Erdal ALTIN | Hava Fotoğrafçılığı (24. Sayı)

Hava fotoğrafı, yerle teması olmayan bir platformdan çekilen fotoğraflara verilen isimdir. Adından da anlaşılacağı gibi havacılık ve fotoğraf gibi iki uzmanlık alanının birlikte kullanılmasını gerektirir. Hava fotoğraflarını dikey ve yatay olarak ikiye ayırabiliriz. Dikey hava fotoğrafları haritacılık ve çevre düzenlemesi gibi alanlarda kullanılmak için üretilen, ölçeklendirilebilen teknik dokümanlardır. Yatay hava fotoğrafları ise daha çok estetik kaygılarla üretilmiş olan fotoğraflardır ki, bu yazımızda onlardan bahsedeceğiz.

Hava fotoğrafının geçmişi zannedilenden daha eskiye dayanmaktadır. Fotoğrafın icadından önce bina ve kulelerden, daha sonra da balon gibi hava araçlarından faydalanarak yüksek bakış açısıyla çizilen resimlere “kuş bakışı resim” denilmekteydi. Fotoğrafın ortaya çıktığı ilk yıllarda ise uzun pozlama süreleri hava fotoğrafçılığını pek mümkün kılmıyordu. Bu sorunları ilk aşan kişi ise Gaspard-Félix Tournachon, nam-ı diğer Nadar’dır. Karikatür sanatçısı olan Nadar, aynı zamanda balonculuk ve fotoğrafçılık üzerine de çalışmalar yapıyordu. Nadar 1855 yılında hava fotoğrafı için patent almasına rağmen ilk fotoğrafını 1858 yılında çekebilmiştir. Işığa duyarlı ıslak plakalarını karanlık bir ortamda hazırlayabilmek için balonunun sepetine çadır kurmak zorunda kalmıştır.

Havacılık ve fotoğraftaki gelişmelerle birlikte hava fotoğrafı askerî, idari, arkeolojik ve coğrafi amaçlarla kullanıldı. Balonlar yerine uçaklar, ‘Daguerreotype’lar yerine filmli makineler kullanılmaya başlandı. I. ve II. Dünya savaşları esnasında askerî amaçlarla kazanılan yetenekler, savaş sonrası dönemde teknik alandaki sıkıntıların ortadan kalkmasını sağladı.

Fotoğrafın görsel bir kayıt tekniği olmasının yanısıra sanatsal bir form olarak da algılanmasıyla, hava fotoğrafında da estetik kaygı taşıyan çalışmalar ortaya çıkmaya başlamıştır. William Garnett ve Emmet Gowin gibi sanatçıların çalışmaları hava fotoğraflarına sanatsal bir kimlik kazandırmıştır.

Günümüzde ise hava fotoğrafları, fotoğraf sanatının nadide örnekleri arasında yer almakta ve yapılan çalışmalar geniş kitlelerce takip edilmektedir. Yann Arthus-Bertrand, Jason Hawkes ve Robert B. Haas gibi fotoğrafçıların kitapları dünyanın pek çok ülkesinde milyonlarca adet basılmakta ve büyük sponsorluk antlaşmalarıyla desteklenmektedir.

Türkiye’de ise sayıları çok az olmakla birlikte başarılı çalışmalar yapan sanatçılarımız mevcuttur. Orhan Durgut ve Alp Alper gibi hava fotoğrafçıları, bizleri ülkemizdeki doğal güzellikler ve kent manzaralarıyla buluşturmaktadır.

Türkiye’de ve dünyada, özellikle sportif havacılığın daha ulaşılabilir bir hale gelmesiyle, hava fotoğrafçılığına ilgi giderek artmaktadır. Ayrıca sinema, televizyon ve reklam sektörlerinde havadan çekilen görüntüler giderek daha fazla kullanılmaktadır. Bu konuda uzmanlaşmak isteyen fotoğrafçılar, öncelikle havacılıkla ilgili bilgi sahibi olmalıdır. Her ne kadar ülkemizde hava fotoğrafçılığı ile ilgili bir kurs bulunmasa da kendini fotoğraf konusunda yeterli hissedenler, havacılık kulüpleri veya uçuş okullarına başvurarak havacılıkla ilgili bilgi ve becerilerini arttırabilirler. Unutulmamalıdır ki, hava fotoğrafçılığı her zaman ekip olarak yapılan bir faaliyettir. Benzer teknik uygulamalarda olduğu gibi, ekipiçi diyalog ve uyum çok önemlidir. Ayrıca, bir hava aracında PPL (Private Pilot License) seviyesinde bir kurs almak sizi uçtuğunuz hava aracı, ekip ve meteorolojik şartlar hakkında bilgi sahibi yapacaktır.

Yazı ve Fotoğraf:
Erdal ALTIN


Kontrast Sayı 24, Temmuz-Ağustos 2011

Bizi paylaşın..