İkilem
Sevgi ise, sevişeceğiz seninle.
Kavga ise, dövüşeceğiz seninle.
Ölümü de paylaştığımız yaşamda
Ortaklaşa bölüşeceğiz seninle.
Özdemir Asaf
1932 yılında İstanbul’da doğan Yıldız Moran, Türkiye’nin bu konuda eğitim almış ilk kadın fotoğrafçısıdır. Resim yapmak isterken dayısı, sanat tarihçisi Mazhar Şevket İpşiroğlu’nun yüreklendirmesi ile fotoğrafa yönelir ve fotoğraf eğitimi almak üzere İngiltere’ye gider. Öğrenimini 1950-1954 yılları arasında İngiltere’de Blomsbury Technical College ve Ealing Broadway Technical College’de alır. İlk kişisel sergisini 21 yaşında İngiltere’de açar. Londra’nın ünlü portre fotoğrafçısı olan John Vickers’in “Artık senin işin kalmadı burada, öğreneceğini öğrendin. Git kendi başına çalış.” diye verdiği öğüt üzerine 1954 yılında İngiltere’den ayrılıp, ülkesine dönüş yolunda fotoğraf çekmek için İspanya, Portekiz, İtalya ve Kuzey Afrika’ya gider.
1955 yılında Türkiye’ye dönen Yıldız Moran İstanbul’da, Maya Galerisinin üstünde açtığı stüdyoda hem çekim hem de fotoğraflarının sergilemesini yapar. Bu nedenle sergileri basında ‘Kapanmayacak Sergi’ olarak nitelendirilir.
‘Şairane olan her şey fotoğraf konusudur’ diyen Moran, portre fotoğrafçılığının yanısıra, Anadolu’nun o zamanki koşullarda ulaşılması zor, ücra köşelerine giderek Anadolu’yu ve insanlarını fotoğraflar.
1955 yılında, Yüksel Söylemez ile yaptığı söyleşiden birkaç soru ile yanıtları şöyledir:
Kullandığınız makine nedir?
“Gülersiniz belki ama ROLLEIFLEX. Bu makine yüzünden John Vickers ile bir tartışmamız vardır. Kesin olarak, bununla profesyonel olunamaz diyordu. Öğünmek için söylemiyorum. Ona birkaç çalışma gösterdim. Yenilmeyi kabul etti.”
Nasıl çalışırsınız?
“Konu olarak aldığım eğer bir portre ise 20 dakikada 36 poz çekiyor sonra aralarında seçme yapıyorum. Müşteri, bir fotoğraf stüdyosunda büyük makineler, lambalar görmek istiyor. Ben ise dediğim gibi, o minnacık makine ile çalışıyorum.”
Sizce dünyadaki usta portre fotoğrafçısı kimdir?
“Kanadalı Karsh.”
Nurullah Berk ise Arun sergisi sonrası ‘anıtsal fotoğraflar’ olarak nitelediği fotoğraflar konusunda şunları yazmıştır: “Yıldız Moran’ın fotoğraflarını tanımlayacak bir terim belirlemek gerekirse onların öncelikle tavizsiz, yapmacıksız olduklarını söyleyebiliriz… Portrelerinde yüzlerdeki hataları kabul ediyor ve modelinin ruhuna ulaşmak dileği ile soyut, düşünsel olanı arıyor. Böylelikle sanatçıların, entelektüellerin, çiftçilerin, çocukların çehreleri kendilerini, üzerlerinde oynanma olmaksızın ve içerdikleri tüm doğrular ile ortaya koyuyorlar. Bir yüze objektifi doğrultmak, herhangi bir ışık ya da gölge oyunu, bir dekor yardımı olmaksızın maksimum ifadeyi elde etmek, bir iddia gibi düşünülebilir, ben böylesine bir mucizeyi Bayan Simone Hermant portremi çektiğinde yaşamış idim… (Chronique De L’Art Turc. Les photographies de Yıldız Moran Une Exposition 9 Février 1960 par Nurullah Berk)
1962 yılında Özdemir Asaf’la evlenerek fotoğrafı bıraktı. 12 yıllık fotoğraf yaşamına çok sayıda yurtdışı ve yurtiçi sergi sığdırdı. 1982 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, Fotoğraf Enstitüsü Onur Üyesi oldu.
Kontrast Sayı 29, Mayıs-Haziran 2012
Aysel ALTUN