Emre İKİZLER | İstanbul Kolajı (21. Sayı)

Bu sayfada gördüğünüz “futuristanbul” adlı fotoğraf kolajı, 2007 baharında öğrencilerimle yaptığım bir proje sonunda ortaya çıkan çalışmalardan biridir. Erasmus Öğrenci Kültür Değişim Programı çerçevesinde, Almanya’nın Bielefeld Sanat Yüksek Okulu’ndan Marmara Üniversitesi GSF Fotoğraf Bölümü’ne gelen Arne Uebel’in İstanbul gözlemleri sonucunda oluşturduğu bir dizi kolaj çalışmasından biridir. 22 ayrı fotoğrafın birleşiminden oluşan bir İstanbul sentezidir. “Üstü kaval, altı Şişhane” deyimini kullandığımız uyumsuz yapıların bir araya getirilmesiyle oluşan bu yeni yapı, İstanbul’un hem tarihî hem modern, hem büyük hem uyumsuz, hem dinamik hem de karmaşık yapısını son derece sistemli bir bütünleştirmeyle tek bir karede verebilen nitelikli bir çalışmadır. Hem de şehre ruhunu veren denizi unutmadan…

İstanbul’un o tanımlanamayan çekici ama yorucu karmaşasını görsel olarak bu kadar iyi anlatan başka bir örnek görmediğimi söylemeliyim. Bu karmaşanın bu kadar düzenli bir görsellikle aktarılabilmiş olması gerçekten çok şaşırtıcı. Böyle bir düzeni ancak bir Alman bakışı oluşturabilirdi! Çünkü kendi fotoğraflarımızda böylesi bir düzenin olmaması, kendi kültürümüzden ve eğitim eksikliklerimizden kaynaklanıyor. Düzen karşıtı bir yapımız olduğunu kim inkâr edebilir?

Tarihî bir yapının üstünde yükselen diğer binaların modern ama yer yer tamamlanmamış, yer yer kırık dökük olmaları fotoğrafın hemen dikkat çeken özelliklerinden biri. İstanbul’un en çok dikkat çeken yapıları olan cami minarelerinin de böyle bir fotoğrafta yer almaması düşünülemezdi. Nitekim fotoğrafta bir minare yer alıyor ama onun da soba borusuna benzeyen bir şekilde yandan çıkıyor oluşunu, hem güldürücü hem de düşündürücü bir yergi olarak görmemiz gerekiyor. Gerçekten de İstanbul, burada gösterilenden daha acınası durumda olan, tamamen plansız ve karmaşa içinde bir şehir. “Neremiz doğru ki?” sözüyle sık sık vurguladığımız gibi eğri büğrü, çarpık çurpuk bina ve yollardan oluşan tam bir keşmekeş! İçinde elbette çok güzel yapılar da var ama böyle bir şehri sanatsal bir bakış açısıyla görselleştirmek herkesin yapabileceği bir şey değil. Tarihî yapıları çekebilirsiniz, modern yapıları çekebilirsiniz, çirkin yapıları çekebilirsiniz; ama hepsini tek bir karede sistemli bir şekilde nasıl bütünleştirebilirsiniz? Buna benzer bir şekilde…

Fotoğrafa ilk baktığımızda oluşan “Bu ne biçim şey!” tepkisinin yerini kısa sürede sanatçının gözlem gücüne hayranlık duygusu alıyor. Fotoğrafta anlaşılmayacak, yanlış anlaşılabilecek, gizli, saklı hiçbir şey yok. Her şey yerli yerinde! Birbirinden çok farklı boyutta ve türde olan bunca yapıyı özenli bir şekilde bir araya getirebilmek için öncelikle bunları belli bir mantıkta fotoğraflamak gerekiyor. Öncelikle tasarımın ilgi çekiciliğine, sonra bunun doğru bir şekilde planlanmasına, çekimlerin doğruluğuna, işçiliğin kusursuzluğuna ve son olarak da sanatçının sabrına hayranlık duyuyoruz. İşte sanat böyle bir şeydir; zekâ, düşünce, tasarım, uygulama aşamalarındaki zorluklarla mücadele, çokça duygu ve sabır…

Yazı: Emre İKİZLER
Fotoğraf: Arne UEBEL

Kontrast Sayı 21, Ocak-Şubat 2011

Bizi paylaşın..