Arzu ÖZGEN | Perşembe Akşamı Bisikletçileri (PAB) Ankara (37. Sayı)

Bisiklet herkese farklı şeyler ifade eder; kimileri için eğlence, kimileri için spor, kimileri içinse bir ulaşım aracıdır. Anlamı her ne olursa olsun, bisikletin en önemli işlevi kuşkusuz çevreye sağladığı olumlu yöndeki katkılarıdır. Çevre dostu olmasından dolayı, aslında çevremizi yaşanabilir kılan tek ulaşım aracıdır. Başkent Ankara’da, büyük şehir olmasına rağmen, pek çok bisiklet grubu bulunmaktadır ama içlerinde katılımı en fazla olan grup Perşembe Akşamı Bisikletçileri’dir. Ben, bisikletle Ankara trafiğine çıkma konusunda kendime olan güvenimi bu grup sayesinde edinenlerdenim ve Perşembe Akşamı Bisikletçileri’nin Ankara için farklı yönlerden önem taşıdığını düşünüyorum. Bu nedenle, bu grubun oluşumuna en fazla katkıda bulunan sevgili Adnan Secer ile PAB Ankara üzerine yaptığımız sohbeti sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sevgili Adnan, PAB ne zaman ve nasıl oluştu?

Perşembe Akşamı Bisikletçileri, sivil bir insiyatif grubu olarak ilk kez 2007 yılında, sevgili Muhlis Dilmaç öncülüğünde İzmir’de kuruldu. Bisikletseverler Göztepe vapur iskelesinde buluşarak şehir turu yapmaya başladılar. PAB Ankara ise, 2008 yılında PAB İzmir’e destek amacıyla oluşturuldu ve günümüzde Ankara’nın en fazla katılıma sahip grubu haline geldi. PAB Ankara, bir çok ilde de PAB oluşumu için destek verdi ve şimdi Türkiye genelinde 41 il ve ilçede PAB her perşembe akşamı aynı saatlerde aynı amaç ve coşkuyla pedalını döndürüyor.

PAB’ın amacı nedir?

Öncelikli olarak bisikletin çevreci ve karbon salınımı yapmayan, temiz bir alternatif gündelik ulaşım aracı olduğunu halkımıza göstermek ve bu konuda bilinç ve kamuoyu oluşturmaktır. İkincil amacımız ise, gönüllü bir sosyal topluluk olarak toplumun lehine olan çevre ve insan konulu sosyal etkinliklere destek vermek ve gençlerimizi paylaşım ve dayanışmaya yönlendirmektir.

Fotoğraf: Nuran KANSU

PAB Ankara olarak şimdiye kadar neleri başardınız, başaramadığınız neler kaldı?

Şimdiye kadar neleri başardık? Aslında oldukça fazla şey başardık. Her şeyden önce Ankara’da ilk kez ve düzenli olarak şehir turları düzenleyen bir grup olarak, bisiklet severlerin bisikletle şehir trafiğine çıkmalarını sağladık. Toplu halde sürüş becerisi kazandırdık. Yaklaşık 5 yıldır trafiğin en işlek olduğu noktalardan geçen rotalarımızla, yaz kış demeden düzenli olarak Perşembe turları düzenledik ve bu turlarımızla yavaş yavaş araç sürücülerine bisikletçilerin trafikte varlığını kabul ettirmeye başladık. Kış aylarında perişan halde olan Gölbaşı hayvan barınağına yardım amaçlı etkinlikler düzenledik ve katılımcılarımızla her defasında 3500 köpeği besledik. Gelenekselleştirdiğimiz, UNESCO ve Çalışma Bakanlığı önderliğinde “Çocuk İşçiliğine Hayır” etkinliği yanında Kan Bağışı etkinlikleri düzenledik. 1 Aralık Dünya Aids Günü nedeniyle bilinç ve farkındalık yaratma amacıyla etkinlik düzenledik. Yine Dünya Otizm Haftası’nda “Otizmin Farkındayız”,trafikte kaybettiğimiz bisikletçi arkadaşlarımız için anma turları düzenledik. Son olarak da 18 Ağustos 2013 tarihinde, tüm Türkiye genelinde gerçekleştirilen “Bisikletli Ölümleri Dursun” hareketine aktif olarak destek verdik. Sincan Çocuk Islahevi ziyareti ve en önemlisi geçtiğimiz yıl, bir çevre vakfı ve ilçe belediyesi sponsorluğunda, Ankara’nın ilk büyük çaplı bisiklet festivalini düzenledik. Ayrıca bir çok kez televizyon ve radyoda haber konusu olduk ve programlara katıldık. Bir çok etkinliğimiz gazetelerde yer aldı ve böylece bisikletli yaşam konusunu ve gerekliliğini çok geniş kitlelere ulaştırdık. Yeni açılan ve tüm etkinliklerin, fotoğrafların ve bilgilerin güncellemelerinin yapıldığı www.pabankara.com web sitemizden de bizleri takip edebilirsiniz.
Henüz başaramadığımız şey ise, bisiklet yolları yapımında yerel yönetimleri harekete geçirme konusunda somut bir adım atamayışımız. Ne yazık ki, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı bisiklet konusunda – duyarlı davranmıyor ve yakın zamanda da Ankara’da ulaşım amaçlı bisiklet yolları göreceğimiz konusunda çok umutlu değiliz.

