Ceyda TAŞDELEN | Kaçkarlar Seslenince (16. Sayı)

Küresel ısınma ile birlikte değişen mevsim tanımlamalarına rağmen, bahar ayları hâlâ; yenilenmenin, yaşadığını hissetmenin, özgürlüğünü tatmanın ve en önemlisi doğa ile bir olmanın aylarıdır. Kıpır kıpırdır insanın ruhu baharda ve bu kıpırtıya kulak verenler için yola çıkma vakti gelmiştir aslında.

Işıkla birlikte yolculuk yapan fotoğrafçı gezginler için her mevsim ayrı bir hazine olan Kaçkarlar ise, bahar aylarında yenilediği doğasının coşkun güzelliğini sunmak üzere hazır beklemektedir. Doğa ve kültürün iç içe geçtiği bu eşsiz coğrafyada tanık olacaklarınız, bir daha asla peşinizi bırakmayacak ve Kaçkarlar’ın her mevsim bir daha seslendiğini hissedeceksiniz.

Doğu Karadeniz’in benzersiz hazinesi Kaçkar Dağları, Kuzey Anadolu Dağları’nın doğu bölümünü oluşturmakta ve Doğu Karadeniz sahili boyunca uzanmaktadır. 51.500 hektar alanı kaplayan Kaçkarlar, 1994 yılında Millî Park ilan edildi ve koruma altına alındı. “Outdoor” sporlar için bulunmaz bir parkur olan Kaçkarlar ayrıca, doğaseverler, kültür meraklıları ve gezginler için de bambaşka gizleri içinde barındırmaktadır.

Kaçkarlar tecrübesi, Karadeniz insanının sıcaklığı ve misafirperverliği ile başlar ve sonuna kadar da böyle devam eder. İlçelerde, köylerde ya da yaylalarda karşılaşacağınız aynı sıcakkanlı insanlar, size sadece evlerinin değil aynı zamanda yüreklerinin de kapılarını açacaklar. Şehir yaşamının katılaştırdığı, tekdüzeleştirdiği, zaman programları arasına sıkıştırdığı insan yapısından oldukça farklı bir kültürel yapı ile karşılaşmak, sizleri hem heyecanlandıracak hem de yaşamınıza katılan bu renklerle, hayata bambaşka bakmaya başlayacaksınız. Özellikle yaylalarda ve köylerde konaklamak istediğinizde, eğer çadırınız ya da uyku tulumunuz yoksa tek şansınız, köy halkından sizi buyur edecekler arasında bir seçim yaparak misafir olmaktır ki bence konaklama için bu yöntemi tercih etmek, bu coğrafyanın güzelliğini tam olarak anlamak için en iyi yol olacaktır. Fotoğraf çekilmesinden asla rahatsız olmayan bu insanlarla doğru diyalog kurduğunuz, kendi bakış açınızı terk edip bulunduğunuz kültürün bakış açısıyla onlara yaklaşmayı becerebildiğiniz, yadırgamadığınız ve yargılamadığınız sürece, belgesel ve kurgu fotoğraf alanlarında eşsiz fotoğraflar yakalamamanız imkânsızdır.

Ulaşılması güç bir alan olması nedeniyle, insan faktörünün çok az etki ettiği ormanlık alanları ile Kaçkarlar, endemik türlere, bozulmamış orman yapısına ve az bulunan hayvan türlerine de ev sahipliği yapmaktadır. 160’ı endemik 2500 vasküler bitki türüne ve güzellikleriyle büyüleyen buzul göllere sahip olan Kaçkarlar ayrıca; bozayı, çengelboynuzlu dağ keçisi, dağ keçisi, kurt, yaban kedisi ve vaşak gibi memeli hayvanların barındığı bir alandır. Dolayısıyla bu özellikleri içinde barındıran Kaçkarlar, doğa fotoğrafı tutkunları için bulunmaz fırsatlar sunar.

Tüm bu özelliklerinin dışında Kaçkarlar, Türkiye’de Avrasya Yüksek Dağlık (Alpin) biyomu temsil etmesi nedeniyle, Önemli Kuş Alanları statüsünü kazanan tek alan olarak da kuş gözlemcileri ve fotoğrafçıları için de özel bir bölgedir. Bu alanda gözlenebilen kuş türü sayısı 136’dır ve bu türler arasında 10’u kesin koruma altında olan, üçü ise nesli tehlike altında olan türler arasında yer almaktadır.

