Cengiz ENGİN | Nuri Bilge Ceylan’ın “Nude In The Room” İsimli Fotoğrafı İçin Bir Çözümleme Denemesi (50. Sayı)

1.
Fotoğraf kadrajının içinde yer alan her şey; öncelikle kendi nesnesini temsil eder. Bu; gerçeklik düzlemindeki görsel temsildir. Nesnesinin bir zamanlar, belli bir bakış açısından; ve bir süreliğine o şekilde göründüğünün bir kanıtıdır.Bir diğer tarafta ise nesnelerin görüntü içerisindeki konumlanışları, birbiri arasındaki ilişki ve fotoğrafın teknik içeriği; görsel bir anlatıyı meydana getirir. Bu da; anlam düzlemindeki temsildir. Bu anlamın deşifre edilmesi, az da olsa bir çaba gerektirir.

Fotoğrafa ilave olarak bazı dış etkenler de (sunum koşulları, fotoğrafa eşlik eden alt veya yan metinler, fotoğrafa ait hikayenin izleyici tarafından önceden biliniyor olması vb.) fotoğrafın anlamlandırılmasına katkı sağlar.

İzleyici elindeki bütün bu verileri kendi bireysel süzgecinden geçirerek yorumlar, fotoğrafta farklı anlamlar ve estetik değerler keşfetmeye çalışır.

Ulaştığı yorumlar görüntü ile tutarlı olduğu sürece, birbirinden farklı yorumların hepsi de geçerlidir.

Bu süreç; bir şiirin, edebi bir metnin veya bir sinema filminin çözümlemesinden çok da farklı bir süreç değildir.

2.
Fotoğrafla ilgilenmeye başladığım ilk yıllarda, çalışmalarıyla beni etkilemiş; fotoğrafa bakış açıma yön vermiş birkaç Türk fotoğrafçısı vardır. Bunlardan birisi Nuri Bilge Ceylan’dır.

O dönemde kurgusal fotoğraflar üreten, karanlık oda denemeleri yapan bir fotoğrafçı. Nuri Bilge Ceylan’ı REFO Fotoğraf Sanatı Dergisi’nin Şubat 1988 tarihli 1.sayısında tanıdım. Geleneksel fotoğraf anlayışından farklı bir kulvarda ürünler vermiş bu fotoğrafçının çalışmalarına aradan geçen zamana rağmen ilgim hiç azalmamıştır.

3.
Elimde Nuri Bilge Ceylan’ın 1985 tarihli bir albümü var. İçindeki fotoğraflarda portreler, özportreler, nüler, montajlar, karanlık oda denemeleri… İçlerinden bir tanesine biraz daha uzun uzun bakıyorum :

İlk bakışta fotoğraftan çok karakalem bir resme benzer. Figürlerin çizgisel konturları ve dağınık yapıdaki aşırı iri gren dokusu, son derece resimsel bir lezzet içerir. Fakat biliyoruz ki bu bir fotoğraf albümünde yer alan bir görüntüdür. Dolayısıyla, fotoğrafa ait gerçeklik noktasından hareketle incelemeye devam ediyoruz, gerçekliğin kurgusallıkla bütünleşerek yorumlanmış görüntüsünü.

Görüntünün sağ tarafında çıplak bir kadın, masa olduğu izlenimi veren köşeli, koyu renk bir düzlemin arkasında yüzü bize bakar şekilde oturuyor.

Arka fonda neredeyse bomboş, soğuk bir duvar. Ne bir resim, ne bir ayna, ne dekoratif bir eşya; hiçbir şey yok. Sadece duvarın ortasında yüksekçe bir konuma çakılmış duvar askısı. Askıda bir şapka ve uzunca bir palto.

Askılığın hemen önünde, görüntünün sol tarafında ahşap bir sandalye. Sandalyenin yüzü odaya değil askılığa dönük. Sanki şapka ve paltoyu asmak amacıyla üzerine çıkılmış ya da bir süre paltoya doğru oturulmuş gibi.

Odanın tüm boşluğuna rağmen fotoğraf ferah bir duygu içermiyor; çok ağır ve kasvetli bir havası var. Bu dramatik etkiyi güçlendiren sadece fotoğrafa koyu gri tonların (low key) hakim olması değil, aynı zamanda paltonun düşey hareketine eşlik eden, kadının bitkin vücut dili ve çökük bakışları da fotoğrafı hem görsel hem de duygusal olarak aşağıya doğru çeker.

Karanlık oda marifetiyle kadının üzerindeki ışık diğer nesnelerden daha aydınlık. Buna rağmen palto, sandalye ve kadın arasında bir ilgi devingenliği var. Hiç şüphesiz ki fotoğrafın ana ilgi odağı kadın figürü. Ne var ki, hem sandalye ve hem de palto; zaman zaman kadından rol çalıp ayrı birer ilgi odağı haline geliyor. Gerek kadraj içinde kapladıkları alan, gerekse neredeyse simetrik bir dengede konumlandırılmış figürler; fotoğraf için önem açısından birbiri ile eşdeğer oldukları izlenimini uyandırıyor.

