Ali M. BAYRAKTAROĞLU | Amerika’da Fotoğraf Eğitimi Üzerine Bir İnceleme (35. Sayı)

Örnek: Savannah College Of Art And Design (SCAD)

Günümüzde Fotoğrafın Genel Yapısı:

Teknolojinin sınır tanımaz yeniliklerinin insanoğlunun emrine sunulduğu günümüzde, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen iki önemli unsurdan biri “iletişim” diğeri de kimi zaman “inanmanın/kanıtın” ya da “olmanın” temeli, kimi zaman da “hayata karşı bakışın, duruşun” estetik ifadesi olan “fotoğraf”tır.

1838 yılından beri resmen hayatımızın içinde bulunan, teknolojinin dolayımıyla anlamı sorgulanan interdisipliner bir sanat olan fotoğraf; geleneksel üretim yöntemlerinden dijital üretim yöntemlerine geçilmesine karşın günümüzde popüleritesini azaltmak yerine oldukça arttıran ancak ontolojik anlamda ciddi bir biçimde sorgulayan bir sanat durumundadır. Teknolojide görülen yöndeşme sonrasında fotoğraf makinalarının adeta akıllı birer iletişim aracı haline gelmesi, üretim biçiminde yazılım programlarının oldukça etkin bir rol oynaması fotoğraf üretimini her geçen gün daha çok dijital teknolojilere bağımlı hale getirmektedir. Öyle ki beş dakikalık fotoğraf çekiminin, 55 dakikalık görüntü işleme tekniği sonrasında online olarak sosyal medyada ya da web sayfalarında sergilenme, online fotoğraf yarışmalarına katılım vb kullanım farklılıkları görülebilmektedir. Gazetelerin web sayfaları üzerinde daha çok durması, akıllı telefonların kullanımının art(tırıl)ması, sosyal medyayı teşvik eden internet paketlerinin telefon operatörlerince desteklenmesi, görüntünün hem dolaşım hem sunumunun her geçen gün daha kolay ve daha fazla olmasının önünü açmaktadır.

Fotoğrafın üretim-tüketim ve sunum alışkanlıklarının gelişip, değişmesi fotoğrafın popüleritesinin artması, fotoğraf eğitimi veren kurumları da doğrudan etkilemiştir. Geçmişteki fotoğraf anlayışını ‘genel anlamda’ formüle edecek olursak: % 40 sahip olunan ekipman, % 40 teknik bilgi (karanlık oda bilgisi, filtreler, sunum vb), % 20 de ne söylediğimiz iken; bugün % 10 sahip olunan ekipman, %10 yazılım bilgisi, % 80 ise ne söylediğimiz konumuna dönüşmüştür. Teknolojinin belirleyiciliğinin artması fotoğraf eğitimi veren kurumların eğitim anlayışlarının da gözden geçirilmesine ve yeniden yapılandırılmasına sebep oluşturmuştur. Bu çalışma, Amerika Birleşik Devletleri’nin, Georgia eyaleti sınırları içerisinde, Savannah kentinde yer alan özel bir sanat eğitimi kurumu olan Savannah College of Art and Design özelinde Fotoğraf Bölümü’ndeki lisans ve lisans üstü eğitiminin yaşanan dijitalleşme sonrasında nasıl şekillendiği üzerinde bilgilendirmeyi amaçlamaktadır.

SCAD

Savannah College of Art and Design, özel, kar amacı gütmeyen akredite bir kurumdur. Bu kurumda yetenekli öğrencilere profesyonel kariyerler hazırlamak için lisans ve master dereceleri verilmektedir. Dünyanın en kapsamlı sanat ve tasarım üniversitelerinden biri olan SCAD, Savannah ve Atlanta, Georgia; Hong Kong; Lacoste Fransa ve online programıyla dünyanın 43 büyük; 50’den fazla küçük farklı bölgesinde eğitim hizmeti vermektedir. Amerika içindeki 50 eyaletten ve dünya çapındaki yaklaşık 100 ülkeden gelen öğrenci çeşitliğine sahiptir. Okulun bünyesindeki herhangi bir fakültede eğitim alan öğrenciler, oldukça sağlam akademik referanslara sahip olan profesyonel 720 eğitimci tarafından motive edilmekte ve eğitilmektedir. SCAD’in yenilikçi eğitim müfredatı güncel teknolojilere uyumlu profesyonel düzeydeki ekipman ve sanatsal eğilimlere uygun eğitim kaynakları ile düzenlenmiştir.

