Berrin CERRAHOĞLU | Geçmiş Zaman Olur ki… (24. Sayı)

Fotoğrafa başlayıp da yarışmalara ilgi duymayanımız var mıdır?

Tarihin tozlu kitapları arasında dolaşırken Ankara Halkevi’nin amatörler arasında düzenlediği 1. Fotoğraf Sergisi’nin kataloğu elime geçti. Biraz incelendiğinde bu serginin ait olduğu yarışmanın Türkiye’de yapılan ilk fotoğraf yarışması olduğu anlaşılıyordu.

Türkiye’de fotoğraf sanatı kavramının ortaya çıkışı bundan yaklaşık yetmiş yıl öncesine dayanıyor. İlk fotoğraf yarışması ise, 1932-1951 yılları arasında varlığını sürdüren Halkevleri tarafından düzenlenmiştir. Ankara Halkevi’nin “I. Fotoğraf Müsabakası” 1939 yılında yapılmış, birincilik armağanını Gazi Terbiye Enstitüsü Resim-İş Muallimi Şinasi Barutçu “Antalya Limanı” adlı fotoğrafı ile kazanmıştır.

Fotogen’in öncü fotoğrafçımız Şinasi Barutçu adına ve onun yaratıcı ruhunu yaşatma amacıyla başlattığı ve geleneksel hale getirdiği “Şinasi Barutçu Fotoğraf Kupası” yarışması halen sürüyor.

Fotoğrafa başladığımızda tanıştığımız ilk fotoğraf yarışması ayın fotoğrafı değerlendirmesi olmuştur. Her ne kadar eğitim amaçlı olduğu söylense de, ayın fotoğrafı değerlendirmesinin, her derneğin kendi bünyesinde koyduğu kurallar çerçevesinde düzenlenen, dernekiçi bir yarışma olduğu yadsınamaz.

Son yıllarda ülkemizde fotoğraf yarışmaları o kadar çoğaldı ki, gerek içeriği gerek sonuçlarıyla fotoğraf dünyasının tartışma konularından biri haline geldi.

Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF), kurulduktan sonra, yarışma düzenleyicilerine bir patronaj numarası ile onay vererek, katılımcıların haklarını koruma sorumluluğunu üstlenmiştir. Yine TFSF tarafından örnek yarışma formu hazırlanmış; federasyon yarışmanın adı, konusu, amacı, katılım ücreti, yapıtlarda aranacak koşullar, yapıtın teslimi, seçici kurul, ödüller, sergi, yarışma takvimi, iletişim ve benzeri bilgileri içeren bu formu sitesinde yayınlamıştır.

İlk yarışma ve ilk şartnameye bakınca o günden bu güne fazla bir şey değişmediğini, tüm örneklerin ilkine sadık bir düzenleme ile günümüze kadar geldiğini gözlemliyoruz.

Dönemin ünlü kültür adamı Vedat Nedim Tör’ün bu kitapçıktaki yazısından yaptığım alıntı (*) ile “İkinci fotoğraf müsabakası şartları”nı sizlerle paylaşıyorum ve devamını sizlerin değerlendirmesine bırakıyorum. Gülümseyerek okumanız dileğiyle…

Bir Fetva ve Birkaç Düşünce (*)

(Fotoğraf)ın, tıpkı resim gibi bir haram ve küfür sanatı telakki edildiği karanlık devirlerde, Türkler tarafından rağbet görmesine tabiatı ile imkân yoktu. Onun için, fotoğraf zanaatine ancak İslam olmayan Osmanlılar iltifat gösterdiler: Andrimenos, Febüs, Sabah Jüaeye, Foto İbrahim, Foto Rense gibi sayılı istisnalar dışında, ‘Türk fotoğrafçı’ da cumhuriyetin doğurduğu bir teknisyen tipidir, Halkevlerinin bu girişiminde teknisyen fotoğrafçıyı ‘artist’ payesine yükseltmek gayesi de vardır.

Fotoğraf, güzel sanatlar ailesi arasına kabul olunabilir mi?

Fotoğraf çeken sadece bir kopyacı, bir tebyizci (müsveddeci), bir münakaleci (aktarmacı) değil de, bir yaratıcı ve bir kompozisyoncu olmak cevherine sahipse, evet!

