Macaristan’ın Yeni Nesil Fotoğrafçılarından
Attila NAGY
Çocukluğundan beri fotoğraf çeken, fotoğrafla ilgilenen biri Attila Nagy. Sonraları bu ilgisini daha ileriye taşıyarak fotoğrafı profesyonel bir şekilde yaşam tarzı haline getirmiş. Şimdilerde Macaristan’ın Sopron şehrindeki Sopron Fotoklubün Genel Sekreteri ve aynı zamanda Avusturya Fotoğraf Topluluğu Üyesi. AFSAD’ın Macaristan’daki sergileri sırasında tanıma fırsatı bulduğum Attila, gerçekten iki ülkenin fotoğrafçılarının paylaşımları açısından bir köprü görevi görecek kadar sıcak ve cana yakın biri.
“BİRÇOK FOTOĞRAF TARZINI DENEMEKTEN KEYİF ALIYORUM. YILLAR SONRA DA DEĞERİNİ YİTİRMEYECEK VE ONA BAKAN KİŞİNİN FOTOĞRAFIN MESAJINI ANLAMAK İÇİN DÜŞÜNECEĞİ FOTOĞRAFLARI TERCİH EDİYORUM.”
Bize biraz kendiniz ve fotoğrafla olan serüveniniz hakkında bilgi verir misiniz?
Çocukluğumdan beri fotoğraf çekiyorum. İlk olarak kutu fotoğraf makinesi ile başladım ve çevremdeki her şeyin fotoğrafını çektim. Daha sonra karanlık oda çalışmalarına başladım. Özellikle siyah beyaz fotoğrafları çok sevdim ve dünyanın benim için önemli olan kısımlarını göstermek istedim. Bugünlerde genellikle dijital teknolojiyi kullanıyorum, ama hâlâ siyah beyaz fotoğraflar çekmeye devam ediyorum. Çekmekten en zevk aldığım şeyler, insanlar ve manzara fotoğrafları. Macaristan ve Avusturya’da fotoğraf sergileri düzenledim. Son sergim, 2010 yılının Ekim ayında AFSAD’ın da bir sergi açtığı Eisenstadt’daki Kulturzentrum’da açıldı.
1993 yılından beri Sopron Fotoğraf Klubünün bir üyesiyim. Buradaki eski üyelerden birçok şey öğrendim ve ilk ulusal yarışmaya katıldığım fotoğrafımla birincilik ödülü olan altın madalyayı kazandım. Bu sayede motivasyonum daha da arttı ve daha sonraları ulusal ve uluslararası yarışmalara da katılmaya başladım.
2000 yılından beri de Sopron Fotoğraf Klübünün sekreterliğini yapıyorum, burada uluslararası ilişkileri kurmakla sorumluyum. Avusturya, Almanya, Bohemya’da sergiler düzenliyorum ve bu ülkelerdeki fotoğraf klüpleri ile işbirliği yaparak Macaristan’da da sergiler düzenliyorum. Altı yıldır Avusturya Fotoğraf Topluluğunun (VÖAV) üyesiyim ve bu sayede birçok Avusturyalı fotoğrafçı ile iyi ilişkiler kurdum. Avusturya Fotoğraf Topluluğunun başkanı Albert Kriegler de her zaman Macaristan ve Macar fotoğrafçılar ile iyi ilişkileri olan insanlardan biridir. Birlikte atölye, sergi gibi birçok programa imza attık ve sık sık da fotoğraf yarışmalarında juri olarka görev aldık.
Fotoğrafın daha ziyade hangi anlatım dilini tercih ediyorsunuz? Kendinizi hangisine daha yakın buluyorsunuz?
Birçok fotoğraf tarzını denemekten keyif alıyorum. Yıllar sonra da değerini yitirmeyecek ve ona bakan kişinin fotoğrafın mesajını anlamak için düşüneceği fotoğrafları tercih ediyorum.
Macaristan’ın Sopron şehrinde yaşıyorsunuz. Burası sanat ve kültür merkezi olan Budapeşte’ye 4 saat, Viyana’ya ise 1 saat uzaklıkta bir şehir. Böylesi önemli bir yerleşimi olan bu şehirdeki fotoğraf etkinliklerinden bahseder misiniz?
Sopron’da birkaç yıldan beri, her yılın Ağustos ayının sonunda açıkhavada fotoğraf sergileri düzenliyoruz. Bu, Macaristan’da fotoğraf günü olarak bilinir ve bütün haftasonu Sopron meydanındaki sergide yer alıyoruz. Birçok insan bu sergiyi görmeye geliyor ve ziyaretçiler bu sergilerden çok hoşlanıyor. Ayrıca Sopron’da fotoğraf, hayatın ve sanatın önemli bir kısmını oluşturuyor.
Bildiğim kadarıyla Sopron Fotoklub gibi önemli işlere imza atan bir derneğiniz var. Bu derneğin tarihçesinden ve etkinlikleri hakkında bize bilgi verir misiniz?
