Aysel ALTUN | Merter Oral: Toplumsal Belgeci Fotoğraf ve Fikret Otyam Örneği (31. Sayı)

Kitaplık: Merter ORAL • Toplumsal Belgeci Fotoğraf ve Fikret Otyam Örneği

Merter Oral’ın ‘Toplumsal Belgeci Fotoğraf ve Fikret Otyam Örneği’ konulu yüksek lisans tezi ölümünden sonra, öğrencisi olan Uğur Günay’ın katkıları ile Espas Sanat Kuram Yayınlarınca kitap olarak basılmıştır.

Kitabın başında yer alan Prof. Dr. Simber Atay R. Eskier’in ‘Merter Oral için…’ başlıklı yazında arkadaşı olan Oral’ın hümanist, dürüst, çalışkan (AFSAD, EFSAD, ANFO’nun kurucu üyesi ve rehberi) ve örnek insan olduğunu belirterek söz konusu tezde Oral’ın “Toplumsal’ nitelik, Belgesel Fotoğraf bağlamında, politik ve kültürel konjonktüre göre sürekli yeniden tanımlanması gereken bir fotoğraf boyutudur. Dr. Oral bu fenomeni analiz etmiş ve Fikret Otyam’ın çalışmalarını ve fotoğraflarını incelemiştir. …söz konusu tez, bilimsel işlevselliğinin yanı sıra, fotoğrafın etkinliği bağlamında ‘umut’ kavramını temsil etmektedir.” der.

Kitapta; ‘toplumsal belgeci fotoğraf’, ‘örneklerle toplumsal belgeci fotoğraf’, ‘Fikret Otyam: toplumsal belgeci fotoğrafçı’ ana başlıkları ve Fikret Otyam’la yapılan söyleşi ile Otyam’ın 50-70’li yıllardan fotoğraf örnekleri yer almaktadır.

Oral ‘Toplumsal belgeci fotoğraf’ başlığı altında; öncelikle belgesel fotoğrafın ne olduğunu, kısaca tarihçesini irdeleyerek belgesel fotoğrafın alt türü olduğunu söylediği ‘toplumsal belgeci fotoğrafı’ tanımlar ve “Toplumsal belgeci fotoğrafın konusu insandır. Toplumsal belgeci fotoğrafın en temel özelliği insanı konu alıp, bir değişim mesajı vermesidir. Belgesel fotoğrafın yorum ve mesaj kaygısı toplumsal belgeci fotoğrafta yoğunlaşır. Bu anlayışta konu edindiği sorunları aşma, insanı insana anlatma ve izleyicide, aktardığı sorunları ortadan kaldırmaya yönelik bir bilinç yaratma amacı vardır.” der. Toplumsal belgeci fotoğrafın temel işlevinin; mevcut toplumsal sorunları aktarması, bunun için bilinç yaratması ve sorunların ortadan kaldırılması yolunda toplumun harekete geçirilmesi olduğuna göre, geniş kitlelere ulaştırmak için çok sayıda üretilmesi gerektiğini belirtir. Ulaştırma şeklinin mekanik ya da elektronik olabileceği, ulaştırma biçiminin ise dergi, gazete, kitap vb. basılı araçların yanı sıra sergi, saydam gösterisinin bu ulaştırmada etkili olduğundan bahseder.

‘Örneklerle toplumsal belgeci fotoğraf’ başlığında bu yönde üretim yapan birçok fotoğrafçıya ve çalışmalarına yer verir. Bunlardan birisi, ilk toplumsal belgeci kabul edilen Jacob A.Riis’dir. Riis’in Tribün’deki yazılarında sürekli New York gecekondularındaki kötü yaşam koşullarına dikkat çektiğini, 1890’da yayınladığı Diğer Yarı Nasıl Yaşıyor ve Fakirlerin Çocukları adlı kitaplarının New York’luları harekete geçirip valinin iyileştirici birtakım önlemler aldığını belirtir. Diğeri Lewis W. Hine. Onun, ‘Fotoğrafta Çocuk İşçiler’ çalışmasındaki görüntülerin ülkede şok etkisi yaratması nedeniyle çocuk işçileri korumaya yönelik çocuk emeği yasasının çıkarılmasında etkili olmuştur der. Bu başlık altında 1928 yılında bir grup film ve fotoğrafçının Film ve Fotoğraf Birliği’ni kurmasıyla başlayan kurumsallaşma sürecinden, FSA’nın çalışmalarından ve elektronik çağda toplumsal belgeci fotoğrafı tarihsel gelişimi ile ele alır.

Merter Oral çalışmasının ‘Fikret Otyam: toplumsal belgeci fotoğrafçı’ başlıklı son bölümüne de, ilk bölümde olduğu gibi yine Ferid Edgü’nün bir şiiri ile başlar.

