Ahmet Gökhan DEMİRER | AFSAD Fotoğraf Galerisi (32. Sayı)

Türkiye’de yıllar içinde fotoğrafa olan ilginin artmasında, öncü dernekler İFSAK ve AFSAD’ın önemli katkıları olmuştur. Söz konusu dernekler ve sonrasında diğer şehirlerde faaliyete geçen amatör fotoğraf dernekleri, kuruluşlarından bugüne kadar, toplumda bir ifade biçimi olarak fotoğrafa dair temel bir farkındalık oluşturdular. AFSAD, belirgin olarak kuruluş yıllarındaki politik atmosferin bir yansıması olarak, özellikle fotoğrafın toplumsal işlevine vurgu yapan çalışmalarıyla öne çıksa da isminde iddialı biçimde taşıdığı “fotoğraf sanatçılığı”nı yansıtan bir atmosferi de desteklemiş ve toplumda bir sanat olarak fotoğrafın farkedilmesine ciddi katkısı olmuştur. Fotoğraf uygulamalarının çok çeşitlendiği, akademik fotoğraf eğitim kurumlarının yaygınlaştığı ve pek çok farklı fotoğraf paylaşım kanallarının açıldığı günümüzde ise Türkiye’deki diğer fotoğraf dernekleri gibi, AFSAD da artık, dernek oluşumuna paradoksal biçimde pek de yakın olmayan şehirli orta sınıfın gözde boş vakit hobilerinden olan fotoğrafı sadece öğrenmek için uğradığı, her şehirde sayıları giderek artan ticari fotoğraf kursları arasında onlarla rekabet eden bir işletme gibi algılanabilmekte ve bu algı, özünde fotoğrafta ortaklaşa çabayı savunan dernek ruhunu zayıflatmaktadır. Geniş bir fotoğrafsever grubu, derneğin; fotoğraf eğitimi verilen, hoşça vakit geçirilen, eğlenceli çekim gezileri yapılan, üye olmasalar da var olacak, hatta bina üstüne binalar alabilecek (!) bir yer olduğu düşüncesindedir. Her yıl derneğe uğrayan çok sayıda fotoğraf heveslisinden çok azının dernek üyeliğine ilgi duyması ise dernek faaliyetlerinin dar bir kadro çevresinde yapılmasına neden olmaktadır.

AFSAD’ın diğer fotoğraf oluşumlarıyla ilişkilerinden, esasen diğer derneklerle olan ilişkilerini anlıyorum ki, bu durumda görünen, Federasyon çatısı altında olsalar da birbirinden kopuk, hatta rekabet halindeki benzer kurumlardır. Üniversitelerle dernek ilişkilerinde ise, birkaç fotoğraf derneği kökenli, iyi niyetli ve yetkin akademisyen fotoğrafçının kişisel gayretleri ile dernek ortamlarında yaşanan eğitsel paylaşımlar dışında, genel olarak akademik sanat camiasının fotoğrafa bakışlarının öteden beri, epey eksik ve güncel olmayan sanat bilgisine dayalı, kof bir akademizm kibiriyle malul olduğu düşüncesindeyim. Tabii çuvaldızı kendimize de batırarak, akademik çevrelerin bu uzak durma ya da küçümsemelerinde, dernek çevrelerinden fotoğraf sanatı adına sunulan, gerek sunum gerekse içerik itibarıyla birbirinin tekrarı, kötü, yetersiz çalışmaların da fotoğraf sanatı derneklerinin sanat ortamında hatırı sayılır bir ağırlıkları olmasına engel olduğunu belirtmek gerekir.

Tabii ülkemiz genel sanat piyasası ve galericiliğinin -özellikle İstanbul’da çağdaş sanat fotoğrafına yer veren çağdaş vizyona sahip yeni bazı galeriler hariçfotoğrafa hiç yüz vermeyip, son derece sıradan, kötü tabloları “sanat eseri” olarak ortalama sanat alıcılarına sunmakla yetinen dar bir vizyon ve sanat kültürüne sahip olmaları da mevcut ortalama sanat eseri talebinin fotoğrafa yönelimini kısıtlamakta ve engellemektedir.

Sanat eseri olarak fotoğrafa olan talebin Türkiye’deki cılızlığından hareketle; yarın için nasıl bir AFSAD ya da fotoğraf derneği olmalı sorusuna yanıt olmak üzere, AFSAD’ın ve fotoğraf derneklerinin fotoğraf eğitiminin yanısıra bugün bir öncü olarak üstlenmesi gereken yeni ve önemli misyonlarının, fotoğraf meraklılarına fotoğraf çekmeyi öğretmeyi bir gömlek ileri taşıyarak, bir sanat nesnesi olarak fotoğrafa talep yaratmak olduğunu düşünüyor ve bu amaçla da AFSAD’ın öncü bir dernek olarak fotoğraf galericiliğine başlamasını öneriyorum.

Günümüzde, hatırı sayılır satın alınabilir sanat (affordable art) konsepti çerçevesinde pek çok fotoğraf galerisi farklı Avrupa şehrindeki şubelerinde farklı boyut ve sunumda sertifikalı fotoğraf satışı yapmaktadır. Böylesi bir girişimin, her yıl artan sayıda fotoğraf eğitimi alanların, artık evlerinin duvarlarına kendi fotoğrafları dışında, sanat fotoğrafı asmaya başlayan şehirliler olarak çevremizde de görülmeye başladığı düşüncesinden hareketle, fotoğraf galerisi işletmenin bir fotoğraf derneği için günümüzde fotoğraf sanatını şehirli kitle ile bir sanat nesnesi olarak tanıştırıp buluşturacak yeni ve önemli bir misyon olacağı düşüncesindeyim. Böylelikle dernek üyelerinin her biri, AFSAD Galeri’nin eser sahipleri, sanatçıları olabileceğinden, derneğe bir uğrayıp kaybolan, esasen sanal paylaşım meraklısı zamane fotoğraf severleri için de cazip olabilecek, dernekçilik ruhu -belki bir başka boyutta ama- yeniden canlanabilecektir….

Ahmet Gökhan DEMİRER

Kontrast Sayı 32, Kasım-Aralık 2012

Bizi paylaşın..