Savannah College of Art and Design; Mimari Sanatlar, Tasarım, Dijital Medya, Güzel Sanatlar, İletişim Sanatları, Medya, Eğlence ve Sahne Sanatları, Liberal Sanatlar ve Temel Sanat Eğitimi olmak üzere 9 ana başlık altında sanat eğitimi vermektedir. Fotoğraf, Güzel Sanatlar eğitim başlığı altında yer almakta ve lisans ve lisans üstü olmak üzere iki farklı yapıda diploma imkanı sağlamaktadır.

1994 – 1997 yılları arasında Savannah College of Art and Design’da fotoğraf üzerine lisansüstü programı tamamlayan biri olarak o dönemler içerisinde fotoğraf eğitimini özetleyecek olursak (temel sanat eğitimi, fotoğraf teknikleri (renkli ve siyah beyaz karanlık oda), alternatif fotoğraf üretim teknikleri ve fotoğraf kuramı) şeklinde bir dört temel ayak üzerinde şekillendiğini ve stüdyo çekimleri ile des – teklenirken, karanlık oda kullanımı, iyi baskı (fine print – zone sistem) kullanımının teşvik edildiği bir eğitim anlayışının benimsendiğini söylemek mümkündür.

Savannah College of Art and Design fotoğraf bölümü bodrum dahil 5 katlı bir bina içerisinde yapılanmış bulunmaktadır. Bodrumda 2 büyük siyah/ beyaz karanlık oda (her birinde yaklaşık 30 öğrenci aynı anda baskı yapalabilmekte) ile beraber iki farklı sistem (15 çıkarımsal ve 15 toplamsal) renkli baskı odaları bulunmaktaydı.

• Birinci katta, iki sanat galerisi, bir fotoğraf malzemeleri satış alanı, 15 özel/bağımsız karanlık oda, bir büyük çalışma alanı,
• İkinci katta, alternatif teknikler üretim alanı, 15 özel/bağımsız karanlık oda (lisans üstü öğrenciler için), galeri ve hoca ofisleri,
• Üçüncü katta, “mac” sistem görüntü işleme laboratuvarı, sınıflar ve hoca odaları,
• Dördüncü katta ise stüdyo ve hoca odaları mevcuttu.

Ayrıca film sarma odaları film yıkama alanları, film yoğunluğu ölçme odası, iki büyük kart yıkama ve iki büyük kurutma alanı yer almaktaydı. 2011 yılında tekrar ziyaret imkanı bulduğum kurumda, bodrum kattaki tüm renkli baskı odaları, baskı yıkama odalarından ve kurutma odalarından biri ile büyük siyah/beyaz karanlık odanın tamamen ortadan kalktığı, yerine görüntü tarama ve işleme laboratuvarlarının açıldığı, diğer katlardaki karanlık odaların kalkıp yerine daha fazla mac laboratuvarlarının açıldığı, stüdyoların arttığını gözlemlemiş bulunmaktayım. Kurumun eğitim anlayışının teknolojik dönüşüme paralel olarak değiştiğini gördüm.

