlı konulardır, yönetimin ve aktif üyelerin değerlendirmesine açıktır.

Yarının AFSAD’ı ya da fotoğraf derneği nasıl olmalıdır?

AFSAD’ın var olan yapıda yürüyen çabalarına bazı yeni projeler katmasında yarar görürüm. Elbette başkent Ankara’da yapılanmasının gerçekleştirilmesi elzem başlıca hedef, İstanbul’dan sonra bir “Ankara Fotoğraf Sanatı Müzesi”nin kurulması olmalıdır. Müze yapılanması için gerekli iki temel olgu vardır: İlki bir mekân, diğeri de koleksiyon ile kültürel etkinliklerin programlanması ve sürdürülmesidir.

Müze için kilit olay mekândır. AFSAD, Ankara’nın her kesiminden gelen güçlü üye ilişkileri üzerinden mekân sorununu çözebilmeli diyorum. Bu konuda yapılan ön temasların dağınıklığı ve programlı bir şekilde yapılamamasından dolayı bugüne kadar konu yerinde saymıştır. Ankara Fotoğraf Sanatı Müzesi, AFSAD’ın boynunun borcudur. 35 yıldan sonra en önemli hedefi bu olmalıdır.

İkinci önemli nokta, AFSAD Yayınlarının yeni kuramsal kitap ve albümlerle gelişmesi ve üyelerinin her birinin mutlaka bir fotoğraf kitaplığına sahip olmalarının sağlanmasıdır.

Üçüncü nokta, AFSAD Sempozyumlarını yeniden konu hedefleyerek şekillendirmeli ve her yıl yeni bir sempozyum temposunda sürdürmelidir. Türk fotoğrafının yumuşak karnı kuramsal yapısıdır. Daima takip ve taklit tehdidiyle karşı karşıya olan fotoğraf ortamına yerlilik bilincinin verilmesi, AFSAD için önemli bir misyondur. Her fotoğraf sanatçısı üretirken, eserinde önce kendi kimliklerini arar ve çalışma süreci içinde bunu keşfeder. İşte bu keşif gezisine yol göstermek, yardım etmek bir fotoğraf derneğinin temel misyonudur. “Geleneğe yenilik ve yerlilik katmak” slogan budur.

Son hesaplaşmada, fotoğraf derneklerinin başarısı, fotoğraf ürününün kalitesiyle doğru orantılıdır. Sanat ortamında bu, tam zamanlı, profesyonel bir yapılanmayla çözümlenir. Sanatı sanatçılar yapar. Bu tespitten hareketle sorulacak yeni soru da, ülkenin sosyoekonomik ve kültürel şartlarının bu olguya ne kadar imkân tanıdığıdır? Elbette fotoğraf sanatıyla profesyonel olarak ilgilenen kişilerin önüne kırmızı halılar serilmiyor. Bunu herkes bilmekte ama buna rağmen birçok sanatçı bu alanı doldurmaktadır.

AFSAD’ın fotoğraf teorisi, eleştirisi ve tarihi çevresinde, her bilgiye ulaşılabilen bir sığınak olmasını düşünmeliyiz. Çünkü fotoğraf sanatı bir sığınaktır. Tutkulu insanların çözümleyeceği, geliştireceği bir konudur fotoğraf sanatı. Düşünsel değerlere tutkulu insanlar, yürekli olanlar ancak fotoğraf sanatına gönül verebilirler. Fotoğrafla ilgili kişiler, yalnız bir makina teknokratı olarak ortaya çıkamazlar. Tüm yapıp etmeleri, ürettikleri bir geleneğin devamı olmalıdır. Böylece fotoğraf sanatı ortamımız gelişir, zenginleşir.

Bir başarıdan söz edeceksek, bu ancak değindiğim kritik özelliklerin öne çıkmasıyla mümkündür. Şimdi temel soru şudur: AFSAD şimdiye kadar hangi parlak kadroları fotoğrafımıza hediye etmiştir, yetişmesine önemli katkıları olmuştur? Eğer bunun cevabı uzun bir listeyse 35 yıl boşuna geçmemiş demektir.

AFSAD’a üye olmakla kişi yalnız dernek üyesi olur, sanatçı olmaz. Üstün sanat fotoğrafı üretmek, sanatçının işidir. Son derece bireysel bir iştir. Ancak çevre bu oluşuma önemli katkılar sağlayabilir. AFSAD’ın başarılı bireyler için besleyici bir bilgi köprüsü olması, fotoğraf ürünlerinin verimlilikle gelişmesini sağlayacaktır. AFSAD, tam bu noktada çok özel yeni bir yapılanma sağlayabilir umudundayım. Ülkemizin fotoğraf haritasının zenginleştirilmesi tüm derneklerin görevidir. Ancak AFSAD geçmişiyle bu alana en yakışan isimdir.

Bugüne kadar elde edilmiş tüm kazanımlar ancak zorlukla elde edilmiş şeylerdir. Ama bunlar iddialı bir dernek için yeterli değildir, daha fazlası gerekir. AFSAD’ın daha nice 35 yılının şenlikli bir verimlilikle geçmesini dilerim.

Kontrast Sayı 32, Kasım-Aralık 2012

Bizi paylaşın..