Gökhan BULUT | Yaygınlaşan Fotoğraf Kursları ve Fotoğraf Dernekleri (32. Sayı)

Sınırlı koşullarda, dönemin idealist düşüncelerinin etkisi ve dayanışmanın ihtiyaca dönüştüğü bir dönem içerisinde kurulan AFSAD, amatör idealist çabalarla yürüttüğü faaliyetleri ile güncel fotoğrafın önemli örgütlerinden birisi konumundadır.

Bu başlangıç idealist amatör ilkesel duruşun, derneğimiz ve genel olarak derneklerde, 12 Eylül darbesiyle başlayan toplumsal -deforme- değişime rağmen güncelliğini koruması ve içeriğinde bu yapıyı barındırması, sanatsal üretim sürecinin canlılığından kaynaklanmaktadır. Yaşama karşı kaygısı olan, bu kaygıyla oluşan görüşünü fotoğraf diliyle açığa çıkaran, bunun örgütlü bir yapıyla daha doyurucu noktalara taşınacağını bilip, bir arada hareket eden üye tabanı var olduğu sürece, idealist amatör yapı dernekler içerisinde varlığını sürdürecektir.

Ancak, güncel fotoğraf içerisindeki değişim ile birlikte üyelik sorumluluğuyla dernek ve örgütlenme bilincinde de farklılıklar oluşmaya başlamıştır. Güncel fotoğraf örgütlenmelerinin, günümüz koşullarında henüz varlığını yeterince hissettirmeyen ancak yakın süreçte sorun olarak varlığını genişletecek bir durum tüm derneklerin önünde durmaktadır.

Fotoğrafın dijital teknolojiyle yenilenmesi, sektörün çekim ve baskı sürecini kolaylaştırması ile beraber, derneklerin amaçlarından birisi olan, ”fotoğrafın yaygınlaştırılması” doğal sürecini yaşamış ve derneklerin ayakta durmasını sağlayan, insan kaynağının başlıca etmeni olan “fotoğraf eğitimi” cazip bir sektöre dönüşmüştür.

Özellikle, dernekler bünyesinde yetişmiş eğitmenler ile profesyonel bir uğraş olarak fotoğrafın üretim sürecindeyken, eğitim faaliyetleri ile kendisine yeni mali kaynaklar yaratma amacındaki profesyonel fotoğrafçılar, popülaritesi artan fotoğrafın potansiyel ihtiyacı olan eğitimi, kendi profesyonel mekânlarında faaliyet alanı olarak gösterme eğilimi artmıştır. Bu, profesyonelleşen fotoğrafçılar açısından ve sürecin getirdiği nokta olarak normal bir durumdur.

Ancak, bu yeni ve gelişen yapılanmanın derneklerin içerisinde yer alması durumunda, yazının başlangıcında vurgulamaya çalıştığım, derneklerin idealist amatör içeriğinde deformasyonlara yol açıp, sonuçta idealist yapı ve buna dayalı fotoğraf üretiminde gerilemeye yol açabilecektir.

Dernekler fotoğraf eğitimi verirken iki şeyi önemser. Birinci ve esas olan yeni fotoğrafçılar ve dinamik bir üye tabanı oluşturmak. Derneklerde, fotoğraf eğitimine koşut olarak örgüt üyeliği ve bilinci de eğitimler içerisinde katılımcılara sunulur, katılımcılar içerisinde yeteneği ve katkısı olacak yeni fotoğrafçılar, eğitimciler tarafından belirlenir ve dernek yöneticisi, dergi, sempozyum, festival gibi organizasyonların birer parçası olarak dernek üyeliğine teşvik edilir, yeni ve enerjisi yüksek üyeliklerle dernek faaliyetleri ilk canlılığında devam eder. Eğitim faaliyetlerinde ülke fotoğrafına yeni değerler katacak fotoğrafçılar bulunur, teşvik edilir. İkincisi ise; tüm faaliyetlerinin önemli maddi kaynağını eğitimlerden sağlar dernekler. Buradan gelen bağışlarla kendisine altyapı sorunlarını gidermek üzere yer satın alabilir, dergisini, gündelik ihtiyaçlarını, sergi organizasyonlarını temel olan bu kaynaktan sağlayıp, mali yapısını sağlamlaştırır. Ve bu bütünsel kaynakla sonuç olarak başlangıç ilkesiyle örtüşen faaliyetleri ile toplumsal geri dönüşüme katkı sağlar, kamu yararı sağlar.

Özellikle son dönemlerde, fotoğrafın gelişiminin yüksek dozunda yaygınlaşan özel kurslardan dolayı derneklerin zafiyet yaşamamaları, amatör idealizmle, profesyonel kaygıların çelişkisinde dernek organizasyonlarının aksamaya uğramaması, gelecek dönemlerde sıkıntılı süreçlerle karşı karşıya kalmamak için, yönetimlerin konu üzerine hassasiyet göstermeleri ve özel kurslarla girift bir görüntü oluşturmamaları gerekmektedir.

Dergi Yayın Kurulu’nun vermiş olduğu sınırlı alan içerisinde, bütün olarak dernek ve dernekleri yazmak mümkün olamayacağından, tartışmaya değer bir konu olarak eğitim konusunun bir yönünü gündeme almaya çalıştım. Umut ederim hem dernek yöneticileri, hem de özel kurs yöneticileri konu üzerine hassasiyetle durup, birbirlerini ilgi alanı yapmadan, kendi faaliyetleri üzerinden aktivitelerini sürdürerek kaygı duyulabilecek koşulları kendiliğinden ortadan kaldırırlar.

Gökhan BULUT

Kontrast Sayı 32, Kasım-Aralık 2012

Bizi paylaşın..