Kadının bakışlarından fotoğrafın içine giriyoruz; ardından gözlerimiz kadın-sandalye-palto üçgeni içinde geziniyor. Fotoğrafın hikayesi bu üçgenin içinde gizli. Bu, biçimci bir fotoğraf değil; belgesel veya doğrudan bir fotoğraf da değil; hikaye anlatan, bu hikayeyi kurgusal hamurda yoğurarak aktaran bir fotoğraf. Koyu gri tonlar ve iri grenli, keskin olmayan detaylar; hikayenin gizemli yapısına uygun bir atmosfer yaratıyor. Fotoğrafçı bu hikayenin bazı kısımlarını özellikle biraz gizemli ve belirsiz bırakarak; bu kısımlara bizim çabalayarak ulaşmamızı, belki de kafamızda kendi hikayelerimizi oluşturmamızı istiyor.

Bu fotoğraf, kadın vücudunun çıplaklığına rağmen; klasik nü fotoğraflarının idealize edilmiş estetize çıplaklığını içermiyor. Veya erotizmin sınırlarında gezinen, cinsel birleşme çağrışımlı bir görüntü de değil.

Buradaki çıplaklık; ilk bakışta algılanan, nesnesinin düz anlamıyla çıplak olduğu gerçeğinden daha farklı yan anlamlar taşıyor. Çıplaklık, fotoğraftaki kadının “kadınlığına” dair sıkıntıların hakim olduğu bir hikayeyi temsil ediyor.

Kadının sarkık göğüsleri, başının ve vücudunun tedirgin duruşu, sağ omzuna yakın yara izleri, kadının hem psikolojik olarak, hem de fiziksel olarak yorgun ve örselenmiş olduğuna dair ipuçları içeriyor.

Fotoğrafçı kadrajın içerisine kadının dışında sadece sandalye ve askılıktaki kıyafetleri dahil etmiş veya bir başka söylemle bunlar dışındaki diğer her şeyi kadraj dışı bırakmıştır. Oda, yaşamın içinde yer alan bir çok aksesuardan yoksun gözükmesi nedeniyle, evden daha çok bir hücreyi andırmaktadır. Odadaki bu boşluk; kadın için hayatta sandalye ve askıdaki kıyafetten daha baskın başka bir nesne daha olmadığına da işaret etmektedir, açıkça.

Tam da bu noktada cevap bulunması gereken soru; asılı olan şapka ve paltonun kadının kendisine mi yoksa başka birine mi ait olduğudur. Gerek şapkanın gerekse paltonun erkek kıyafetleri mi yoksa kadın kıyafetleri mi olduğunu kesin bir netlikte söyleyemiyoruz. Her iki durumda fotoğrafın yorumu birbirinden farklı yerlere gitmektedir :

– Şapka ve paltonun kadının kendisine ait olduğu varsayımında :

Şapka ve palto kadının iç dünyasındaki yaralı halini dış dünyadan sakladığını ima etmektedir. Kadın hem fiziksel, hem de duygusal olarak yaşadığı olumsuzlukları toplum içinde maskelemektedir. Odanın içine sırtı dönük duran sandalye, kendisinin bile zaman zaman sorunlarını yok saydığını; masada oturmakta olduğu sandalye ise kendisiyle ve sorunlarıyla tüm çıplaklığıyla başbaşa kaldığı iki farklı yaşantı durumunu temsil etmektedir.

– Şapka ve paltonun bir erkeğe ait olduğu varsayımında :

Gizli bir özne olarak bir erkek, duvarda asılı şapka ve paltoda nesneleşmiş halde fotoğrafın hikayesi içindedir.
Bu erkek belki bir baba, belki bir eş veya beraberlik yaşadığı birisidir.

Erkek, kadının sorunlarının ana sebebidir. Buradaki sandalye, üzerine çıkmak ve yerden yükselerek şapka ve paltoyu asmak amacıyla kullanılmaktadır. Kadının bu erkekle özdeşleştirdiği şapka ve paltonun “asılması”; sorunların temsili olarak idam edilmesidir kadının gözünde. Oysa ki, erkeğin şapka ve paltosunu asmak için üzerine çıktığı sandalye; her gün kendi intiharının da bir provasıdır adeta. Üstelik bu durum, yaşadığı sorunları yaşantısının tam ortasına kendi elleriyle ve isteyerek sabitliyor olmasının da paradoksal bir eylemidir.

Koyu siyah renkli masa, kadının önünde uzanan umutsuz ve karanlık geleceğin bir metaforudur.

Bu fotoğrafın Nuri Bilge Ceylan’ın kendi sitesinde (www.nuribilgeceylan.com) yer alan “Early Photographs” bölümündeki sunumunda ismi “Nude in the Room” (Odadaki Çıplak) olarak paylaşılmıştır. Oysa ki elimdeki 1985 yılına ait albümde bu fotoğrafa “Ore” ismini vererek paylaşmayı tercih etmiş Ceylan.

Kanımca albümdeki ilk paylaşımı, bugünkü hiçbir bağlam oluşturmayan “Odadaki Çıplak” isminden daha anlamlıdır. Albümdeki diğer fotoğraflar gibi bu fotoğrafına da İngilizce bir isim vermiş Ceylan. “Ore”, ingilizcede “Cevher” demektir. Cevher kelimesi “bir şeyin özü; değerli taş, mücevher; yetenek” anlamlarına gelmektedir. Ama aynı zamanda bir isim olarak da kullanılmaktadır, Cevher.

Belki de bu fotoğrafta, kurgusal yapısına karşın; gerçek bir hikayeyi, gerçek bir kişinin dramını görsel yorumuyla aktarmaktadır bizlere Ceylan; isminin anlamı ironik bir şekilde mücevher anlamına gelen bir kadının dramını…

Kontrast Sayı 50, Ocak-Şubat-Mart 2016

Cengiz ENGİN
[email protected]

Bizi paylaşın..