Her sanat dalında olduğu gibi, burada da ölçü, ‘vasıta’ ve ‘teknik’ değil, ‘eser’ ve ‘ruh’tur.” Halkevlerinin rehberliği ile amatör fotoğrafçılığın Türkiye mikyasında yayılmasında şu faydalar beklenebilir:
1-Gençlerde opservasyon kabiliyetinin inkişafı.
2-Sanat zevkinin işlenmesi.
3-Dokümantasyon kaynaklarımızın çoğalması.
Yani, muhitimizi daha iyi görmek, (güzel)i daha çok aramak ve memleketi daha iyi tanımak.

Bunlar da “daha yüksek insan” ve “daha iyi vatandaş” olmanın ana şartlarından başka bir şey midir?

Bütün faaliyet kollarında daha yüksek insan ve daha iyi vatandaş ideallerinin ışığına koşan Halkevlerimizin bu teşebbüsüne karşı da gençlerimizin layık olduğu alakayı göreceğine ve şimdiye kadar gizli ve verimsiz kalan bir takım cevherlerin bu sahada da fışkıracağına inanıyoruz.”

İkinci fotoğraf müsabakası şartları
1- Ankara Halkevi ikinci fotoğraf müsabakasını açmıştır.
2- Bu müsabakaya yalnız Ankara’daki amatörler iştirak edebileceklerdir.
3- Müsabakaya her nevi fotoğraf gönderilebilir. Mevzu serbesttir.
4- Fotoğraf en aşağı 13-18 boyutunda olacak, teşhir edilecek şekilde kartona yapışmış bulunacaktır. Fotoğrafların mat veya parlak, krem veya beyaz olmasında mahzur yoktur.
5- Herkes arzu ettiği miktarda fotoğrafla müsabakaya iştirak edebilir.
6- Boyama ve rötuş yapılmış fotoğraflar müsabakaya dahil edilmezler.
7- Fotoğrafların üzerinde veya fotoğrafların bulunduğu zarfta hiçbir isim ve adres bulunmayacaktır. Her fotoğrafa bir rumuz konacak ve aynı rumuzu taşıyan ayrı bir zarf içinde fotoğrafları gönderenin sarih adresi bulunacaktır.
8- Müsabakaya gönderilen fotoğrafların negatifleri sahibinin elinde olmalıdır.
9- Fotoğrafların gönderileceği en son gün (7) marttır. Bu gün akşamına kadar Halkevine (Sekreterliğe) makbuz mukabilinde teslim edilecektir.
10- Müddetin bitmesinden bir hafta sonra toplanacak Jüri Fotoğrafları tasnif edecek ve derecelendirilecektir.
11- Sırası ile beş kişiye maktuğan mükâfat verilecektir. Birinciye (75), İkinciye (45), Üçüncüye (35), Dördüncüye (25), Beşinciye (20) lira mükâfat verilecektir.
12- Jürinin kararından sonra mükâfat kazananlar Ulus gazetesi ile ilan edilecek, bundan sonra mükâfat alan fotoğraflarla jürinin teşhire layık gördüğü fotoğraflar toplu olarak Halkevi salonunda teşhir edilecek ve altına sahibinin ismi konacaktır.
13- Bu sergi (15) gün açık kalacak ve herkes tarafından gezilecektir.
14- Jüri fotoğrafları tasnif ve derece alanları tespit ettikten sonra rumuzlu zarfları açacak ve aynı şahısın bütün fotoğraflarını toplu olarak Halkevlerinde teşhir edecektir.
15- Serginin kapandığı günden itibaren (bir ay) zarfında sahipleri tarafından alınmayan fotoğraflar için mesuliyet kabul edilmez.

Kaynak: (*) Vedat Nedim Tör (1897-1985), Fotoğrafa Dair: Bir Fetva ve Birkaç Düşünce ‘Ankara Halkevi II. Fotoğraf Müsabakası Şartları ve Geçen Yılki Fotoğraf Sergisi’ (kitapçığı içinde) 16×24, 32 sayfa. (Ankara, 1940)

Not: Kaynak kitap katkısından dolayı Sayın Remzi İnanç’a teşekkürlerle…

Berrin CERRAHOĞLU

Kontrast Sayı 24, Temmuz-Ağustos 2011

Bizi paylaşın..