Bu değişikliğe ilişkin olarak Ansel Adams’ın öğrencilerinden kurumun tecrübeli eğitimcisi Prof. Craig’in “Teknoloji fotoğraf üretimini belirliyor gördüğümüz gibi. Fotoğraf üreticileri ya bu duruma ayak uyduracaklar ya da iflas edecekler” yorumundan kısa süre sonra Kodak iflasını açıklamıştı. “Dün alternatif fotoğraf üretim biçimleri olarak tanımladığımız cyonatype, gumbichromat, platin baskı, polaroid transfer ve mordancage’ye siyah beyaz konvensiyonel fotoğraf anlayışını da eklemiş bulunmaktayız. Artık hayat da, fotoğraf da dijitalleşti” şeklinde görüşünü ifade etmişti. Prof.Pete Christman ise “ Dijital teknoloji fotoğraf üretimini kolaylaştırdı. Artık film yok, film yıkama yok. Öğrenci istediği kadar maliyet düşünmeksizin fotoğraf çekiyor, beğendiklerini depoluyor ve işliyor diğerlerini ise siliyor. Bu esneklik daha çok fotoğraf çekimini teşvik ediyor” şeklinde bir yaklaşım ortaya koymuştu. Öte yandan Prof.Steve Bliss, sanat okullarında fotoğraf eğitiminin daha çok interdisipliner bir yapıyı gerektirir hale geldiğinin; grafik, fotoğraf, sinemanın dijital sanatlar haline dönüştüğünün ve birbirleriyle yoğun bir alışveriş içerisine girdiğinin, fotoğraf makinalarının artık film çekme özelliğine sahip olduklarının, yakında akıllı birer iletişim aracı olarak internete görüntü gönderebileceklerinin altını çizmişti. Son olarak Steve Mouche ise daha çok ofis uygulaması, daha az fotoğraf çekimi diyerek eski görüntüleri kullanarak yeni kavram olarak “fotoğraf yapmak” işleminin ön plana çıktığını belirtmişti.

Sanat eğitimi veren diğer özel ya da devlet okullarının, gerek görüşmelerim ve gerekse internet üzerinden syllabus (haftalık ders programı) takiplerim sonrasında sanat genelinde, fotoğraf özelinde eğitimin cazibesinin azaldığını gözledim. Hal böyleyken spesifik programla sanat eğitimi veren SCAD gibi kurumların gelecekte öğrenci bulmakta güçlük çekeceklerini düşünmekteyim. Artık tüm dünyada workshoplar daha popüler bir konuma geldi. Sokak fotoğrafçılığını ya da reklam fotoğrafçılığı öğrenmek isteyen bir kişi doğrudan nokta atışı yaparak o programa katılmak ve kısa sürede kendini geliştirmek istemektedir. Dolayısıyla workshop ve atölye çalışmalarının daha çok değer kazanmaya başladığı, fotoğraf öğrenmek isteyenlerin daha az zamanda, daha az maliyetle beğendiği bir usta (akademisyen, sanatçı, zenaatçı, öğretici, teknisyen vb.)’dan fotoğraf öğrenmeyi tercih etmeye yöneldikleri yeni bir sürecin başladığını söylemek mümkündür.

Ekonomik belirleyiciliklerin ve zamanın daha çok değer kazandığı günümüzde eğitimin paralı olduğu Amerika Birleşik Devletleri’nde askerlik gibi bir zorunluluğun da olmaması üniversite eğitiminin yeniden sorgulanmasına sebep oluşturmaktadır. Dahası üniversite eğitimi konusunda en büyük finans desteği sağlayan kara, hava, deniz kuvvetleri vb. kurumların kendileri ile çalışacak bireyleri bulma konusunda yeni açılımlara yönelmelerini de gerektirebilecek bir durum gelecekte karşımıza çıkabilecektir. Dolayısıyla nedenleri ve sonuçları bağlamında değerlendirildiğinde dört yıllık bir üniversite eğitiminin “kurumuna, şehrine ve yaşam standartlarına göre” yaklaşık 40.000–150.000 dolar arasında seyrettiği bir ülkede, ekonomik kriz vb. etkenler de göz önünde bulundurulduğunda genelde üniversite, özelde sanat eğitiminin yakın gelecekte yeni bir sürecin oluşmasına ortam sağlayacağını söyleyebiliriz. Bunu zamanla hep birlikte yaşayarak göreceğiz.