Sopron’daki fotoğraf klübümüz, Macaristan’ın en eski derneklerinden biri ve 1906 yılında kurulmuş. Macaristan’da ve yurtdışında birçok ödüller kazanmış bir dernek. 2009 ve 2010 yıllarında Avusturya’daki Trierenberg Super Circuit’de en iyi dernek ödülünü kazandı. 45 aktif üyemiz var ve birçoğunu uluslararası yarışmalarda görmeniz mümkün.
“BENCE FOTOĞRAF ÇOK ÖNEMLİ ULUSLARARASI BİR DİLDİR VE DÜNYADAKİ İNSANLAR ARASINDA ARKADAŞLIK KURMAK ADINA YARDIMCI BİR GÜÇTÜR.”
Peki genel olarak Macaristan’da insanların fotoğrafa bakışı nasıl? Sanatsal olarak fotoğraf dalında ne tür etkinlikler düzenleniyor?
Bildiğiniz gibi dünyaca ünlü birçok Macar fotoğrafçı var; örneğin André Kertész, Robert Capa, Lucien Hervé, Ata Kandó, László Moholy Nagy, Marton Munkácsi gibi. Macaristan’da fotoğraf ve fotoğrafçılık her zaman çok önemli olmuştur. Bizim zamanımızda fotoğrafçılık başka bir şeydi ama bir fotoğrafın düşünce ve mesajı benzerdir. Bence fotoğraf çok önemli uluslararası bir dildir ve dünyadaki insanlar arasında arkadaşlık kurmak adına yardımcı bir güçtür. Ayrıca Macaristan’da fotoğraf, Doğu ve Batı fotoğrafçılığı arasında bir “köprü” olarak görülmektedir.
Avusturya sınırında yaşıyorsunuz, fakat AB’den dolayı sınırlar kalktı. Bu durum, Macaristan ve Avusturya arasındaki paylaşımı, fotoğraf açısından nasıl etkiledi sizce?
Derneğimizin eski üyelerinden, komünist diktatörlük zamanında, özellikle 1989 yılına kadar fotoğrafların yurtdışındaki yarışmalara gönderilmediğini duymuştum. Ama Macar fotoğrafçıların Avusturyalı arkadaşları, onlara fotoğraf çekmeleri konusunda ve fotoğraflarının Avusturya üzerinden bütün dünyaya yayılması konusunda yardım etmişler.
Günümüzde hiçbir sorun yaşamadan FIAP ile bütün dünyadaki ülkelerde düzenlenen yarışmalara fotoğraf gönderebiliyoruz.
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz aylarda Sopron’da AFSAD işbirliği ile soyut ve kompozit sergileri açıldı. Bu sergi vesilesiyle Türk ve Macar fotoğrafçılar tanışma fırsatı buldu. Uluslararası boyutlara ulaşan bu etkinlikler için neler düşünüyorsunuz?
Macaristan’da yaşayan insanlar, Sopron’da sergilenen AFSAD fotoğraflarından çok hoşlandı. Bu fotoğraf tarzları çok ilginç ve bizim için çok yeni. Türk fotoğrafçıların çabası çok hoşuma gitti, çünkü sanatsal fotoğraflar üretmişler. Kişisel olarak da soyut ve kompozit fotoğraftan çok hoşlandım çünkü fotoğraf üzerinde düşünüyorsunuz, bence de zaten sanatın amacı bu.
Yine 2011 Mayıs ayında AFSAD’da sizin bir serginiz olacak. Bu sergiden beklentileriniz neler?
Türk fotoğrafçılarla gerçekten iyi ilişkiler kurduk. Albert Kriegler ve ben bu yılki sergimizi Ankara’da düzenlemeyi planlıyoruz. Uzak ülkelerde fotoğraflarımızı sergileme olanağı bulmamız için harika bir olanak olacak bu sergi.
Karşılıklı olarak gelişen bu ilişkiler doğrultusunda geleceğe dair Türk-Macar ortak projeleri hakkında neler düşünüyorsunuz?
Türk fotoğrafçılarla birçok ortak etkinlik, atölye, sergi, yarışma düzenleyebiliriz ve ülkelerimiz ile halklarımız arasındaki dostluk bağını geliştirebiliriz. Macaristan’- da Türkiye’yi kardeş bir ülke olarak düşünüyoruz, bu yüzden dostluğumuz sağlam temellere dayanıyor.
Türkiye’den takip ettiğiniz fotoğrafçılar var mı?
Kişisel olarak AFSAD atölye şefleri ve üyeleri ile iyi ilişkiler kurdum ve Avusturya’da BUFSAD üyeleri ile de tanışma şansı yakaladım.
Dünyadan takip ettikleriniz kimler?
André Kertész, Robert Capa, Lucien Hervé, Ata Kandó, László Moholy Nagy, Marton Munkácsi.
RÖPORTAJ: Özlem DAĞ
FOTOĞRAFLAR: Attila NAGY
Kontrast Sayı 22, Mart-Nisan 2011