Birleşmiş Milletler’e göre, Irak’ta terör estiren Radikal İslam Devleti örgütünün saldırıları altında ‘soykırım’ tehdidi ile karşı karşıya kalan Ezidiler, tarih boyunca da birçok katliama uğradı. Anavatanları olan ülkelerden kaçmak zorunda kaldılar. İran ve Mezopotamya’da yaşamış, Ortadoğu’nun en kadim topluluklarından biri olan, kökenleri 4 bin yıl öncesine dayanan Ezidiler’in hedef olmalarının sebebi ise, onlara yapılan yanlış yakıştırmalar ve yaftalamalardı.
Kimileri onları şeytana tapmakla suçladı, kimileri “güneşe tapanlar” olarak adlandırdı. IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) gibi radikaller tarafından ise ‘sapkın’ olarak görüldüler.
Öncelikle Ezidiler, tek tanrılı bir inanca sahip. Hatta, kendilerini Hz. Adem’den bu yana tek tanrıya inanan dünyadaki ilk insanlar olarak tanımlıyorlar. Ancak doğuştan Ezidi olunabiliyor. Ezidiler’in büyük çoğunluğu kendini Kürt olarak tanımlarken, küçük bir kısmı da Ezidiliğin kendine özgü bir milliyet olduğunu savunuyor. Yine de genel kabulde Kürt sayılan Ezidiler’in ana dili ve ibadetlerinde kullandıkları dil de Kürtçe.
Ezidiler, geleneksel olarak küçük gruplar halinde, Irak’la Suriye’nin kuzeybatısında ve Türkiye’nin güneydoğusunda yaşıyorlar. Tam sayılarını tahmin etmek güç. Nüfuslarının 70 bin ila 500 bin arasında olduğu düşünülüyor.
Ezidiler hakkında bugüne kadar verilmiş 73 ferman emri bulunuyor. Tarih boyunca çıkarılan her ferman ölüm ve zorunlu göçü beraberinde getiriyor. Ezidiler şu an yaşadıklarını 74’üncü ferman olarak kabul ediyorlar.
Ağustos ayı başlarında Irak Şam İslam Devleti tarafından katliama uğradı.
Ezidiler, Osmanlı Devleti’nde ehli kitap olarak görülmeyip dışlanmışlar. Ermeni tehciri döneminde devlet politika ve pratiklerinden Ezidiler de ciddi bir şekilde etkilendi. 1912’deki nüfus sayımında 37 bin civarında olan Ezidi nüfusu 1923’te yapılan nüfus sayımında 18 bine düşmüştür. Cumhuriyet’in ilanından sonra da homojenleştirme politikaları nedeniyle göç etmek zorunda bırakıldılar. Irak’ta ise Saddam dönemi sonlanana dek büyük baskılar altında yaşayan Ezidiler, ABD işgali sonrası Irak Anayasası’na göre ise dini vecibelerini yerine getirme ve en az bir milletvekiline sahip olma hakkına sahip.
Buradaki çalışma onların katliamdan kaçıp Türkiye’ye girişlerini anlatıyor ve Laleş topraklarındaki son durumlarını.
Yasin AKGÜL
Nar Photos
[email protected]
Kontrast Sayı 45, Ocak-Şubat 2015