Kontrast Dergisinden bir e-posta aldım. Okumakta olduğunuz sayıda yayınlanmak üzere, saptadığı bazı konu başlıklarında görüşlerimiz istenmiş. Yazıda şöyle denmiş:
“AFSAD, fotoğrafçının toplumda yer bulmasında ve fotoğraf dernekleri örgütlenmesinde bir mihenk taşı (bu tanımlama çok iddialı bulunabilir ama en azından şunu söyleyebilirim; önemli bir yeri) oldu” ve devam ediyor; “AFSAD fotoğraf sanatı platformunda topluma mal olmuş bir sivil toplum örgütüdür.” Bu cümleye şunu eklemek istiyorum: Solcu bir çizgide, demokratik tavrını da hiç bozmadan korumuş bir sivil toplum örgütüdür. Bu nedenle, muhalefetsiz bir örgüt düşünemiyorum. Çünkü muhalefet her zaman yönetimlerin derneğe daha çok sahip çıkmalarına ve de daha dikkatli, daha iyi çalışmalarına neden olur. Bir kurucu üye olarak, dernekte fiilen bulunduğumda (yönetimde, danışma kurulunda, herhangi bir birimde ya da projede görev aldığımda) muhaliflerimin olması beni çok daha özenli yapmıştır. Gönüllü ve amatör ruhumu, ama profesyonel yaklaşımımı çok daha aktif hale getirmiştir. Onlara çok teşekkürler. Yani muhalefeti olan yönetimler daha iyi çalışırlar. Şimdilerde muhalefet sanal ortamda yapılıyor (Arap Baharı gibi!!!?) Ancak, muhalefet dernek binasına çekilebilir ve üyeler arasında sıcak temas sağlanabilirse; gönüllü katılımcılık, amatör ruh, profesyonel yaklaşım artar, örgüt güçlenir. Bana göre gereken, üyeler arasında sanal ortam yerine, dernek binasında veya zaman zaman bir başka ortamda fiziki (sıcak) temas kurmak, ama nasıl!? Çünkü teknolojik gelişmelerden de kopulamıyor, kopulamaz..! Bu durumda, derneklerin sıkıntısı başlıyor: Etkinliklere katılan üye sayısının azalması ve amatör ruhun zayıflaması. En önemlisi ise; gönüllü katılımcılığın yok olması. Artık üyeler, derneğe bir katkı sağlamadan, sadece yararlanmaya çalışıyorlar. Bu da dernekleri ticarileşmeye zorluyor. Gönüllü katılımcılığın artırılması, amatör ruhun ve profesyonel yaklaşımın korunması AFSAD’ın tartışması ve çözüm üretmesi gereken önemli başlıklar gibi görünüyor.
Üyenin bilgisini, fotoğraf kalitesini ve üretimini artırmayı hedefleyen atölyeler AFSAD’ın fotoğraf dünyasına kazandırdığı ilk ve önemli bir etkinlik. Bu yapıyla atölyeler korunmalı, üst seviye kurlarına dönüştürülmemelidir. Atölyelere katılan üyelerden ücret alınması yerine, etkinliklere aktif katılmaları sağlanmalıdır. Örneğin, atölyeye katılım bedeli olarak AFSAD’ın etkinliklerinde görev verilmesi gibi…
AFSAD’ın uzun ve kısa vadeli hedefleri olmalıdır. Geçmişte olduğu gibi projeler üretmeli, bunları hayata geçirebilmelidir. AFSAD’ın bina satın alması oldukça iyi bir hedef idi. Ama bununla yetinmeyip; fotoğraf kültür merkezi kurmayı hedefleyip daha büyük bina almayı planlamalıdır. Geçmişi iyi bilen deneyimli ve bilgili üyelerin derneğe gelmesi sağlanmalı, onlara fikir jimnastiği yaptırarak yeni projeler üretilmelidir. Yani, etkin işleyen danışma kurulu (DK) oluşturulmalıdır. Doğru işleyen bir DK, yönetimlere olumlu katkılar sağladığı gibi, yüklerini hafifletmektedir. AFSAD’ın geçirdiği iki büyük kriz döneminin atlatılmasında DK’nin büyük katkısı olmuştur (DK, yanılmıyorsam 1989 yılında ilk kez AFSAD tarafından uygulamaya konulmuştur). Zaten bizlere gönderilen metindeki konu başlıklarının her biri de en az 2–3 danışma kurulunun konusu.
Özetin özeti:
Gönüllülük esasına dayalı amatör ruhun, profesyonel yaklaşımın korunup artırılması… Sanal ortamdan vazgeçmeden dernek binasında sıcak temas sağlanması en az bir muhalif gurubun oluşması, muhalefetten çekinmek, muhalefeti ezmek yerine önemsenmesi… Derneğin en önemli gelir kaynağı ve üye kazanım alanı olan fotoğraf eğitim seminerleri ile üst düzey kurların önemsenip, günümüz koşullarına uygunluğunun araştırılması… Üyenin her alanda kalitesini artıran, derneğe gelmesini ve etkinliklere katılımını sağlayan atölye anlayışının yaygınlaşması… Hayata geçirilebilecek projeler üretip hedeflerinin yükseltilmesi… Ve, en önemlisi bütün bunları tartışıp, analiz edip yönetime önerilerde bulunabilecek bir danışma kurulunun oluşturulması…
Umarım Kontrast’ın sunduğu bu başlıklar dernek gündeminde uzun süre yerini korur.
Alparslan AYDIN
Kontrast Sayı 32, Kasım-Aralık 2012