Fotoğraf eğitimi üzerine gözlemlediğim bir diğer önemli değişim ise Maine Photographic Workshops’un da bu gelişmelerden payını aldığıdır. Nitekim Maine, pek çok tanınmış fotoğraf ustasının zone sistem olarak tanımlanan geleneksel fotoğraf (çekim – banyo – baskı) üretim tekniklerini öğrettikleri stüdyo ya da atölyesine ev sahipliği yapan bir mekan konumundaydı. Başta Maine gibi fotoğrafın kalbinin attığı pek çok sanat ortamında ve fotoğraf sanatı eğitimi veren pek çok kurumda, tüm dünyayı etkileyen teknolojik değişim ve gelişim sonrası, bilinen en basit baskı tekniği olan siyah/beyaz baskı tekniği “alternatif fotoğraf tekniği” arasında sayılmaya başlanmıştır.

Fotoğraf sanatındaki dönüşüm ve yöndeşmenin en önemli etkisini sona sakladım. Sadece Amerika’da değil tüm dünyada fotoğraf adına oluşan oldukça büyük bir kusur bu. Fotoğraf öğrencilerinin düne nazaran daha çok tembelleştiklerini düşünüyorum. En basit anlamda ışık okumayı bile beceremez/bilemez hale gelmeleri beni bu düşünceye götürüyor. Sadece çekim yapılıyor ve ekrana bakılıyor. Görüntü eğer yeterince belirginse, hafiften tonlar oturmuşsa gerisi onlar için laboratuvarda bilgisayar başında (ton, renk, kontrastlık, ufuk çizgisi, kesme, biçimlendirme, açıklık-koyuluk, gölgede detay vb.) telafi edilecek bir ‘kurgu’ ya da ‘manipülasyon’ üzerinden fotoğraf yapmak için yeterli bir malzeme olarak algılanıyor. Okulların eğitim programları incelendiğinde de, fotoğrafın bir ürün olarak nasıl satılabileceği, bu konuda mesleki alternatiflerin neler olduğu vb. derslerin yer aldığı artık dikkatlerden kaçmıyor.

Sonuç olarak; gün geçtikçe fotoğraf üzerine kariyer yapmak için okullara giden insan sayısında bir azalma olduğu gerçek. Nitekim on-line derslerin çeşitliliği ve forumlarda yer alan bilgilerin bile fotoğraf için bir okula dört yıl boyunca bağlı kalmayı ortadan kaldıran bir etken olarak karşımıza çıkmakta. Artık sadece iyi bir fotoğraf makinası, kaliteli bir bilgisayar ve fotoğraf adına gerekli olan yazılım programları ve zaman yardımı ile “kendi kendini yetiştir” dönemi yaşanmakta. Bu demek değildir ki fotoğraf okulları bitti tükendi. Tabii ki değil, ama okula gidip fotoğraf okuyanlardan çok, workshoplar ve atölyelerle beraber internet üzerinden kendi kendini yetiştiren insan sayısının her geçen gün daha çok artması ve okulların popüleritelerinin Amerika Birleşik Devletleri’nde yitirilmeye başladıkları anlamına gelmektedir. Başta Savannah College of Art and Design olmak üzere pek çok okul, fotoğraf öğrencilerine ikinci bir disiplinde uzmanlaşmayı tavsiye etmektedir. Böylece uzmanlık alanındaki çeşitliğin artması onlara daha fazla iş imkanı olarak sunulmaktadır. Dünyada görülen bu değişimin ülkemizdeki yansımaları ne zaman ve nasıl olur bunu birlikte izleyip göreceğiz ama, şu bir gerçek ki işin teknolojik tarafının kolaylaşması ve ucuzlaşması niteliği önemli biçimde etkileyecektir. Biz fotoğraf eğitimcileri bu dönemde kendimizi yenilemek ve çağın gerekliliklerine uygun öğretim metodlarını geliştirmekle yükümlüyüz.

Doç.Dr. Ali M. BAYRAKTAROĞLU
Süleyman Demirel Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Fotoğraf Bölümü

Kontrast Sayı 35, Mayıs-Haziran 2013

Bizi paylaşın..