The immigrant / Göçmen
1917
Yön: Charles Chaplin
Chaplin’in erken dönem filmlerinden olan “The Immigrant” derme çatma bir gemide Amerika’ya seyahat eden bir grup göçmenin yolculuğunu anlatmaktadır. Chaplin, filmde diğer göçmenlerle birlikte bu zorlu yolculuğu tamamladıktan sonra parasız ve aç bir şekilde girdiği bir restoranda yolculuk esnasında tanışıp aşık olduğu bir kadınla tekrar karşılaşması ve bu esnada gözü sürekli üzerinde olan kendisinden hiç hoşlanmayan bir garsondan kurtulma çabası üzerine kurgulanan hikaye, usta komedyenin kendine has yorumu ile göçmenlik konusuna mizahi bir yaklaşım getirirken aynı zamanda göçmenlerin karşılaştığı sosyal, fiziksel ve maddi zorluklara sinema tarihinde ilk kez değinen filmlerden biri olması nedeniyle önemli bir yere sahip.
Le Peuple Migrateur / Kuşlar Kanatlı Uygarlık
2001
Yön: Jacques Perin, Jacques Cluzaud
Belki de tüm göç hikayelerinin temelinde bir hayata tutunabilme mücadelesi yer almaktadır. “Le Peuple Migrateur” filminde de yine bu yaşam mücadelesi bu kez göçmen kuşların yolculuğu özelinde anlatılmaktadır. Kuşların göç rotası üzerinde dünyanın farklı yerlerinde ve farklı kıtalarda çekilen film bu uzun ve zorlu seyahat sonrasında başlangıçtaki topraklara geri dönülen bu döngü esnasında aynı zamanda farklı kuş türlerinin insanlarla ve diğer canlılarla etkileşimi, çevre kirliliğinin doğal yaşama etkisi gibi konuları da ele alıyor. 3 yıllık bir süreçte kara ve deniz çekimlerinin yanı sıra önemli bir kısmı balon, yelken kanat gibi özel araçlarla havadan çekilen film sinematografik açıdan da oldukça etkileyici.
Children Of Men / Son Umut
2006
Yön: Alfaoso Cuaron
Kadınların doğurganlığını kaybetmesiyle birlikte insanlığın yok oluşa doğru sürüklendiği yakın ve distopik bir geleceği anlatan bu film bu esnada ortaya çıkan büyük bir göç sorununu ele almaktadır. Düzenin otokratik bir sistemle korunmaya çalışıldığı filmde göçmenler toplama kamplarında ya da kafeslerin içerisinde hapsedilmekte ve yakalanıp sınır dışı edilmeleri için büyük çaba sarf edilmektedir. Yok oluşa giden insanlığın kurtuluşunun ise hamile kalan göçmen bir kadında olması ise hikayenin merkezindeki ironiyi oluşturuyor. Filmin yapım yılı göz önüne alındığında sonraki yıllarda oluşan gelişmeler ve göç dalgası ile kimi benzerlikler taşıması da dikkat çekici ve bu nedenle günümüzde de filmin ele aldığı konuların güncelliğini tamamen koruduğu söylenebilir.
It’s A Free World / İşte Özgür Dünya
2007
Yön: Ken Loach
Ken Loach bu filminde çalıştığı iş bulma kurumundan çıkarıldıktan sonra kendine ait bir iş kurarak çalışma izni olmayan göçmenlere geçici ve çoğunlukla güvencesiz işler bulan Angie karakteri üzerinden barınma ve çalışma izni olmayan göçmenlerin yaşantıları, çalışma şartları ve onları bu şartlara sürükleyen nedenleri konu almaktadır. Film zor şartlardaki bu insanlara yardımcı olmak ve onlarla insani ilişkiler kurma çabasında olan Angie’nin zaman içerisinde daha fazla para ve güce sahip olması ile nasıl değişime uğradığını ve başlangıçtaki ideallerinden uzaklaştığını da göstermekte ve toplumun göçmenlere bakış açısını da yansıtarak konuyu farklı perspektiflerden ele almaktadır.
Abu Adnan / Adnan’ın Babası
2017
Yön: Sylvia Le Fanu
Suriye’li doktor bir baba ve oğlunun Danimarka’ya yerleşerek kendilerine yeni bir yaşam kurma arayışını anlatan bu kısa film göçmenlerin yaşadıkları ülkedeki şartlara uyum zorluklarını ele almaktadır. Adnan ve babasının yeni yerleştikleri bu ülkedeki insanlarla ve birbirleriyle iletişimi ekseninde gelişen hikaye, oğlu bu yeni yaşantı ve çevreye hızla uyum sağlarken babanın iki kültür arasında yaşadığı çelişkiler, oğluyla aralarında bu yeni durumdan kaynaklanan çatışmalar ve eski saygınlığını koruyabilme çabası, başkalarına bağlı olmadan ayakta kalabilme mücadelesi gibi entegrasyon sürecinin getirdiği zorluklara gerçekçi bir bakış açısısı getiriyor. “Adnan’ın Babası” düşük bütçesi ve sıradan sayılabilecek bir hikayeyi anlatmasına rağmen iyi işlenmiş karakterleri, göçmenlerin her ülkede karşılaşabileceği önemli sorunları ele alması ve samimi anlatımıyla katıldığı çok sayıda festivalden ödülle dönmüş bir film.
Umut NAZLIOĞLU
Kontrast Sayı 54, Yaz 2019