Ali ÖZ | Haber Fotoğrafçılığı (22. Sayı)

Haber fotoğrafçılığında biçim ve ışıktan öte, esas olarak fotoğrafla verilmek istenen mesaj önemlidir. Ama hepsinden önce iyi bir haber fotoğrafı için “kritik an”ı doğru tespit etmek gerekir ki, bu da haber fotoğrafının değerini belirler. İyi bir haber fotoğrafçısında bulunması gereken en önemli özellik budur.

Günümüzde teknolojik gelişmeye bağlı olarak imaj üretimi çok arttı. Karşılaştığımız her imaj bir öncekini unutturuyor. İçeriği değersiz, biçimin ağır bastığı görüntülerin yarattığı kirlilik; imajın etkileme, bir şey söyleme, değiştirme gücünü olumsuz yönde etkiliyor. Buna bir de medyanın işlevsizliği eklenince her şey daha da kötüye gidiyor. Bugün fiilen gazetecilik yapılıyor gibi görünse de hukuken gazetecilik ve doğal olarak haber fotoğrafçılığı yapılamamaktadır.

Yazılı basında da İnternet haberciliğinde de aynı sorunları yaşıyoruz. Yöneticiler, önlerine gelen binlerce görüntü içerisinde kendi egemen ideolojilerinin bakış açısıyla sistemin sorunlarını göz ardı eden haberleri, fotoğrafları bilinçli olarak sayfalarına koyuyorlar. Sıkışan sistemin sorunlarını göstermek yerine devamlılığı amaçlayan haberleri öne çekiyorlar.

1982 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nin benimle yaptığı röportajda şöyle demiştim: “Fotoğraf benim için en dolaysız, en somut sesleniş aracı oldu. Fotoğraf sanatında tema toplumsal ve evrenseldir, görsel iletişim olgusu ile birlikte el ele birlikte yürür. Hiçbir yazı, Vietnam Savaşı’nın ya da dünyadaki açlık sorununun insanların yüreklerinde ve bilinçlerinde yaptığı etkiyi bir fotoğraf kadar yapmamıştır. Bugün fotoğrafın sınır tanımayan evrensel dili, nesnelliğinden gelen inandırma gücü sayesinde dünya insanları; Nazi toplama kamplarının vahşetini, Hiroşima’yı, Vietnam’ı,Tel Zaatar’ı ve daha nicelerini sonsuza dek bilinçlerinde yaşatacak.”

1980 öncesi toplumcu anlayıştaki fotoğraftan uzaklaşıldı. İnsanın yaşam sorunlarını anlatan fotoğraflar hızla azaldı ve bu sorunları içeren konular aşırı biçimsellikle estetize edilerek ana amaçtan sapıldı. Bugün ülkemizde haber fotoğrafçılığı toplumun doğru haber alma, bilgilendirme hedefinden tamamen uzaklaşmıştır. Haber fotoğrafı magazinleşerek insanı kendi sorunlarından uzaklaştırıp düşsel bir dünyanın içine çekti, insan kendi meselelerine yabancılaştı. 1999 depreminde NTV MAG dergisinde depremle ilgili bir kapak fotoğrafı bastığımızda, o sayı en az satan sayı olmuştu. Tempo’da ise Bodrum ile ilgili, magazinsel bir kapak fotoğrafı derginin tirajını on binden yirmi bine çıkartmıştı.

Son yıllarda açılan pek çok fotoğraf sergisinde yukarıda değindiğimiz sorunları görebiliyoruz. Başka ülkelerin savaşını, acısını gösteren sergiler sıkça açılıyor; ama kendi insanımızın sorunlarını, savaşını, acısını gösteren sergiler çok az.

Bugün özellikle ülkemizde gazeteciler ve dolayısıyla haber fotoğrafçıları kıstırılmış durumda. Sendikal örgütlenmenin olmadığı, çalışanın hakkını koruyan yasaların olmadığı bu koşullar içerisinde bu mesleği yapan insanlar, zorunlu olarak medya yöneticilerinin isteklerini yerine getirerek zor koşullarda hayatlarını sürdürüyor. Oysa geçmişte haber fotoğrafçısı için haber neredeyse orada olmak çok önemliydi. Benim kişisel olarak hayatım bu kavgalarla geçmiştir. Habere, olayın olduğu yere göndermedikleri vakit ben kendi olanaklarımla gider, dönüşümde de istifa ederdim.

Günümüzde medya, haber fotoğrafına para harcamaktan alabildiğine kaçınıyor. İnternet medyası zaten sağdan soldan aşırdıkları fotoğrafla sayfalarını süslüyor. Türkiye’nin en büyük gazeteleri çalıntı ve imzasız fotoğraflarla dolu. Eskiden teknik olanaklarımız kısıtlıydı ama fotomuhabirin, haber fotoğrafçısının saygınlığı vardı. Bugün fotomuhabir olan arkadaşlarımızın hiçbirinin iş güvencesi yok. Aldıkları ücretler ise 2000 yılında verilen ücretlerle aynı. Aradan geçen on yıllık enflasyona rağmen on yıl önceki parayı alıyorlar ve iş güvenceleri yöneticinin iki dudağı arasında. İstisnai bir durum olarak gazeteler, bünyelerinde eskiden kalma 3-5 fotomuhabiri ya da Anadolu Ajansı’nda göstermelik olarak birkaç fotomuhabiri barındırıyorlar ancak onlar da özgür haber yapmak, çalışmak hakkından yoksunlar. Sonuçta gelinen noktada haber fotoğrafçılığı bunca çok görüntü üretimine rağmen gerçek anlamından uzaklaşmıştır.

Geldiğimiz noktada, iyi fotoğraf kavramını yeniden sorgulamak zorundayız.

Yazı ve Fotoğraflar: Ali ÖZ


Kontrast Sayı 22, Mart-Nisan 2011

Bizi paylaşın..