“Dünden Bugüne Ankara” temalı bu sayımızın kitap tanıtım köşesinde 3 ciltlik dev bir albüm yer alıyor. Bildiğiniz gibi bu köşemizde sizlere sunacağımız kitapları belirlerken, hepimiz birer fotoğrafçı olmamıza ve görsellerle iç içe yaşamamıza rağmen, salt albüm niteliği taşımayan, ağırlıklı olarak fotoğrafın kuramına yönelik, fotograf adına üzerinde düşünülerek içselleştireceğimiz kitaplar seçmeye dikkat ediyoruz. Ancak bu sayıda Cumhuriyetin 90. yılında Ankara’yı; tarihi, sosyal yaşamı ve en önemlisi bir başkent olmanın süreciyle özetlemeye yönelik hazırlanmış, pek çoğumuzun çok da kolay ulaşamayacağı görsellerle dolu bir eser ile karşınızdayız.
Cumhuriyet’le birlikte gelişen bir başkent… Atatürk’ün öncülüğünde var edilen başkentimizi, dünyanın en büyük Ankara görselleri koleksiyonundan izlemelisiniz. Yer yer yok olan binaları, park ve semtleriyle izleyeceğiniz Ankara tarihçesi, sosyal yaşamında bugün bile özlemini çektiğimiz dostluk ve eğlencesiyle sıcak, görsel şölen niteliğinde doğrudan fotoğraflarıyla bizi etkiliyor. Editörümüz Atila Cangır’ın özenle seçtiği görseller; seriler halinde düzenlenerek, nerede, hangi koşullarda çekildiklerine veya bugün ne durumda olduklarına dair bilgilendirici notlar eşliğinde, Ankara’yı tanımaya, anlamaya ve tadını çıkarmaya yönelik bir albüme temel oluşturmuşlar.
Cumhuriyetin Başkenti, Uğurlu Tunalı’nın kartpostal ve fotokart koleksiyonundan, editör Atila Cangır ve ekibinin seçim ve organizasyonuyla, 2007 yılında, Ankara Üniversitesi Kültür ve Sanat Yayınları arasında yerini almış. 2553 görselden oluşan ciltlerde, isimleri belirlenebilen fotoğrafçıların, editörlerin fotoğrafları seriler halinde verilmiş. Ayrıca konuya bağlı olarak sıralanan kartpostallar ve kişisel arşivlerden görseller, tarihsel dizilime uyarak düzenlenmiş. Son ciltte fotoğrafçısı bilinmeyen, herhangi bir seriye dahil edilemeyen fotoğraflar ise, Ankara’nın semtlerine göre kendi içlerinde bir düzen oluşturularak sunulmuş.
Bu büyük koleksiyonu sabırla günümüze taşıyan Uğurlu Tunalı, kendi Ankara’sı, burada geçen tüm yaşamı ve koleksiyonu için şunları yazıyor:
“Ben doğma büyüme Ankara’lıyım. Yuva kurmam, evlatlarımı kucaklamam hep o sevdiğim şehirde oldu. Bozkırdan yaratılan bir Başkent’in varoluşunu gösteren bu görüntülü belgeler nerelerden bugünlere geldiğimizin eşsiz kanıtıdır. Çetin bir varoluş mücadelesinin sonunda, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna kucak açan, Ankara’nın geçirdiği evreleri seyrettikçe bize çağdaş bir ülke kazandıran, Büyük Atamız ve ideal arkadaşları ile, onları candan destekleyen Türk Ulusu’nun azim ve irade gücü önünde saygıyla eğiliyorum. “Bir ulusu ulus yapan, kendi tarihine ve o tarihi yapanlara sahip çıkmaktan geçiyor” düşüncesiyle, bu dünyada bir şeyler bırakmak istedim. Bana yaşam sevinci veren o kartları seyretmek, onları düzenlemek, koleksiyonumu zenginleştirmek gayreti emeklilik hayatımı renklendirdi.”
Yakın geçmişimizden bir liste de Cumhuriyetin Başkenti albümlerinin sunuş yazılarından birinden yükseliyor. Ankara Üniversitesi’nin o dönemde görev yapan rektörü Prof. Dr. Nusret Aras, kitabın önsözünde düşüncelerini şöyle açıklıyor:
“Fotoğraflarda Ankara’nın tarihi yapılarını, eski semtlerini, çarşılarını, pazarlarını, eğlence ve mesire yerlerini ve günlük yaşamını tüm renkleriyle görebiliyoruz. Ayrıca Cumhuriyet ile birlikte Ankara’da yapılan kamu yapılarını, Cumhuriyet’in topluma kazandırdığı yeni yaşam biçiminin getirdiği ve onun bir parçası olan parkları bahçeleri, Atatürk Orman Çiftliği’ni, Barajı, Gençlik Parkı’nı, Stadyum ve Hipodrom tesisleri gibi Cumhuriyet’in kurucularının ve kurucu kuşaklarının inanılmaz çabaları ve alınterleriyle ortaya koydukları büyük birikimi adım adım yaşıyoruz. Bu arada yıkılarak elden çıkarılan tarihi mirası, yanlış bir şehircilik ve yeniden yapım anlayışına kurban edilen eski semtleri ve Taş Mektep (Ankara Lisesi), Öğretmen Okulu (MEB), Sarıkışla, Ankara Numune Hastanesi’ne ait ilk binalar gibi Cumhuriyet öncesi tarihi binaları fotoğrafları ile hatırlayarak üzülüyoruz. Ulus, Karaoğlan, Ulucanlar Çarşıları gibi yaşam merkezlerinin istimlaklarla yıkılışını ve bunun getirdiği kültürel yok oluşu duyar gibi oluyoruz.
Bu albümler geçmişin anılarını bugüne taşıyor. Aynı zamanda genç fotoğrafçıların günümüz Ankara’sını fotoğraflamaları gereğini de bizlere hatırlatıyor.”
A.Ü. İletişim Fakültesi Fotoğraf ve Grafik Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Atila Cangır albümlerin editörlüğünü yapmış. Bu düzenlemenin mantığını, büyük bir arşivi yayına hazırlamanın zorluğunu ve yanı sıra getirdiği tatmin duygusunu önsözü içinde anlatıyor. Kendisinin de benzer bir yorumu var: “Bu fotoğrafları çekenler ve yayınlayanlar Cumhuriyet’imizin ve Başkent’imizin kuruluşunun görsel tarihini oluşturmuşlardır.” Süreç boyunca yaşadıklarını, Ankara görselleri için yapılan düzenlemenin emek ve emekçileri de yer alıyor yazısında.
Fotoğrafı bir yaşam biçimi olarak kabul eden bizlerin de üzerine yüklenen görevlerden biri bu; yaşadığımız anı fotoğraflarken makinamızı zaman zaman bir çeşit ‘bellek kaydedici’ olarak kullanmak ve önem verdiklerimizin tümüyle kaybolmaması için çaba harcamak. Cumhuriyetin Başkenti albümlerine bakıp, sevgi ve hüzün duygularını bir arada hissetmemek ve bundan bir görev çıkartmamak zor. Sizlere de kolay gelsin!
Mine HOŞGÜN SOYLU
Kontrast Sayı 37, Eylül-Ekim 2013 / Dünden Bugüne Ankara