Bana bir olanak ver, dedi fotoğrafçı.
Niçin bir nature-morte değil de bir insan? diye sordum.
Çünkü insan yaşıyor. Çünkü insan canlı. Çünkü insanın
Yüzünün ve bedeninin ifadesi var.
Bana bir olanak ver, dedi fotoğrafçı.
Tüm bunları bir nature-morte’da veremez misin? diye sordum.
Hayır dedi. Bin kez hayır. Tanrı göstermesin. Hiçbir zaman
denemedim ve denemem de. Bana, yerinde duramayan, hareket
halinde, renkli, konuşan, bakan, yürüyen, ağlayan, terleyen
insanlar gerek. Ölü meyveler ve durağan nesneler değil. Ben bir
ressam değilim. Onları yeniden yaratamam.
Yaratılmışlar sana yeter öyle mi? dedim gülümseyerek.
Evet, deyip boyun büktü. Yaratılmış olanlar ve yaşayanlar bana
Yeter. Güzel çirkin fark etmez. Yeter ki insan olsun.

Bu bölümde Otyam’ın yaşam öyküsünden başlayarak gazetecilik yaşamını, fotoğraflarındaki toplumsal boyutu, plastik unsurları, hümanizmasını ve Türk fotoğrafındaki yerini ele alır.

‘Otyam’ın fotoğraflarında toplumsal boyut’ alt başlığında; Otyam’ın yazı ve röportajlarında eğildiği kesimi ‘Ezilen, horlanan, sahipsiz, gözü olup da görmeyen, kulağı olup da duymayan, dili olup da söylemeyen kesimin, sömürülen, ezilen halkımın dili, gözü, kulağı olmayı yeğledim.’ diye ifade ettiğini belirtir. 1953 yılında başlayan ve sayısı 15’i bulan ‘Gide Gide’ serisinde yer alan kitaplarında 11, 12 ve 14 dışındakilerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da toprak ağalığı, işsizlik, kaçakçılık, din sömürüsü, eğitim, sağlık vb. tüm sorunlu alanlara el attığından söz eder. Bu sorunların kitlelere ulaştırılmasında Otyam’ın 1962 ile1979 yılları arasında çalıştığı Cumhuriyet Gazetesinin desteğinin payının büyük olduğunu ifade ettiğinden söz eder.

Otyam için “ülkemizin yetiştirdiği en önemli toplumsal belgeci fotoğrafçıdır. Neden belgeci değil de, toplumsal belgeci fotoğrafçıdır Otyam. Çünkü o, fotoğrafı, salt olayları, insanları kaydetmenin, belgelemenin bir aracı olarak kullanmamış, belgelediği toplumsal sorunların düzeltilmesi, ortadan kaldırılması doğrultusunda kullanmıştır…” der.

Kitabın sonuç bölümünde; yaşamsal gerçekliği yansıtan her fotoğrafın belge niteliği taşıdığı, ancak, toplumsal belgeci fotoğrafın, belgeci fotoğraftan salt ele aldığı konularla değil, ele alış yöntemiyle de ayrıldığı saptamasında bulunur.

Toplumsal belgeci fotoğrafın tarihini özetlerken verdiği örneklerden birkaçı İkinci Dünya Savaşı öncesinde Polonya gettolarında Yahudileri fotoğrafları ile belgeleyen Visniac, Alman toplumunu fotoğraflayan Arbeiter Fotograf, Eugene Smith vb.

Fikret Otyam konusunda sonuç bölümünden yapılan kısa alıntı da, görüldüğü gibi “…Anadolu insanının sorunlarını aktarma işlevini üstlenirken, somut adımlar atılması sonucunu da doğurmuştur. Fotoğrafları ile göçebe Beritan Aşiretinden onbeş, yirmi bin kadarlık bir bölümünün Erzincan, Diyarbakır gibi illere yerleştirilmesini sağlar. Bunun için yedi yıl uğraş verir…” fotoğrafın toplumsal amaçlar doğrultusunda kullanımı konusunda yetkin örnekler verdiğinden söz eder.

Son olarak Merter Oral’ın Fikret Otyam ile yaptığı söyleşiden kısa bir iki örnek;
Neden yazılarınızı fotoğrafla desteklediniz. Röportajlarınızı fotoğrafla desteklemiş olmasaydınız aynı etkiye ulaşır mıydı?
– Hayır, kesin olarak hayır. Çünkü bizim millet illa ki görecek. İstediğin kadar onu görmüş gibi anlat, ustalığını göster…
Peki iyi bir fotoğraf sizce nasıl olmalı?
– İşte dört sayfalık bir İlhan Selçuk, Çetin Altan yazısına bedel bir fotoğraf. Onların anlatmak istediği şeyi tek karede anlatmalı. İyi fotoğraf budur benim için…”

Keyifli okumalar.

Merter ORAL • Toplumsal Belgeci Fotoğraf ve Fikret Otyam Örneği • Espas Yayınları, 2012


Aysel ALTUN

Kontrast Sayı 31, Eylül-Ekim 2012

Bizi paylaşın..