Bir sanat dalı olan fotoğrafçılık, özellikle son yıllarda sualtının büyüleyici dünyasında da ilerlemeye başlamıştır. Fotoğrafçılığın, temel prensipleri açısından, sualtında veya karada yapılması arasında bir fark yoktur. Fakat fotoğraf kalitesinde hayati rol oynayan ışığın, havadaki ve sualtındaki hareket tarzı arasında farklılık vardır. Bu da sualtında özel teknik ve donanımların kullanılmasını gerektirir.
Sualtı fotoğrafçılığının zorluklarını tek kelimede özetlersek, en uygun ifade “sınırlılıklar” olacaktır. Doğal ışık ile görüş alanının sınırlı olması ve derinlik arttıkça azalması, kullanılabilecek ekipmanların ve şüphesiz sualtındaki zamanın sınırlı olması gibi örnekler verilebilir. Aslında ne kadar başarılı bir sualtı fotoğrafçısı olabileceğimizi de bunlarla nasıl başa çıkabildiğimiz belirler.
Sualtı fotoğrafçılığının temel prensibi, düşünülenin aksine fotoğraf çekmekle ilgili değildir. Her şeyden önce iyi bir dalıcı olmanız gerekir. Eğitim ve güvenlik, elimize kamerayı almadan önce öğrenilmesi zorunlu konulardır. Sağlık kontrolünden geçmeden, dalış eğitimi almadan, bizi bekleyen potansiyel risklerin farkında olmadan, temel ilkyardım kursu görmeden sualtı fotoğrafçılığı yapmaya çalışmak, hayatla kumar oynamakla aynı şeydir.
Ekipman:
Sualtı fotoğrafçılığına yeni başlamış kişilerin ilk soruları, kullanılacak ekipmanla ilgili olur. Üreticilerin sualtı için sunduğu alternatifleri iki kategoride toplayabiliriz:
1. Su geçirmez kameralar: Sea&Sea, Bonica ve Reefmaster gibi markaları sayabiliriz.
2. Koruyucu kılıf ile kullanılanlar: Bu kategoride Olympus, Canon, Nikon, Sony, Fuji gibi markalar örnek verilebilir. (Bu firmalar kendi ürünleri için kılıf alternatifleri sunar.)
Mevcut bir kameraya kılıf (housing) yaptırmak da mümkündür. Ikelite, Gates, Sea&Sea gibi firmalar, kameraya göre kılıf üretimi yapmaktadır, ancak bu yöntem en pahalı olanıdır.
Piyasadaki su geçirmez kameralar ve yukarıda örneklediğimiz firmaların kendi kameraları için ürettikleri kılıflar, maksimum 30–40 metre derinliklere yapılacak dalışlar içindir. Bu derinliklerin altına inebilmek için özel kılıf yaptırmanız gerekir.
Eğer kılıf kullanacaksanız kameranın tüm ayarlarının kılıf üzerinden yapılabilmesine dikkat edin ve mutlaka yeni aldığınız kılıfla, içine kamera yerine benzeri ağırlıkta bir şey koyarak test dalışı yapın. Böylece kılıfın su alıp almadığından ve ürün tanıtımında belirtilen derinlikte kullanılabilir olduğundan emin olursunuz. Satın aldığınız firma bu şekilde bir uygulamayı reddediyor ve iade almayacağını ifade ediyor ise bu bir risk olacaktır.
İmkânlarınız uygunsa normal kamera yerine dijital kamerayı tercih edin
Dijital kamera ile film ve çektiğiniz filmleri bastırma maliyetinden kurtulursunuz. Ekranından çektiğiniz filmleri görür, yeni çekimlere ihtiyacı belirleyebilirsiniz. Fazla sayıda çekim yapabilirsiniz. Çekimin ardından bilgisayarınıza kolayca aktarabilirsiniz. Yalnız, dijital kameraların optik yakınlaştırma özelliği sualtında çok etkili değildir. Ayrıca, lens ayarlarının hem otomatik hem de manuel yapılabilir olmasına özen gösterilmelidir. Kameranın odaklanma alanı da bir başka önemli konu olarak karşımıza çıkar. Sualtında her şeyin normalden daha büyük gözüktüğü, yani bir büyüteç etkisi yaşandığı unutulmamalı ve geniş açılı bir fotoğraf çekerken, hedefe karada olduğundan daha fazla mesafe bırakılmalıdır.
Beyaz – renk denge ayarları ve ışık
Sualtında en çok dikkat edilmesi gerekenlerden biri de renk konusudur. Işık, sualtında derine indikçe azalır ve daha fazla yayılır. Bu durum, çektiğiniz fotoğrafların kalitesini önemli ölçüde etkiler. Her derinlikte gerçek ve canlı renklerde fotoğraf çekmek istiyorsanız, ek ışık kaynağına veya kameranın flaşı dışında ekstra bir flaşa ihtiyacınız olacaktır. Dijital kameranızın beyaz renk denge ayarlarını uygun ölçülere getirerek de deneyebilirsiniz. Seçeceğimiz kameranın, otomatik beyaz ayarının yanı sıra manuel ayarlamaya da imkân vermesi gerekir.
Diğer bir konu, flaş kullanımıdır. Eğer kameranın kendi flaşını kullanıyorsanız ve hedef ile aranızdaki mesafe çok kısa değilse, teknik olarak “karlanma olgusu” diye adlandırılan durum oluşur. Bunun sebebi, kamera flaşından yayılan ışığın, hedefin etrafındaki plankton, kum gibi taneciklerden yansımasıdır. Bunu önlemenin en uygun yolu kamera veya kılıf üzerine sabitlenmiş bir dış flaş kullanmaktır.
Dalışta size gerekenler
• İyi bir dalış eşi (Bu kişi, karada da yardımcı olabilecek biri olmalı; çünkü ekipmanlarınız ağır ve ayrıntılı olabili yor.)
• Koyu renk silikonlu bir maske
• Makinenizi denge yeleğinize sabitleyecek bir toka
• Silika jel
• O-ring çıkarıcı
• Hava tabancısı (olsa iyi olur)
• Fener (dalış eşi için)
• Silikon
• Su geçirmez, darbeye dayanıklı ve kilitlenebilen bir çanta
• Makinenin sığabileceği, içine su konabilecek bir kap (dalıştan sonra yıkamak için)
• Pil veya pil şarj aleti
Erhan Öztürk
BADİM Dalış Eğitmeni / Sualtı Fotoğraf Sanatçısı / Sualtı Fotoğrafçısı Eğitmeni
Kontrast Sayı 16, Mart 2010