Kaçkarlar’da bir defa gezdiğinizde, yüzlerce kelime hücum edecek yüreğinize, yazmak ve tüm gördüklerinizi paylaşarak bu eşsiz güzelliği yüceltmek isteyecek; objektifinizi doğrulttuğunuz her detayın, ummadığınız kadar güzel fotoğraflara dönüştüğünü görerek, vazgeçilmez bir coğrafyanın tanıklığını yaptığınızı hissedeceksiniz. İşte bu yüzden, Kaçkarlar her seslendiğinde, eminim ki koşarak ona gideceksiniz.

Çekim Önerisi

Kaçkarlar’da, bahar aylarında yaylaya çıkış hazırlıkları başlamakta ve herkesi keyifli bir telaş almaktadır. Bu benzersiz telaşa tanık olmak için Kaçkarlar’da yer alan köyleri araştırıp, muhtarlarıyla iletişime geçerek, yaylaya çıkış günlerini öğrenebilir ve onlara katılacağınızı söyleyebilirsiniz.

Yaylaya çıkış ve yaylada yaşam bambaşka kültürel öğeleri barındırmaktadır ve bu nedenle, bu kültürel yapıyı en iyi şekilde anlamak, içselleştirmek ve belgelemek için doğru yöntem, yayla yolculuğunu başından sonuna takip etmektir. Kışın etkisini kaybetmesiyle birlikte, yayla yollarının, sıcaklar başlamadan köylerde seçilen ekipler tarafından kontrol edilmesi ve bu sırada köyde kalanların da yol hazırlıklarını yapmasıyla başlar yolculuk.

Yayla eteklerinde yer alan köylerde her ne kadar kar kalkmışsa da haziran ayı başlarına kadar kimi yaylalara giden yollar kapalı ya da karlı olabilir. Bu nedenle ekipler hem o yolları açmak hem de kışın zorlu geçtiği bu coğrafyada, bozulan patikaları onarıp, yıkılan ağaç vs. engelleri ortadan kaldırmak üzere çalışırlar.

Köylerde ise ilk çıkış için erzak ve ev eşyalarının hazırlanması süreci yaşanır. Yaylaya çıkış iki ayrı günde tamamlanır. İlk çıkışta eşekler ya da atlarla hazırlanmış olan erzak ve eşyalar yaylaya götürülür. Yaylaya varılınca, oradaki evler onarılır ve temizlenerek yaşanabilir hâle getirilir. Ardından köye geri dönülerek, hayvanlar alınır ve en zorlu yolculuk başlar. Sürülerin dağılmadan, kaybolmadan ve zarar görmeden yaylaya çıkarılması, oldukça yorucu ve dikkat gerektiren, uzun süren bir yürüyüşü içerir. Tüm bu detayları takip eden gezgin fotoğrafçı ya da yazar için yaşayacağı her an bir fotoğraf ve tükenmek bilmeyen bir yazı kaynağıdır. Değişen hava şartları, özellikle ilk defa böyle bir yolculuğa katılacak fotoğrafçılar için zorlu olabilir; buna hazırlıklı olmak şarttır. Köylerden yola çıkıldığında ışıl ışıl olan hava, yükseklere çıkıldıkça bulutlanabilir, sis inebilir ve kar, sizi hiç beklemediğiniz anda etkisi altına alabilir. İşte bu nedenle, fotoğrafçının yanında tüm bu hava şartlarına uygun ekipman ve kıyafetlerini bulundurması önemlidir.

Yaylaya çıkış, başlı başına bir belgesel deneyimken, yaylada yaşamı belgelemek ve yazmak da apayrı bir deneyimdir. O nedenle böyle bir yolculuğa hazırlanıyorsanız ya uzun süreli bir program yapmanızı ya da bu iki konuyu mutlaka ayrı ayrı zamanlarda vakit ayırarak işlemenizi öneririz.


Yazı ve Fotoğraflar: Ceyda TAŞDELEN

Kontrast Sayı 16, Mart 2010

Bizi paylaşın..