Bu kitapta medya eleştirmeni ve düşünür Vilém Flusser fotoğrafa farklı, yeni devrimci bir düşünme yolu öneriyor. Fotoğrafın estetik, bilimsel ve politik yönleriyle analiz edilmesi, yazar için günümüz kültür krizini ve bu krizde ortaya çıkan yeni varoluş ve toplum biçimlerini araştırmanın anahtarını oluşturmaktadır. Flusser bu çalışmada metin kültüründen görüntü kültürüne (tarihin doğrusallığından sihrin iki boyutluluğuna) olan dönüşüm ile sanayi toplumundan sanayi-sonrası topluma (çalışmadan oynamaya) olan dönüşümün el ele gittiğini ve bu mutasyonun fotoğrafta özellikle net bir şekilde okunup gözlemlenebildiğini gösteriyor:
‘’Fotoğraf felsefesi, fotoğrafçılık pratiğini bilince çıkarmak için gereklidir. Ve bu bilinç de, söz konusu pratik sanayi-sonrası koşullarında bir özgürlük modeli sunduğu için gereklidir. Fotoğraf felsefesi otomatik, programlanmış ve programlayıcı aygıtlar dünyasında insan özgürlüğüne yer olmadığını ortaya koymalı ve sonra da buna rağmen özgürlüğe bir alan açmanın nasıl mümkün olacağını göstermelidir. Fotoğraf felsefesinin görevi, aygıtların hakimiyeti altındaki bir dünyada bu özgürlük ve dolayısıyla anlamlılık imkanı üzerinde düşünmektir; ölümün rastlantısal zorunluluğu karşısında insanın her şeye rağmen hayatına anlam vermesinin nasıl mümkün olduğunu ele almaktır. Böyle bir felsefe gerekli, çünkü artık bizim için yolu açık olan yegane devrim biçimi bu.’’