Burcu VARDAR | Jackie Higgins – Fotoğraf Neden Kusursuz Olmak Zorunda Değildir (41. Sayı)

Jackie Higgins, dilimize çevrilen kitabında; sanatçıları, eserleriyle birlikte örneklendirerek modern fotoğrafçılığın oldukça güçlü bir savunmasını yapmaktadır. Geleneksel fotoğraf algısının dışında, yüzyıla damgasını vuran iyi işler üzerinden, fotoğrafçıların konuyu seçme nedenlerini ve konuya bakış açılarındaki ustalığı inceliyor.
Arka kapakta “Fotoğrafçılık, uzun süre önce, fotoğrafçının önünde duran süjenin eksiksiz bir temsilini sunan bir malzeme olmaktan çıkmıştır.” diye başlayan metin, içeriğe ilişkin olarak okuyucuda merak uyandırıyor.
Kitaba başlarken, 100 önemli eserin, yazar tarafından altı başlık altında incelenip, irdelendiği bilgisini alıyoruz.

Yazarın konuyu ele alışından, sanata, sanatçıya ve eserlerine ne kadar önem verdiğini anlıyoruz. Şimdi isterseniz kısaca Jackie Higgins’in kitabının bölümlerine bir göz atalım;

Birinci bölüm: Portreler/Tebessüm
Bölüm girişinde klasik portre anlayışını sorgularcasına “Yüzler zihnin içsel devinimlerini pek yansıtmazlar” der yazarımız. Andy Warhol’un kendisi hakkında bilgi alınmak isteniyorsa sadece fotoğraflarının yüzeyine bakılmasını istediğini, fotoğrafçıların özelliklerine ilişkin alıntıda okuyoruz.

İkinci bölüm: Belge/Anı Fotoğrafı
Küratör Susan Bright’in “Daima bir şeyleri kaydettiği için her fotoğraf, öyle ya da böyle bir belgedir” sözü, bölüm girişinde bize başlığın içeriğine dair iyi bir ipucu veriyor. Henri Cartier-Bresson’un fotoğrafın neden önemli bir sanat eseri olduğunun açıklaması kulaklara küpe mahiyetindedir. “Saint Lazare Garı’nın arkasındaki tamirat alanının etrafında ahşap bir çit vardı; ben de makineyi gözüme dayamış etrafı gözlüyordum. Gördüğüm şey buydu.” der Cartier-Bresson. Yazar şöyle bir açıklama ekler; “Ancak figürün hareket yüzünden bulanık olduğu bu belli belirsiz sahne Cartier-Bresson’un gördüğü değil yarattığı şeydi. Ayağı su birikintisinin ayna gibi yansıtıcı durgun yüzeyine değmeden hemen önce figürü dondurarak, oradan gelip geçen herhangi birinin gözden kaçıracağı anı yakaladı.

Bölüm 3: Still Life/Zamanı Dondurmak
Bölümün girişinde “Söz konusu still life olunca sanatçıların sadece özneden değil yöntemden de ilham aldığı günümüz çalışmalarını gözler önüne seriyor” diyerek yazarımız bize bölüme dair ipuçları veriyor. Geçmişten gelen tekniklerin, günümüz modern fotoğrafçısıyla birleşince ortaya çıkan işlerin sergilendiği bölümde deneysel çalışmalar dikkat çekiyor.

Ori Gersht’in “Cinayeti Gördüm (Patlama)” isimli fotoğrafında ilave bilgi olarak “Yapıtın adı Gersht’in fotoğraf ve gerçek arasındaki ilişkileri keşfettiğini söylediği, Michelangelo Antonioni’ nin 1966 tarihli “Cinayeti Gördüm (Patlama)” adlı kült filmine bir göndermedir” der yazarımız. Bu fotoğrafı oluşturan en önemli şey zaman… 1/6000 örtücü hızında çekilmiştir ve fotoğraf ile bizim dünyayı görme şeklimiz arasındaki beklenmedik ayrışmayı inceler.

Bölüm 4: Anlatı/Eylem
Bölümde, sahnelenmiş fotoğraf olarak bilinen bir türü, çağdaş fotoğraf sanatında hikâye anlatımının kullanımı inceleniyor. Bill Henson’ın “İsimsiz #70” adlı fotoğrafında yazar; “Çağdaş anlatı fotoğrafında mevcut bir eğilimde, gerçek olanla sahnelenmiş olan arasındaki çizgiyi belirsizleştirmektedir. İzleyici Henson’ın görüntülerinde neyi nasıl okuyacağını gerçekten bilemez.” diyerek sanat yapıtını tarihsel ve sanatsal bağlamda konumlandırmıştır.

Bölüm 5: Manzaralar/Bakış
Çağdaş fotoğrafçılar, manzaralara farklı pencerelerden bakıyor” diyerek gösterme biçimlerinin fotoğrafa kattıklarını anlatan bir bölüm oluşturmuş.
Hiroshi Sugimoto “Dünya Ticaret Merkezi” isimli fotoğrafı için; “Kamera neyi yakalarsa onu çekmesine izin veriyorum (…) ister inanın ister inanmayın, bu size kalmış; görseller benim sorumluluğumda değil, kameramı suçlayın beni değil” sözünü vurgulayarak, fotoğrafçının özelliklerine ilişkin alıntılarda bulunmuştur yazarımız.

Bölüm 6: Soyutlamalar/Birbiri İçinde Eriyen Görüntüler
Bölüm girişinde yazarın vurguladığı Robert Rauschenberg’in “Meziyet bir şeyleri altüst etmek” diyerek, yapıtlarını çamaşır suyuyla tahrip ettiğini açıklaması, bölüme dair fikir sahibi olmamızda bize yardımcı oluyor. Uta Barth’ın, kitap kapağı da olan “Zemin” fotoğrafı için üretim sürecini ve fotoğrafa dair yaklaşımını şöyle anlatır; “Benim için asıl soru, neye baktığınızı anlamaya çalışırken dikkatinizi dağıtmak yerine, bakma eyleminizle ilgili sizde nasıl bir farkındalık yaratabileceğimdir” der. Barth, Zemin serisinde kamerayı boş ön plana bilerek net yapıp tüm kompozisyonu bulanıklaştırma yoluna gitmiştir. “Görsellerde netlik yok çünkü kameranın dikkati başka şeylere yönelmiş durumda” diyerek niyetini açıklar.

Yazımızı kitabın iç kapağındaki bir sözle bitirelim. “Jackie Higgins, tek kalemde fotoğraf sanatının ilk elden göründüğünden çok daha karmaşık olduğunu kanıtlıyor.”

Jackie Higgins – Fotoğraf Neden Kusursuz Olmak Zorunda Değildir
© Hayalperest Yayınevi
Çeviri : Firdevs Candil Çulcu
Sayfa Sayısı : 224
Baskı Tarihi : Ocak 2014
ISBN : 978-605-86077-6-7

Kontrast Sayı 41, Mayıs-Haziran 2014

Burcu VARDAR
[email protected]

Bizi paylaşın..