“Fotoğrafta hiçbir şey gölgede kalmaz.”
August Sander
Doğası gereği, fotoğrafı gerçekliğinden emin olduğumuz dış dünyadan bağımsız düşünemeyiz. Fotoğrafçının tercihleri doğrultusunda gösterilmek istenen parça fotoğraflanarak izleyiciye sunulur. Bazı fotoğraflar yalnızca bakarak edindiğimiz bilgilerle açıklanamayacak kadar derinlikli olurken, bazıları yalnızca gerçeği ispat amacıyla üretilmiş olabiliyor.
Muybridge’in 1880’de gerçekleştirdiği “Horse in Motion” çalışması, insandaki göz yanılsamasını fotoğraf yoluyla ispatlayan bir çalışma.
1870’lerde Pasifik kıyılarında fotoğraf müfettişi olarak görev alan Muybridge, Stanford Üniversitesi’nin kurucusu ve aynı zamanda atlara düşkünlüğüyle tanınan Leland Stanford’la tanışır. Stanford tırıs koşan bir atın tüm ayaklarının havalandığına inanarak, böyle olmadığını düşünen bir arkadaşıyla bahse girer. Bunun ispatı için görevlendirilen Muybridge’e her türlü araştırma imkânı sağlanır. Muybridge önce toz kalkmasının önüne geçmek için kauçuk bir zemin hazırlar, sonra bu yolun arkasına, üzerinde numaralandırılmış yatay çizgiler bulunan beyaz bir kâğıt asar ve bu yöne bakan tam 12 fotoğraf makinesi yerleştirir.
Fotoğraf makinelerini, at yol üzerinde ilerlerken fotoğrafların otomatik olarak çekileceği şekilde ayarlar. Fotoğraflar çekildikten sonra görülür ki tırıs ve sonraki aşamanın tam ortasında atın dört ayağı da aynı anda yerden kesilmektedir.
Sonuçta Stanford bahsi kazanırken, eski zamanlarda yapılmış atlara ait resim ve heykellerin de doğru olmadığı ortaya çıkar.
1800’lerden günümüze, fotoğraftaki teknikler ve anlatım olanakları genişlemeye devam ederken, fotoğraf da bize dünyayı göstermeye devam ediyor.
Race Horse First Film Ever 1878 Eadweard Muybridge
Hazırlayan: Elçin POLAT
Kontrast Sayı 20, Kasım-Aralık 2010