Yine PAB Ankara olarak hangi kuruluş ve örgütlerle ilişki içindesiniz, yardım alıyor musunuz?

Biz gönüllü bir bisiklet topluluğuyuz ve herhangi bir kuruluş ya da örgütle ilişki içinde değiliz. Ancak toplum yararına ve çevreci olan kampanyalara, istenmesi ve de bizce uygun görülmesi durumunda destek veriyoruz.

Fotoğraf: Nuran KANSU

Ankara’da bir bisikletçi olarak karşılaştığınız sorunlar nelerdir?

Hepimizin çok iyi bildiği gibi Ankara’da en büyük sorunlardan biri trafiktir. Türkiye geneli bir çok il gibi, bir başkent olarak da insan odaklı, yaya odaklı bir kent olmadığımızı düşünüyorum. Bu sorun sadece biz bisikletçilerin değil, aynı zamanda sürücü ve yayaların da sorunudur. Maalesef hala yaya geçitlerini ve trafik ışıklarını kullanamayan bir toplumuz. Bu sorun sanırım eğitim seviyesinden kaynaklanıyor. Yaya geçidi üzerinde duran araçlar, kaldırımda yayaların geçişini engelleyen park etmiş araçlar ve bu nedenle ya da keyfi olarak taşıt yolunda yürüyen yayalar günlük hayatımızda hepimizin çokça karşılaştığı şeyler. Bir bisikletçi olarak karşılaştığımız başlıca sorunlara gelince: Her şeyden önce Ankara’nın bisiklet yolu olmayan çok az sayıdaki başkentlerden biri olduğunu söylemek isterim. Bu nedenle de taşıt yollarını kullanmak zorundayız. Trafik kanunu, 60. md. gereği, bisiklet yolu olmayan yerlerde bisiklet taşıt yolundan gidebilir. Ancak bu kural bir çok sürücü ve trafik yetkilisi tarafından bilinmiyor. Trafikte bisikletin kabul görmemesi ve yok sayılması bir diğer sorundur. Bisikletin güvenli bir şekilde seyredebilmesi için araçların şehir içinde en az bir; şehirlerarası yollarda ise en az birbuçuk metre uzaktan geçmesi gerekir. Bu uluslararası bir kuraldır. Ancak bizde, bırakın bir metreyi bazı sürücüler, kasıtlı olarak bisikletlileri sıkıştırmakta ve otomobillerinin sağ camını açarak yanımızdan geçerken garip sesler çıkararak bağırmakta ya da tam yanımızdan geçerken kornaya uzun süre basarak bizleri ürkütme çabası içine girmektedirler. Sanırım bu davranış bozukluğu bizim toplumumuza özgü bir şey. Ankara’da bisiklet kullanan herkes bu sorunla karşılaşmıştır. Başta, ne yapacaklarını pek kestiremediğimiz taksiler olmak üzere, toplu taşıma araçlarının çoğu bisikletlilerin hayatlarını tehlikeye atacak şekilde sıkıştırmalar, ani frenler yapmaktadır. Ayrıca duran araç kapılarının birden açılması var. Ayna kontrolü sonrası açılması gereken kapı, sağ şeridi kullanan bizler için yine büyük risk taşımaktadır.

PAB’ın Ankara’ya katkıları olmuş mudur ve bunlar nelerdir?

Taşıt odaklı bir şehircilik anlayışının hakim olduğu bir başkentte, çevreci, motorsuz bir taşıt olan bisikletin günlük hayatta kullanılabilirliğini göstermek adına, büyük katkıları olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Ayrıca PAB sayesinde bir çok kişi bisikletle tanışmış ve günlük hayatta bisikleti bir ulaşım aracı olarak kullanmaya başlamıştır. Bisiklet yollarının gerekliliği konusunda artan bisikletli sayısı yerel yönetimlerin dikkatini çekecektir ve bisiklet yolları yapımına daha sıcak bakmalarını sağlayacaklardır.

PAB ile ilgili başka eklemek istediklerin?

PAB turlarımız sayesinde bir çok yeni arkadaşla tanışıyoruz, yeni dostluklar kuruluyor ve dayanışmamız büyüyor. “Bisikletli bir hayata merhaba” demek isteyenler, belki de bu öğretiyi enine boyuna sorgulayacağınız ve cevap alacağınız yer PAB turlarıdır diyebiliriz. Bir bisiklet almadan önce bir tura katılarak bile onlarca model ve çeşit üzerinden sahiplerine danışarak bir çok bilgiye ulaşabilirsiniz. PAB Ankara, yeni bir döneme giriyor. Şehrin bisikletle yaşanabilirliği ile ilgili üstüne düşen ne var ise kollarını biraz daha sıvamak üzere. Bu hareketlenmede gönüllü komiteler oluşturmayı ve ilgili komitelerin sadece görev alanlarında çalışmalarını devam ettirmeyi düşünüyoruz. Böylece bisiklet ile ilgili çözümlenmesi gereken bir çok konuya destek vermeyi arzuluyoruz.

Arzu ÖZGEN

Kontrast Sayı 37, Eylül-Ekim 2013

Bizi paylaşın..