Paylaşılan Kutsal Mekânlar projesi, Akdeniz, Ortadoğu ve Balkanlar’da üç İbrahimî dinin bir arada var olduğu mekânlara odaklanıyor. Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar yüzyıllar boyu yapageldikleri gibi bugün de başka bir dine ait mabetlerde ibadet ediyorlar. Dinî topluluklar arasındaki sınırların geçirgenliğini gösteren paylaşılan kutsal mekânlar, bu coğrafyalarda oldukça yerleşik bir hadisedir.
Bu üç tektanrılı din, teolojik farklılıklarına rağmen, inanışlar, ayinler, kutsal figürler ve mekânlar bakımından birçok ortak unsura sahip. Öte yandan, bu kesişmeler muğlaklıktan tamamen uzak olmadığı gibi kimi zaman da çatışmalara yol açabilmekte. Bu mabetler paylaşımın birçok örneğini sunduğu gibi, bölünme ve ayrışmayı da içeriyor.
Paylaşılan Kutsal Mekânlar sergisi bu hadiseyi, farklı bağlamlara sahip çeşitli örnekler vasıtasıyla konumlandırarak ve iç içe geçmiş mekân ve pratikleri, sembol ve figürleri öne çıkararak inceliyor. Anadolu’nun merkezinde yer alan Ankara, Paylaşılan Kutsal Mekânlar”ın hikâyesini anlatmak için ideal bir konuma sahip; zira bu geniş bölge yüzyıllar boyunca kültürel ve dinsel temasların mekânı oldu.
Dionigi Albera ve Manoël Pénicaud küratörlüğünde, Anadolu Kültür tarafından, Calouste Gulbenkian Vakfı ve Ankara Fransız Kültür Merkezi’nin desteğiyle gerçekleştirilmekte olan sergi 1 Temmuz – 30 Eylül 2021 tarihleri arasında devam ediyor.
Sergi hakkında ayrıntılı bilgiye buradan erişebilirsiniz.