Özlem DAĞ | Sebastiao Salgado (1944 – ) Hikaye Anlatıcısı (22. Sayı)

Brezilyalı fotoğrafçı Salgado, 1944 yılında sekiz çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu olarak dünyaya geldi. Salgado lisans eğitimini fotoğraf dışı bir alanda ekonomi alanında yaptı. 1973 yılında eşinden aldığı makine ile Afrika’ya yaptığı yolculuk sırasında fotoğrafla tanıştı. Salgado aynı yıl, Sygma Ajansına girdi, 1975-1979 yılları arasında da Gamma Ajansı için çalıştı. Daha sonra Magnum Ajansı üyeliğine seçildi. ABD Başkanı Reagan’a düzenlenen suikast girişimini fotoğraflaması, ona uluslararası ün kazandırdı.

Yedi yıl boyunca (1977-1984) Brezilya’daki uzak dağ köylerini gezerek “Other Americans/Öteki Amerika (1986)” adlı albümü hazırladı. 1980 yılında on beş ay boyunca, Fransız Sınır Tanımayan Doktorlar Topluluğu ile Afrika’nın Sahra bölgesini gezerek “Sahel: L’Homme en Détresse/Sahra: Izdırap İçindeki İnsan” adlı çalışmasını hazırladı. 1986 ve 1992 yılları arasında o ana kadarki en büyük projesi olan “Workers/İşçiler (1993)” üzerinde çalışmaya başladı. Salgado, bu albümü hazırlarken yirmi altı ülke gezerek geniş çaplı bir işçi profili çıkarttı.

1997 yılında ise Brezilya’da topraklarının geri verilmesi için mücadele eden köylüleri fotoğrafladığı “After Terra: Struggle of The Landless/ Yurtsuzların Mücadelesi” çalışmasını gerçekleştirdi ve albümleştirdi. 2000 yılında ise kırk bir ülkede vatansız insanların, göçmenlerin ve mültecilerin çocukların portrelerinden oluşturduğu “Migrations and The Children/Göçmenler ve Çocuklar” albümünü yayınladı. Salgado 2002 itibari ile çocuk felcinin kökünü kazımak için gerçekleştirilen evrensel kampanyayı fotoğrafladığı belgesel çalışmasını tamamlamıştır.

Salgado çalışma yöntemleri ile pek çok çağdaşından ayrılan bir yaklaşıma sahiptir. Salgado’ya göre, projelerinde iyi sonuca ulaşmak fotoğraflanan insan ile kurulan ilişkiye bağlıdır.
Bu yüzden Salgado çalışmalarını gerçekleştirirken fotoğraflayacağı kişiler ile benzer koşullarda yaşar, onların yolculuk ettiği şekilde yolculuk eder. Aslında o fotoğraf çekmez, hikâyeler anlatır. “İnsanlar bana ‘Ne güzel, yoksul insan fotoğrafları çekiyorsun!’ dediklerinde aslında onlar hiç birşey anlamamışlardır. Ben fotoğraf çekmek için gitmem bir yere, öykümün içinde yaşamak için giderim.” diyerek fotoğrafa bakış açısını yansıtır. En çok eleştirildiği noktalardan biri, insanların acılarını estetik ve güzel gösterdiği yönündedir. Ancak bu özelliği, onu efsanevi fotoğrafçılardan biri yapmıştır.

Kontrast Sayı 22, Mart-Nisan 2011

Hazırlayan: Özlem DAĞ

Bizi paylaşın..